Münih’teki Kulturbunt Neuperlach’ta geçtiğimiz ay gerçekleşen Freundschaftslieder (Dostluk Şarkıları) konseri, Türkiye ve Yunanistan halklarının müzikal ortak hafızasını sahneye taşıdı. Stuttgart’tan Sinem Garnateo Weber ile Tübingen’den buzuki virtüözü Nikos Hatziliadis, Ege’nin iki yakasından seslerini birleştirerek duygusal bir müzikal birlikteliğe imza attı. Onlara sahnede gitarist Enis Akmut ve bas gitarist Nikos Konstantinidis eşlik etti.
Konserde 1915’lere kadar uzanan, çoğu anonim halk türkülerinden oluşan bir repertuvar seslendirildi. “Sıra Sıra Selviler – To Kanarini”, “Bir Dalda İki Kiraz – Sala Sala” ve “Kalenin Bedenleri – Siko Chorepse Koukli Mou” gibi eserler, izleyicilere ortak bir folklorik belleği sundu. Enstrümantal parçalardan “Tatavla Nikriz Kasap Oyun Havası” gibi eserler ise sözsüz bir ortak dili temsil etti.
Konserin dikkat çeken bölümlerinden biri, Zülfü Livaneli’nin toplumsal temalı bestelerinin Yunanca yorumlarının sahneye taşındığı anlar oldu. “Merhaba – Gia Hara” ve “Kardeşin Duymaz Eloğlu Duyar – San to Metanasti” gibi eserler, daha önce Maria Faranduri tarafından Yunancaya kazandırılmıştı; bu kez Sinem Garnateo Weber ve arkadaşları tarafından seslendirilerek, evrensel dayanışma duygularını dinleyicilerle buluşturdu. Ayrıca Yeni Türkü tarafından Türkçeye kazandırılan “Maskeli Balo – Pes Mou Pos Ginetai” ve “Telli Telli – Teli Teli” gibi eserleri seslendirerek, iki halkın müzik yoluyla birbirini nasıl beslediğini gösterdi.
Bu özel proje, Ege Denizi’ni yalnızca bir coğrafi sınır değil, aynı zamanda iki halk arasında paylaşılan kültürel bir mirasın simgesi olarak ele alıyor. Sinem ve Nikos’un yorumlarıyla hayat bulan ezgiler, Ege’nin iki kıyısındaki yaşamların ne kadar iç içe geçtiğini müzik aracılığıyla yeniden hatırlattı.
Bu da ilginizi çekebilir: