Donnerstag, März 28, 2024
StartNEWS & SPECIALSErdal Pektaş yazdı: "Adam kazandı"

Erdal Pektaş yazdı: „Adam kazandı“

ErdalPektas_KoseSon yazımın başlığını‚Biz kazanacağız‘ şeklinde atmıştık. O yazı yazıldığı dönemde Seçimi 14 bine yakın bir oy farkıyla kazanan Ekrem İmamoğlu’na haftalar sonrası mazbatası verilmiş, ancak mağlup taraf “Hiç bir şey olmadıysa, bir şeyler olmuştur.” diyerek YSK’ya başvurmuştu. Kararı kim verdi bilinmez ama YSK, seçimlerin yenileneceğini ve bunun tarihinin 23 Haziran olduğunu açıkladı. İşin ilginci karara, YSK başkanı dahi “Yok artık, buna ben bile ‚evet‘ diyemem” diyerek karşı çıkmıştı. İlk süreçte “Bu bir bekaa sorunudur”, “Biz kazamazsak su faturalarınızı PKK’lılar getirecek” diyenler bir daha bekaayı ağzına almadı. 23 Haziran’a doğru ise ”Oylar çalındı ama kim çaldı bilmiyoruz.‘, ‚Çalındı dedik ama o siyasi bir söylemdi.‘, ‚İstanbul halkı ya Binali Yıldırım’a, ya da Sisi’ye oy verecek.”, “Yunan basınının manşetlerine bakın. İstanbul seçimlerini bir Pontuslu’nun kazanmasına nasıl seviniyorlar.” cümleleri yerini aldı. Rivayet odur ki, Mısır Devlet Başkanı Sisi,‚İstanbul seçimlerinde aday değilim‘şeklinde açıklama yapmış. İçişleri bakanı da,‚İstanbul’a PKK’nın sızmasını önlemeye çalışıyoruz‘derken terör örgütünün liderinin mektubu devletin ajansına, kardeşinin söyleşisi de devletin televizyonuna sızmıştı. Bir liderin ‚İstanbul’a mitil atacağız‘sözü ise olmayan dengemizi daha da bozdu. Herkes mitilin ne manaya geldiğini araştırmaya başladı. En son ise yanmayan terlik ve kefen bezi satan Cüppeli’nin ‚İmamoğlu’na neden oy verilmeyeceği‘konusunda fetva vermesiyle hep birlikte mutluluk katsayımız Everest’in zirvesine ulaştı. ‘Adam kazandı’ kazanacağı da belliydi ama Adam’ın herkesten önce yukarıdaki cümleleri kurarak farkın 800 bini aşmasına vesile olanlara teşekkür borcu var.

BU DA MI GOL DEĞİL?

Toz, duman arasında 23 Haziran’a  geldik ve oyları kullanıp saymaya başladık. Geçtiğimiz dönemlerde muhalif çizgide yayın yapan Tv kanalları akşam 20:00 olmadan pes eder ve hiç seçim yapılmamış gibi alakasız programları yayınlamaya başlardı. Ama 31 Mart ve 23 Haziran’da bunun tersi oldu. Bunu tersine çevirenler ise başta Ekrem İmamoğlu ve Canan Kaftancıoğlu olmak üzere İstanbullu CHP’lilerdi. Boşuna günlerce oy çuvallarının başında nöbet tutmamışlardı. Sayımlar sonucundu 800 binin üzerindeki fark “Bu da mı gol değil ha, söyleyin bunu da mı atamadım?” repliğini dillere doladı. Sandıkların kapanmasına kısa bir süre kala Tv’lerde son dakika bandı olarak ‘AKP ve CHP’den YSK’ya itiraz‘ cümlesinin geçmesi yürekleri ağızlara getirdi ama bereket ucuz atlatıldı.

OKUL BAHÇESİNDEN SOKMAK!

Bazı Tv’ler ise seçim sürerken hala‚Nasıl oy kullanılır, mührü nereye basacağız?‘ şeklinde yayın yapıyordu. Sayıma geçildiği zaman ise YSK’nın müşterisi olmadığı halde geçmiş seçimlerde bir saat içinde oyların yüzde 90’ını sayan ve bir tarafı açık ara galip ilan eden kurumun bu kez sesi soluğu çıkmadı. Sayım sonrası sonuçlar belli olunca ise sosyal medya adeta yıkıldı. Dünyada ekonomik başarı yerine orantısız zeka kullanımı geçerli olsa şimdi açık ara süper güçtük, bu da böyle biline. Bir tanıdığımın sosyal medyada paylaştığı“Senede neredeyse 18 seçim yapıyoruz, Bizim o oy pusulasını okulun bahçesinden atarak sandığın içine sokmamız lazım” cümlesi herhalde geçersiz 100 binden fazla oy kullanan vatandaşlara bir sitemdi ve bana göre çok haklıydı.

BU MEDYA RAHAT DURMAZ

Türkiye’nin önünde şimdi dört yıldan uzun bin süre seçim gözükmüyor. Hiç bir parti lideri de şimdilik seçim kelimesini ağzına almıyor. Ama biliyoruz ki, biz seçimsiz duramayız, hele hele dört sene. Seçimden geçinen, Tv’lerde, gazetelerdeki köşelerinde bu konuda ahkâm kesen yüzlerce yetişmiş insanımız var. Hangi gönül bunların bir köşede atıl pozisyonda durmasına razı olur. Seçim olmazsa bunlara ihtiyaç olmadığı ortaya çıkar, ki bu da akıtılan kaynakları akıllara getirir. Büyükşehir belediyelerinin her gün aldığı binlerce yandaş gazete, kimsenin okumadığı, izlemediği bu gazete ve Tv’lere verilen reklamlar. Neler değişir bilmiyorum ama bu kaynaklar kesilirse bu medya organlarının rahat duracağına beni kimse inandıramaz.

İYİ TATİLLER

Almanya’da yaz tatili başlıyor. İnsanlar koca bir yılın yorgunluğunu atmak için mücadele verecekler ve yine daha fazla yorulacaklar. Hele bizde bir tatil anlayışı ve anavatan yolculuğuna hazırlanma süreci var ki anlatılacak gibi değil. Ama böyle gelmiş böyle gider diyelim ve herkese iyi tatiller dileyelim. Sağ salim gidin ve sağ salim dönün.

Hoşçakalın
Erdal Pektaş

Hamide Türker
Hamide Türkerhttp://piyasa.de
Founder & Editor in Chief
BENZER HABERLER

Son eklenenler