Yeşil köşemizde, yine muhteşem doğamızı koruma konularını dile getirmek üzere, sizlere merhaba diyorum.
Sanayi devrimi ile birlikte yaygın kullanılan ve çevre tahribatına sebep olan fosil yakıtlardan bahsetmiştik. Kömür ile elektrik üretimi diğer enerji kaynakları ile kıyaslanınca ucuz gözüküyor. Bu enerjinin ne kadar pahalı olduğunu, üretim ve tüketim bedelini mayıs ayında Soma’da kömür madeninde yaşanan facia ile olabilecek en acı şekilde görmüş olduk. Oysa alternatifler var; gelin sorunları bırakıp çözümlere bir bakalım.
İyi haber: şu anda mevcut ve sürekli geliştirilen teknolojiler, güneş, rüzgar, biokütle ve su gibi tükenmeyen, temiz enerji kaynaklarının kullanımını mümkün kılıyor. Med / Cezir veya deniz dalgaları gibi daha az bilinen egzotik kaynaklar da başarılı olarak uygulanıyor.
Yıllık küresel enerji tüketiminin 10.000 kat daha fazlası olarak dünyaya ulaşan güneş enerjisinin üstünlükleri saymakla bitmez. Arşimet güneş ışığını aynalar ile odaklayarak gemiler yakmış, Galileo merceği icat etmiş, Kopernik „her şeyin ortasında güneş var“ demiş, güney yönüne çok pencere koyarak güneş ısısından faydalanmayı ilk akıl eden Sokrates olmuş. Enerji kaynağı olarak düşünülmesi ise 1860’li yıllarda başlamış.
Bilindiği üzere, günümüzde güneş ışığından enerji üretmenin temel yolları: elektrik üreten Fotovoltaik sistemler, ısı üreten termal sistemler, soğutucu ve havalandırma sistemleridir. Uygulama alanları konutlardan güneş tekneleri ve arabalarına, bitki ve tahıl kurutma araçlarından aydınlatma sistemlerine kadar oldukça kapsamlı.
Bir dahaki yazılarda güneşin ve gücünün pratik ayrıntılarına bakacağız.
Yine buluşmak dileği ile sevgiler
Çiğdem Şanalmış / Güneş enerjisi danışmanı, Bauzentrum München
„Çok da uzak olmayan bir gelecekte çocuklarımızın gözlerinin içine bakma cesaretini gösterip şu gerçeği itiraf edebilecek miyiz acaba? Fırsatımız vardı ama cesaretimiz azdı – Teknolojimiz vardı ama vizyonumuz dardı.“
Dr. R.K. Pachauri, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli başkanı
