Feminist rap sahnesinin öncü ismi, akademisyen ve yazar Dr. Reyhan Şahin namı diğer Lady Bitch Ray, geçtiğimiz günlerde Münih’te gerçekleşen söyleşide yeni kitabı „Amazonenbrüste – wie ich den Brustkrebs bekämpfte“ (Amazon Göğüsleri – Meme Kanserini Nasıl Yendim) üzerinden deneyimlerini paylaştı. Söyleşi katılımcıları hem bilgilendirici hem de güçlendirici bir akşam sundu.
Prinz Eugen Buch tarafından Neue Ziegelei Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinliğe neredeyse tamamı kadınlardan oluşan yaklaşık 80 kişi katıldı. Program, Prinz Eugen Buch adına Johannes Rieder tarafından başlatılırken moderasyonu İlayda Akbaba üstlendi. Reyhan Şahin, yeni kitabından bölümler okuyarak kanser teşhisi ve tedavi sürecini samimi ve esprili bir dille anlattı.

Kanser süreci ve mizahın gücü
Şahin, kanser teşhisinin ardından internette bilgi aramanın onu negatif içeriklerle doldurduğunu fark ettiğini, buna karşılık doktorların da çoğu zaman hastayı korkutmamak adına yeterince açıklayıcı olmadığını söyledi. Şahin ayrıca, başka bir doktorun kendisine kanser türünü ayrıntılı biçimde açıklamasının ve yaşam tarzı ile birlikte tedavinin yüzde 90 iyileşme şansı sunduğunu söylemesinin onu ne kadar rahatlattığını paylaştı. Bu tür açık ve cesaret veren bilgilerin Almanya’da çoğu zaman “aşırı temkinlilik” nedeniyle eksik bırakılmasının hastaları güçsüzleştirdiğini vurguladı. Şahin, “Kız arkadaşlıklarınıza iyi bakın, onlara ihtiyacınız olacak” diyerek hastalık sürecinde kadın dayanışmasının önemine de dikkat çekti.

Hastalığının ilk aylarında hiç gülmediğini belirten Şahin, kitabın 6-7 ay süren yazım sürecinin sonunda esprili tonunu eklediğini söyledi. Şahin, mizahı hem kendisi hem okurları hem de çevresi için bir ‘ventil’ olarak kullandığını, ayrıca psikolojinin, dil ve düşüncenin kansere karşı olumlu etkilerinin de sürecin üstesinden gelmede önemli rol oynadığını vurguladı. Almanca yazılmış pek çok kitapta bir tür “migrationsdefizit” (göçmen deneyiminin eksikliği) bulunduğunu, bu nedenle kendini özdeşleştirmekte zorlandığını aktardı. Audre Lorde’un 1980 tarihli kanser günlüğünü çok etkileyici bulduğunu ancak tonunun oldukça karanlık olduğunu; buna karşılık başka bir kitabın mizahi yaklaşımından ilham aldığını belirtti.
Kemoterapi ile ilgili de konuşan Şahin, „kemoterapiyi Isparta gül suyu olarak hayal ettim.“ dedi ve yakışıklı, güney Almanyalı doktorun, “Ne diyebilirim ki… kemo ist scheiße (berbat bir şey)” sözlerini esprili bir taklitle anlattı. Şahin, kanserle mücadelenin çıplak gerçekliğini bile taklit yeteneği ve esprili diliyle ifade ederek salondakileri güldürmeyi başardı.

Rap ve hiphop kültüründe kadın öncülüğü
Söyleşinin müziğe uzanan bölümünde ise Şahin, kendi öncü emeğinin yok sayılmasına sitem etti. Şahin şöyle konuştu: “Bugün Almanya’da genç kadınların rap yapması çok cool. Ama Alman rap sahnesinde bu kadınlar benim öncü emeğimi tanımıyor. Hiphop gibi ırkçılık karşıtı, dayanışmacı ve ilerici bir müzik kültüründe biraz saygı gerekir. Çünkü ortada kültürel bir sahiplenme meselesi de var, özellikle beyaz orta sınıf kadınlar yaptığında. Benim de ilham aldığım isimler vardı ve ‘bitch’ kelimesinin geri kazanımını (reclaiming) anlatırken asla onları anmadan geçmem. Bu genç kızlar bunu anlamıyor; bu nedenle bu tutum beni kızdırıyor. Yoksa rap yapan her kadın ve queer kişi için gerçekten seviniyorum ve hatta onları etkileyebilmişsem daha da güzel.”
Şahin ayrıca, söyleşi sırasında yeni albüm çalışmasını da duyurdu.
Etkinlik, kadın dayanışması ve bilginin paylaşılmasının önemine vurgu yapan güçlü bir mesajla sona erdi. Şahin, “Dünyayı daha iyi bir yer yapmak için çabalayın; işe kendinizden, kendi kapınızın önünü temizlemekten başlayın.” diyerek katılımcılara teşekkür etti. Söyleşinin ardından imza ve fotoğraf çekimi için uzun sıra oluşturan katılımcılar, o sırada Şahin ile birebir konuşma fırsatı da buldular.








