Münih’te Olympia-Einkaufszentrum (OEZ) alışveriş merkezinde 2016 yılında gerçekleşen ırkçı saldırının 9. yıl dönümünde, yaşamını yitirenler binin üzerinde kişinin katıldığı bir törenle anıldı. Yapılan konuşmalarda kurban yakınları, artık anmaların ötesine geçilmesini, verilen sözlerin tutulmasını ve saldırının tüm yönleriyle aydınlatılmasını talep etti.

Tören, saldırıda hayatını kaybeden dokuz kişinin isimlerinin tek tek okunmasıyla başladı: Armela Segashi, Can Leyla, Dijamant Zabërgja, Guiliano Kollmann, Hüseyin Dayıcık, Roberto Rafael, Sabine S., Selçuk Kılıç ve Sevda Dağ. Törene rahatsızlığı nedeniyle katılamayan Münih Anakent Belediye Başkanı Dieter Reiter’in yerine açılış konuşmasını ikinci Belediye Başkanı Dominik Krause (Yeşiller Partisi’nden) yaptı. 

OEZ’in önündeki anma anıtının yanında yapılan törende kurban aileleri ve saldırıdan mucizevi bir şekilde kurtulan Hüseyin Bayri’nin yaptığı konuşmalarda sevgi, öfke ve adalet talepleri vardı. Kurban yakınları yaptıkları konuşmalarda, katledilenlerin mezarlarına anıt dikilmesi, Münih sokaklarına kurbanların isimlerinin verilmesi, saldırının arka planının tamamen aydınlatılması ve saldırının yapıldığı restoranın kapatılarak bir eğitim merkezine dönüştürülmesi gibi taleplerini dile getirdi.

Sibel Leyla: Misafir değiliz, bu toplumun parçasıyız
14 yaşında öldürülen Can Leyla’nın annesi Sibel Leyla, güçlü bir ifadeyle şunları söyledi: “Siyaset göç korkusu üzerine inşa edilmemeli; biz bir tehdit değiliz. Biz, çocuklarını toprağa vermek zorunda kalan anne ve babalarız. Biz bu ülkede misafir değiliz, bu toplumun bir parçasıyız. Bu saldırı ve benzeri tüm saldırılar aydınlatılıncaya kadar susmayacağız, mücadele edeceğiz.”

Hüseyin Bayri: Mermisi bittiği için hayattayım
Olaydan sağ kurtulan tanıklardan Hüseyin Bayri ilk kez bir anma töreninde konuştu. Saldırganın açıkça “Siz yabancılardan nefret ediyorum” diyerek ateş açtığını belirterek, “Bizi insan olarak görmüyordu“ dedi. Bayri, yaşadığı dehşeti şu sözlerle anlattı: “Saldırgan ‘Yabancılardan nefret ediyorum’ diye bağırarak ateş açıyordu. Guiliano vurulmuştu, yaralarını bastırmaya çalışıyordum. Birden saldırgan karşımda durdu, silahı kafama doğrulttu ve iki kez tetiğe bastı ama mermisi kalmamıştı. Sonra bilincimi kaybettim. Uyandığımda üzerim kan içindeydi. O kan bana ait değildi, yardım etmeye çalıştığım Guiliano’nun kanıydı.“ 

Gisela Kollmann’dan Münih Belediyesi’ne eleştiri
Bazı aileler, Münih Belediyesi’ne verdikleri sözlerin hâlâ yerine getirilmemesine karşı açıkça tepki gösterdi. Saldırıda torununu kaybeden Gisela Kollmann, “Ben yaşlıyım, hastayım – en azından bu sözlerin tutulduğunu görmek istiyorum.” dedi.

Dayanışma büyüyor: Hanau, Solingen ve Dortmund da oradaydı
Etkinliğe, Almanya’nın diğer şehirlerinde yaşanan ırkçı saldırıların ardından mücadele yürüten oluşumlar da katıldı: Initiative 19. Februar Hanau adına Emiş Gürbüz, Initiative Solingen 1993 adına Sibel I., Solidaritätskreis Mouhamed Lamine Dramé Dortmund adına Sidy Dramé, konuşmalarında, ırkçı şiddetin bireysel değil, yapısal bir sorun olduğunu ve bu mücadelede yalnız olmadıklarını vurguladılar. Törende ayrıca birkaç sesli mesaj da dinletildi. 

Müzik, gözyaşı ve sessiz çığlıklar
Törene Köln’den gelen sanatçı Berivan Kaya, program boyunca gitar eşliğinde söylediği Telli Turnam, Neredesin Sen, Hasretinle Yandı Gönlüm ve Kendine İyi Bak şarkılarıyla duygusal anlar yaşattı. OEZ’in önünde bulunan anma anıtına çiçekler ve çelenkler bırakıldı.

İnançlar buluştu, sözler şarkıya dönüştü
Etkinliğin sonuna doğru, dini inançlar arası barış duası (Interreligiöses Friedensgebet) yapıldı. Ardından çok özel bir an yaşandı: Saldırının ardından ailelerin anlattıklarından yola çıkarak yazılan bir şarkı, sahnede ilk kez seslendirildi. Rapçi WASEEM, Word-Up-Crew ve Selçuk Kılıç’ın kuzeni Arda ile birlikte sahnedeydi. Etkinlik, bu rap performansıyla sona erdi.

Münih OEZ saldırısının üzerinden dokuz yıl geçmesine rağmen, kurban yakınlarının adalet arayışı devam ediyor. Toplumun çeşitli kesimlerinden gelen çağrılar, Almanya’da ırkçılıkla yüzleşme ve mücadelede samimi adımlar atılması gerektiğini tekrar gözler önüne seriyor.

Fotoğraflar ve haber: Levent Çokdeğerli