Çarşamba, Aralık 3, 2025
Startseite Blog

Ne Var Ne Yok: Münih kasım 2025 etkinlik önerileri

Kasım ayında Münih’te öne çıkan etkinlikleri sizin için seçtik. Ay boyunca güncelleyeceğimiz bu seçkide, hem dikkatimizi çeken hem de sizin için anlamlı olabileceğini düşündüğümüz etkinliklere yer veriyoruz.

……………………………………………………………………………………………………………………

Pervin Chakar Konseri

Kürt-Alman soprano Pervin Chakar, hem opera repertuvarındaki ustalığı hem de Kürtçe müziğin zenginliğini sahneye taşıyan yorumuyla Münih’te dinleyicilerle buluşuyor. Chakar, halk ezgilerini Batı müziği enstrümanlarına uyarlarken geleneksel yapıyı bozmadan doğu ile batı arasında güçlü ve duygu yüklü bir köprü kuruyor.

Yer: Max-Joseph-Saal
, Residenz Münih
Tarih: 14 Kasım Cuma
, 20:00

Bilet: 32 – 42 Euro (Buradan alabilirsiniz)

……………………………………………………………………………………………………………………

Möllner Rede im Exil – Münchner Volkstheater

1992’de Mölln’de gerçekleşen ırkçı kundaklama saldırılarında hayatını kaybeden Ayşe Yılmaz, Yeliz Arslan ve Bahide Arslan anısına düzenlenen Möllner Rede im Exil, bu yıl Münchner Volkstheater’da gerçekleşiyor.
İbrahim Arslan’ın öncülük ettiği etkinlik, mağdurların ve ailelerin sesini merkeze alarak dayanışmacı, bağımsız ve eleştirel bir hatırlama kültürünün izini sürüyor.
Bu yıl, Arslan ve Yılmaz ailelerinin yanı sıra Münih’teki OEZ saldırısından etkilenen aileler ve Semra Ertan’ın yakınları da söz alacak. Keynote konuşmaları Alena Isabelle Jabarine ve Deborah Feldman yapıyor. Gecede müzisyen Berivan Kaya sahne alacak ve sanatçı Rajya Karumanchi-Dörsam’ın enstalasyonu da sergilenecek. Etkinlik dili Almanca.

Yer: Münchner Volkstheater

Tarih: 15 Kasım, 18:30
Bilet ve detaylı bilgi

……………………………………………………………………………………………………………………

Suz-i Dil Korosu ile Cumhuriyet’in 102. yılı konseri

Yarın akşam Münih’te Ahmet Mavruk şefliğinde Suz-i Dil Korosu, dinleyicileri Cumhuriyet tarihine uzanan müzikal bir yolculuğa çıkaracak. Nazım Hikmet Kültür Merkezi Münih tarafından düzenlenen etkinlikte, geleneksel sanat müziğinin geçmişten günümüze uzanan repertuvarından oluşan bir seçki sunulacak.
İki bölümden oluşan etkinliğin ilk bölümünde Suz-i Dil, Cumhuriyet öncesi eserlerden Cumhuriyet sonrası döneme kadar uzanan sanat müziği örneklerini seslendirecek.
İkinci bölümde ise koro, seyircilerle birlikte şarkılar söyleyecek.
Etkinliğe giriş 15 Euro bağış karşılığında. Gecede açık büfe ve içecekler de küçük bir katkı karşılığında sunulacak.

Yer: IG-Feuerwache, Ganghoferstraße 41, Münih
Tarih: 15 Kasım, 19:00 (kapı), 20:00 (konser)

……………………………………………………………………………………………………………………

Bora Yıldız, akustik performans

Bu cuma akşamı Münih’te samimi ve sıcak bir akustik gece arayanlar için güzel bir seçenek:
Bora Yıldız, hem Eskises grubundan tanıdığımız hem de kendi yazdığı ve bestelediği şarkıları solo olarak seslendiren bir müzisyen. Sade akustik düzenlemeleri ve gitar eşliğinde söylediği parçalarıyla Diyar’da keyifli bir akşam sunuyor.

Yer: Restaurant Diyar, Wörthstr. 10, Münih

Tarih: 15 Kasım
Saat: 20:30

Giriş: Ücretsiz

……………………………………………………………………………………………………………………

Kadın girişimciler pazarı: Mama macht Weihnachtsmarkt

Pazar günü Münih’te Mama macht Markt’ın yılbaşı edisyonu gerçekleşiyor. Etkinlik, kadın girişimcilerin el emeği ürünlerini ve tasarımlarını bir araya getiren alternatif bir yılbaşı pazarı sunuyor.

Bu yıl pazarın stantları arasında Münihli Göçmen Anneler grubundan tanıdığımız bir kadın üreticiler de yer alacak. Ayrıca ziyaretçiler mini yılbaşı ağacı, kış temalı mum ve tıg işi süs atölyelerine katılabilecek ve el yapımı hediyeliklerden dekoratif tasarımlara kadar geniş bir seçkiyi keşfedebilecek.

Yer: Freiheitshalle, Rainer-Werner-Fassbinder-Platz 1, Münih
Tarih: 16 Kasım, 11:00 – 18:00

……………………………………………………………………………………………………………………

Türkçe Quiz Night

Münih’te ilk kez tamamen Türkçe gerçekleştirilen Quiz Night’ta pop kültürü, müzik, filmler ve nostalji bir araya geliyor. Katılımcılar takım kurarak soruları birlikte cevaplıyor ve gecenin sonunda sürpriz bir ödül kazanma şansı elde ediyor. Keyifli ve rekabetli bir akşam için herkese açık bir etkinlik. Giriş ücreti 10 Euro, shot ikramı dahil

Yer: Margot-Kalinke-Str. 3
Tarih: 20 Kasım, 20:00
Bilet: kapıda

……………………………………………………………………………………………………………………

Banda Entopica Konseri

Selanikli grup Banda Entopica, Münih’te bir konser verecek. Grubun müzisyenleri farklı deneyimlerini birleştirerek geleneksel ve modern Balkan müziğinin eşsiz bir karışımını yaratıyor. Klarinet, saksafon, akordeon ve geleneksel davul Daouli ile Balkan’ın farklı bölgelerinden ezgiler, kendi besteleriyle birleşiyor ve dans dolu, coşkulu bir atmosfer sunuyor. Canlı performansları izleyicilere coşkulu ve unutulmaz bir deneyim sunan grup, 20 Kasım’da Import Export sahnesinde sahne alacak.

Yer: Import Export, Münih
Tarih: 20 Kasım, 20:00
Bilet: 25 – 29 Euro (buradan alabilirsiniz)

……………………………………………………………………………………………………………………

Auf einen Mokka mit Sue: Jihan Alomar

Sue Çakar’ın Habibi Kiosk’taki yeni sohbet formatının konuğu, çok sayıda ödül almış Ezidi yazar Jihan Alomar. 2014’te IŞİD tarafından kaçırılan ve on ay boyunca esir tutulan Jihan, bugün Tübingen’de yaşayan, insan hakları ve hafıza mücadelesinin önemli genç seslerinden biri. Yazar olarak okullarda ve kurumlarda yaptığı çalışmalarla tanınıyor ve birçok insan hakları ödülüne layık görüldü. Etkinlik dili Almanca.

Yer: Habibi Kiosk, Münih
Tarih: 21 Kasım, 19:30
Bilet: ücretsiz

……………………………………………………………………………………………………………………

Memleketten Uzakta Bir Arada

Münih’te klinik psikolog Pınar Deniz, Türkiye’de geçen çocukluğumuz, göçmenlik deneyimi ve kolektif iyileşme üzerine bir atölye çalışması yürütecek. Katılımcılar, göçün yaşamlarımız üzerindeki etkilerini, duygusal izlerini ve kolektif iyileşme yollarını birlikte keşfedecek. Etkinlik Türkçe gerçekleşecek ve göç deneyimi olan veya ailesinde göç geçmişi bulunan herkes davetli olacak.

Yer: AEV, Prinzregentenstraße 120, Münih
Tarih: 22-23 Kasım, 14:00 – 18:00
Bilet: Bilgi ve kayıt detayları burada

……………………………………………………………………………………………………………………

Melikşah Altuntaş: “Bunu Kendime Neden Yapıyorum?”

Melikşah Altuntaş, ‘Bunu Kendime Neden Yapıyorum?’ adlı gösterisi ile 24 Kasım’da Münih’te Heppel & Ettlichsahnesinde olacak.
Altuntaş, her zamanki mizah anlayışıyla, toplumun üzerine inşa ettiği “doğru” kimlikler ve beklentilerle yüzleşiyor. Yüksek tempolu, şaşırtıcı ve düşündüren bir gösteriye hazır olun.

Yer: Heppel & Ettlich, Münih
Tarih: 24 Kasım, 19:00
Bilet: 35 Euro (Buradan alabilirsiniz)

……………………………………………………………………………………………………………………

Hysteria filmi

Mehmet Akif Büyükatalay imzalı Hysteria filmini sinemada izlemek için belki de son fırsatınız.
Film, bir set ortamında yanmış bir Kuran bulunmasıyla karanlık bir hâl alan çekim sürecini ve kaosa sürüklenen bir ekibin hikâyesini anlatıyor. Stajyer Elif’in (Devrim Lingnau) sırlar ve yalanlarla örülü tehlikeli bir oyunun içine sürüklenişi, “film içinde film” motifinin ustalıkla kullanımıyla işleniyor. Birçok ödülle dikkat çeken film, son seanslarında sinemaseverlerle buluşuyor.
Oyuncular: Mehdi Meskar, Serkan Kaya, Nicolette Krebitz, Aziz Çapkurt, Nazmi Kırık

Yer: Werkstattkino, München (ve listede yer alan salonlarda)
Tarih: 24–25 November, 22:00

……………………………………………………………………………………………………………………

Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü

25 Kasım’da Münih’te Geschwister-Scholl-Platz’ta bir araya gelinerek, kadına yönelik şiddete, kadın cinayetlerine, savaş ve toplumsal eşitsizliklere karşı dayanışma gösterilecek.
Yürüyüş, Geschwister-Scholl-Platz’tan başlayıp Hohenzollernplatz’ta sona erecek. Bu eylem, sadece bireylere değil, patriarkal ve ırkçı sistemlere karşı küresel bir duruş sergiliyor. Dayanışmaya herkes davetlidir.

Yer: Geschwister-Scholl-Platz, Münih
Tarih: 25 Kasım, 18:00 – 20:30

……………………………………………………………………………………………………………………

Derya Yıldırım & Grup Şimşek Konseri

Anadolu halk ezgilerini saykodelik rock, funk ve caz ile harmanlayan Derya Yıldırım & Grup Şimşek, yeni albümleri Yarın Yoksa kapsamında 26 Kasım’da Münih’te STROM sahnesinde müzikseverlerle buluşuyor. Grubun modern ve geleneksel tınıları bir araya getiren özgün müzikal yaklaşımı, konseri yılın dikkat çeken performanslarından biri haline getiriyor.

Yer: STROM, Münih
Tarih: 26 Kasım, 20:30
Bilet: 33,70 Euro (Buradan alabilirsiniz)

……………………………………………………………………………………………………………………

“Ein schönes Ausländerkind” von Toxische Pommes

“Du bist ja anders als die anderen …” – ein Satz, den viele mit Migrationshintergrund nur zu gut kennen. Genau dieses Gefühl zieht sich durch “Ein schönes Ausländerkind”: Man wird “gesehen”, aber zugleich markiert, bemüht sich, alles richtig zu machen, und fühlt sich trotzdem nie wirklich “dazugehörig”.

Die Geschichte erzählt von einer Familie aus Jugoslawien, die während des Kriegs nach Österreich flieht, um Schutz und ein neues Leben zu finden. Über einen Bekannten erfahren sie von der Familie Hell, die Menschen aufnimmt – unter der Bedingung, dass die Eltern ein bisschen “Hausarbeit” übernehmen. Die Familie zieht vorübergehend ein, doch schnell wird klar, dass Renate Hell von der Mutter immer mehr verlangt. Die Mutter hat dadurch immer weniger Zeit für ihre eigene Familie – für ihren Mann und ihre Tochter.

Besonders berührend ist, wie die Autorin die emotionale Last des Ankommens zeigt: den Preis, den jede:r zahlt, um irgendwo Wurzeln zu schlagen. Man spürt, wie die Mutter Teile ihrer eigenen Lebendigkeit einbüßt, der Vater sich zunehmend zurückzieht, und die Tochter auf eine bittere Art und Weise erfährt, dass ihr trotz guter Noten und Bemühungen der Status als “Einheimische” verwehrt bleibt. Das Etikett “Migrantin” klebt an ihr, egal wie sehr sie sich integriert oder wie sehr sie den österreichischen Kindern ähnelt. Gleichzeitig vermittelt das Buch lebendige Einblicke in die Kultur der Familie: Sie sprechen ihre Muttersprache, und durch Übersetzungen und erklärende Fußnoten fühlt man sich der Geschichte sehr nah.

Toxische Pommes – Ein schönes Ausländerkind

“Ein schönes Ausländerkind” ist ein emotionaler, ehrlicher und zugleich humorvoller Roman, der tief berührt, ohne belehrend zu sein. Es zeigt einfühlsam, wie kompliziert Zugehörigkeit, Macht und Wahrnehmung in neuen Lebenssituationen sein können. Dieses Buch gehört für mich zu den Highlights des Jahres. Ich werde es bestimmt noch einmal lesen und kann es jedem von Herzen empfehlen.

Buchdetails
Titel: Ein schönes Ausländerkind
Autor: Toxische Pommes
Verlag: btb
Erscheinungstag: 12.11.2025
Seiten: 208 Seiten
ISBN: 978-3-442-77555-2

Tuba Türker

Aslı Özge imzalı “Faruk” Almanya’da vizyonda

İstanbul’daki yıllardır yaşadığı ev bloğunun yıkılma tehdidiyle karşılaşan Faruk’un hikayesi, bugün Almanya’da sinemaseverlerle buluşuyor. Aslı Özge imzalı film, izleyiciye baba-kız ilişkisi üzerinden hayat, yaşlılık ve değişim temalarını samimi ve düşündürücü bir şekilde sunuyor.

Film, hem belgesel hem kurmaca öğelerle ilerliyor; başrolde Aslı Özge’nin kendi babası Faruk Özge var. 90’lı yaşlarında olan Faruk, yıllardır yaşadığı binanın yıkımını ertelemeye çalışırken, kızı Aslı’nın kamerası bu süreci hem belgeleyip hem de kurmacayla harmanlayarak izleyiciye aktarıyor. Zamanla gerçeklik ve kurgu birbirine karışıyor, film hem gentrifikasyonun etkilerini hem de baba-kız ilişkisini çok katmanlı ve samimi bir şekilde ele alıyor.

Berlinale’de başlayan ödüller zinciri, farklı festivaller ve uluslararası gösterimlerle devam etti; film, eleştirmenler ve seyircilerden övgü aldı. Bu süreçte, Fas’ta gerçekleştirilen 29. Tetouan Akdeniz Film Festivali’nde “Eleştirmenler Jürisi En İyi Film” ödülü verilirken, Faruk Özge de “En İyi Erkek Oyuncu” ödülünü aldı.

Daha önce PiYASA Magazin için gerçekleştirdiğimiz Black Box söyleşisinde Aslı Özge, o sırada üzerinde çalıştığı “Faruk”tan bahsetmişti. Söyleşide Özge, gerçek yaşam ile kurgu arasındaki hassas dengeyi nasıl inşa ettiğini ve kişisel hikayeleri filmine nasıl taşıdığını anlatmıştı. Söyleşiye buradan ulaşabilirsiniz.

Film, Türkçe orijinal dilinde ve Almanca altyazılı olarak gösterilecek. İstanbul’un gerçek mekanlarında çekilen “Faruk”, izleyiciyi hem kurgu hem gerçek yaşam arasında bir yolculuğa çıkarıyor; geçmişten bugüne şehrin dönüşümü, yaşlılık, gençlik, yıkım ve umut temaları film boyunca iç içe geçiyor. Faruk Özge’nin birkaç ay önce vefat etmiş olması, filmi izleyenler için yapımı daha da dokunaklı hale getiriyor.

Bu da ilginizi çekebilir:

Münih’te 25 Kasım’da çifte protesto: Kadına yönelik şiddete ve Till Lindemann konserine tepki

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde Münih’te kadın örgütleri ve feminist gruplar sokaklardaydı. Gösteriler, artan şiddet vakalarına dikkat çekerken, tartışmalı Till Lindemann konserine de tepkilerini ortaya koydu.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde dünyanın pek çok kentinde olduğu gibi Münih’te de kadın örgütleri sokağa çıktı. Her yıl 25 Kasım’da düzenlenen bu etkinlikler, kadınlara yönelik her tür şiddete (fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik ya da yapısal) dikkat çekmek ve bu şiddeti ortadan kaldırma çağrısı yapmak amacıyla gerçekleştiriliyor. Bu nedenle dün akşam Münih’te de gösteriler düzenlendi. Almanya’da da, Bundeskriminalamt (Federal Kriminal Dairesi) tarafından yayımlanan güncel veriler, kadına yönelik şiddetin son yıllarda belirgin bir artış gösterdiğini ortaya koyuyor.

Bu yılki eylemler, aynı akşam kentte düzenlenen tartışmalı Till Lindemann konseri nedeniyle daha geniş bir protesto atmosferi kazandı. Feminist gruplar, geçmiş yıllarda hakkında “cinsel istismar ve uyuşturucu ile rıza dışı cinsel ilişki” iddiaları gündeme gelen Rammstein solistinin tam da bu sembolik günde Münih’te sahneye çıkmasına tepki gösterdi.

Gösteriler iki ayrı noktada eş zamanlı olarak başladı. Bir grup kent merkezinde, Geschwister-Scholl-Platz’da toplanırken; diğer grup konserin gerçekleştiği bölgede tepki göstermek amacıyla Olympiazemtrum metro durağının yanında bir araya geldi. Her iki noktada yapılan konuşmalarda kadına yönelik şiddetin yapısal boyutuna, adalet mekanizmalarındaki eksikliklere ve konserin yarattığı toplumsal hassasiyete dikkat çekildi.

Konuşmaların ardından yürüyüşe geçmeden önce gruplar, hayatını kaybeden kadınlar için bir dakikalık saygı duruşunda diz çöktü. İki ayrı koldan başlayan yürüyüşler, akşam saatlerinde Hohenzollernstr. üzerinde birleşerek ortak bir protestoya dönüştü. Katılımcılar, taşıdıkları pankartlar ve sloganlarla hem kadına yönelik şiddeti hem de bu konudaki toplumsal duyarsızlığı protesto etti.

Münih’teki 25 Kasım eylemleri, hem resmi verilerin ortaya koyduğu şiddet artışına dikkat çekti hem de kültür-sanat alanındaki tartışmaları yeniden gündeme taşıdı. Protestocuların mesajları ise netti: “Kadına yönelik şiddet her yerde; mücadele de her yerde olmalı.”

Bunlar da ilginizi çekebilir:

Almanya’da kadına yönelik partner şiddeti yükseldi

UN Women Deutschland’ın 2024 raporuna göre Almanya’da kadına yönelik partner şiddeti ciddi boyutlara ulaştı. Resmi verilere göre geçen yıl 135.713 kadın, ilişkilerinde partner veya eski partnerleri tarafından şiddet mağduru oldu. Bu, bir önceki yıla göre kadın mağdurlarda %2,1’lik bir artış anlamına geliyor.

Fiziksel şiddet açısından durum endişe verici: 12.912 kadın, partnerleri tarafından ciddi veya tehlikeli şekilde yaralanırken, 4.634 kadın cinsel şiddete maruz kaldı. Tehdit, stalking ve zorlama gibi diğer şiddet türlerinde ise 38.496 kadının şikayette bulunduğu kaydedildi. Dijital şiddet de artış gösterdi; geçen yıl 4.876 kadın, partnerlerinden gelen dijital tehdit ve taciz ile karşı karşıya kaldı.

Maalesef şiddet vakalarının en trajik boyutu ölümle sonuçlananlar oldu: 2024 yılında 132 kadın, partneri veya eski partneri tarafından öldürüldü. Rapor, yalnızca polise bildirilen vakaları yansıttığını belirtiyor; gerçek şiddet oranının çok daha yüksek olduğu düşünülüyor.

Rapor, Almanya’da kadına yönelik şiddetin hala büyük bir toplumsal sorun olduğunu ve etkili önlemler alınmasının gerekliliğini ortaya koyuyor. UN Women yetkilileri, kamuoyunu bilinçlendirme, mağdurlara destek sağlama ve fail davranışlarını önleyici mekanizmaların güçlendirilmesi çağrısında bulundu.

Osman Okkan’a bir ödül de Hamburg’dan

Tanınmış yazar Regula Venske’yle birlikte Hamburg’da “Kültürlerarası Düşünce Fabrikası”nın onur ödülünü alan Osman Okkan, Türkiye’deki demokrasi ve özgürlük mücadelesini selamlayarak ödülünü hapisteki muhalif aydınlara adadı.

Yıllardır ülkeler, halklar ve kültürler arası ilişkilerin gelişimi için sayısız girişime imza atmış olan belgesel yönetmeni, gazeteci-yazar Osman Okkan’a bir onur ödülü de Hamburg’dan geldi.

Okkan’a ödülü Hamburg’da yedi yıl önce kurulan “Kültürlerarası Düşünce Fabrikası”nın (IKDF) düzenlediği kültür festivali “Edebiyat ve Tiyatro Günleri”nin açılış galasında, Hamburg’lu tanınmış yazar ve edebiyat bilimcisi, Almanya PEN Merkezi’nin eski başkanı Regula Venske’yle birlikte verildi. IKDF’nin bu yıl “Sınırları Aşan Öyküler” mottosuyla başlattığı kültür festivalinin açılışına Türkiye’den de Rize’nin Fındıklı ilçesinin sevilen belediye başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu ve Hamburg Kültür ve Medya Dairesi yöneticilerinden Julia Dautel katıldı. IKDF’nin ilk kez verdiği “Onur Ödülü”nü alan Okkan ve Venske, ödüllerini kürsüden tek tek isimlerini sayarak Türkiye’de hapisteki aydınlara, siyasetçilere ve gazetecilere adadılar.

Çoğunluğu göçmen kökenli aydınlar tarafından, sanat, kültür, eğitim ve çeşitli toplumsal alanlarda etkinlikler düzenleyerek Hamburg ve çevresinin kültürel ve siyasal yaşamına katkı sunmak amacıyla kurulan IKDF, açılış galasının ardından Edebiyat ve Tiyatro Günleri kapsamında zengin bir program gerçekleştirdi. Hamburg’un farklı kültür mekânlarında düzenlenen etkinlikler; Alfred Schnittke Akademisi’ndeki tiyatro gösteriminden Almanca edebiyat oturumlarına, Berlin ve Hamburg’dan yazarların katıldığı söyleşilerden Doğan Akhanlı anmasına uzanan geniş bir yelpazede hayata geçirildi.

Osman Okkan hakkında:
Uzun yıllardır Köln’de yaşayan Avrupa Türkiye Kültür Forumu eski başkanı Osman Okkan, Avrupa kamuoyunda araştırmacı gazeteci, yazar, radyo–televizyon muhabiri, haber programı ve belgesel film yönetmeni olmasının yanı sıra bir kültür, barış ve diyalog insanı olarak tanınıyor. Yaşamını insan hakları, demokrasi ve eşit haklar mücadelesine; halklar arasında kardeşliğe adayan, yankıları Avrupa sınırlarını aşan birçok etkinliğe imza atmış olan Okkan, şimdiye kadar eserleri ve çalışmaları nedeniyle çok sayıda ödüle layık görüldü. Okkan, içinde bulunduğumuz yıl da Nürnberg Türkiye Almanya Film Festivali’nin ve ardından da Köln Kültür Konseyi’nin “Onur Ödülleri”ni almıştı. Bu ödüllerini de Hamburg’da olduğu gibi Türkiye’deki diktatörce eğilimlere karşı haksız yere hapiste tutulan siyasi mahkûmlara adadığını açıklamıştı.
Osman Okkan, kültür ve medya çalışanlarından oluşan bir grup arkadaşıyla kurduğu Almanya Türkiye Kültür Forumunun (kısa bir süre önce Avrupa Türkiye Kültür Forumu adını aldı) 32 yıl boyunca başkanlığını ve sözcülüğünü yürütmüştü. Halklar arasında ilişkileri güçlendirmek; Almanya’daki göçmenlerin eşit haklar mücadelesini desteklemek; ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadele etmek ve Türkiye ile Almanya arasındaki sanatsal, kültürel, bilimsel, medya ve siyasi diyaloğu geliştirmek amacıyla kurulan Kültür Forumunun “Onursal Başkanlığı”nı da çağdaş Türkiye ve Almanya edebiyatının büyük isimlerinden Yaşar Kemal ve Günter Grass üstlenmişti. Prof. Aslı Telli ve Arif Ünal’ın eş başkanlığını üstlendiği Kültür Forumu, şimdiye kadar Türkiye, Almanya ve Yunanistan başta olmak üzere çeşitli ülkelerden Aziz Nesin, Zülfü Livaneli, Mikis Theodorakis, Maria Farantouri ve Günter Wallraff gibi birçok sanatçı, yazar ve gazetecinin katıldığı çok sayıda etkinliğe imza atmıştı.

Mölln saldırısının 33. yılında kurbanlar anılıyor, dayanışma yaşatılıyor

23 Kasım 1992’de Mölln’de gerçekleştirilen ırkçı kundaklama saldırısında Bahide Arslan, Yeliz Arslan ve Ayşe Yılmaz hayatını kaybetti. Bugün, 33 yıl sonra bu acı olayın ve göçmenlere yönelik şiddetin izleri hala hafızalarda canlı.

1992’de Mölln kentinde yaşanan ırkçı kundaklama saldırısının üzerinden 33 yıl geçti. 23 Kasım 1992 gecesi, aşırı sağcı iki genç molotofkokteyliyle iki eve saldırdı. İlk saldırı Ratzeburger Straße’deki eve yöneltilirken, kısa bir süre sonra Mühlenstr.’deki, Arslan ailesinin yaşadığı ev kundaklandı.
Saldırıda Bahide Arslan (51), Yeliz Arslan (10) ve Ayşe Yılmaz (14) hayatını kaybetti; dokuz kişi ağır şekilde yaralandı. Bu olaylar, Almanya’da göçmen kökenlilerde derin travmalara yol açtı ve toplum hafızasında kalıcı izler bıraktı.

Geçtiğimiz hafta, saldırının anısını yaşatmayı amaçlayan Möllner Rede im Exil, bu yıl Münchner Volkstheatersahnesinde gerçekleştirildi. İbrahim Arslan’ın öncülüğünde düzenlenen etkinlik, mağdurların ve ailelerin sesini merkeze alan eleştirel bir hatırlama kültürünü besliyor. Bu yıl Arslan ve Yılmaz ailelerinin yanı sıra, Münih’teki OEZ saldırısından etkilenen aileler ile Semra Ertan’ın yakınları da konuşmacı olarak yer aldı. Etkinlikte Alena Isabelle Jabarine ve Deborah Feldman konuşmalar yaptı, müzisyen Berivan Kaya sahne aldı ve sanatçı Rajya Karumanchi‑Dörsam’ın enstalasyonu sergilendi.

Mölln saldırısından yıllar sonra Almanya’nın dört bir yanından mağdur ailelere gönderilen yüzlerce dayanışma mektubunun, o dönemde ailelere ulaşmadığı ve yıllarca şehir arşivinde saklı kaldığı ortaya çıktı. Bu mektupların hikayesi, ödüllü Martina Priessner belgeseli “Die Möllner Briefe” ile yeniden görünür hale geliyor; belgesel, İbrahim Arslan’ı ve mağdur ailelerin sesini merkeze alarak dayanışma ve adalet temasını öne çıkarıyor. Bugün bu mektuplar, görünmez bırakılmış dayanışmanın ve adalet talebinin sessiz tanıkları olarak yeniden gündeme geliyor.

Belgeselin yönetmeni ile yaptığımız söyleşiyi YouTube kanalımızda izleyebilirsiniz.

Irkçı saldırıların hatırlanması, toplumsal farkındalığın artması ve toplumsal eşitliğin güçlenmesi için kritik öneme sahip. Irkçılığa karşı durmak ise hepimizin sorumluluğu.

Möllner Rede im Exil Münih etkinliğinden kareler:

Suz-i Dil Korosu ile Münih’te Cumhuriyet’in 102. yılı kutlandı

Ahmet Mavruk şefliğindeki Suz-i Dil Korosu, Türk sanat müziğinin farklı dönemlerinden seçilen eserlerle Cumhuriyet tarihine müzikal bir yolculuk sundu.

Nazım Hikmet Kültür Merkezi Münih tarafından düzenlenen “Cumhuriyet’in 102. Yılı” konseri, Ahmet Mavruk şefliğindeki Suz-i Dil Korosu tarafından sahnelendi. İzleyicilere Cumhuriyet tarihini müzikle keşfetme fırsatı sunan program, yoğun ilgi gördü.

IG-Feuerwache’de gerçekleşen konser, Cumhuriyet tarihini üç dönem üzerinden izleyiciye sundu. Gecenin ilk bölümünde sunucu Elvan Eroğlu Cumhuriyet öncesi ve Kurtuluş yıllarına dair tarihsel bir anlatım yaptı. İkinci bölümde Mine Büyükişcan Cumhuriyet’in kuruluş sürecini aktardı. Üçüncü bölümde ise Yeliz Uludağ Cumhuriyet sonrası dönemin siyasal ve toplumsal dönüşümlerini izleyicilerle paylaştı. Böylece konser, müziği tarihsel bir çerçeveyle buluşturan bütünlüklü bir akışla ilerledi.

Soldan sağa koro üyeleri: Güzide Koçer, Hanife Leloğlu, Nezahat Karaalioğlu, Semahat Kaçar, Ayla Özcihan, Ahmet Mavruk (ön sırada), Salim Korkmaz, Osman Şahin, Fatoş Güvenç (üst sırada)

Konser boyunca Türk sanat müziği repertuvarının farklı dönemlerinden seçilen eserler seslendirildi. Etkinlikte aralarında “Saba tarf-ı vefadan peyam yok mu?”, “Yemenimde Hare Var”, Nazım Hikmet’in “Martılar ah eder çırparlar kanat” şiirinden bestelenmiş eser ve anonim İstanbul şarkısı “Ada Sahillerinde Bekliyorum”un yer aldığı şarkılar seslendirildi. “Ada Sahillerinde Bekliyorum”un bir bölümünün Ahmet Mavruk tarafından Arapça okunması salonda hoş bir sürpriz oldu.

Etkinliğin ikinci bölümünde izleyiciler de koroya eşlik ederek geceyi birlikte söyledikleri şarkılarla tamamladı. Münih’teki sanat müziği severleri bir araya getiren konser, hem tarihsel anlatımı hem de zengin repertuvarıyla katılımcılara unutulmaz bir akşam yaşattı.

Etkinlik arasında koro üyeleri müzikseverlerle birlikte

Münih’te kadın girişimciler pazarı: Mama macht Markt

Münih’te 16 Kasım’da gerçekleşecek Mama macht Weihnachtsmarkt, kadın girişimcilerin el emeği ürünlerini, tasarımlarını ve lezzetlerini bir araya getiren alternatif bir yılbaşı pazarı sunuyor. Etkinlikte bu kez Münihli Göçmen Anneler grubundan kadın girişimciler de kendi stantlarıyla yer alacak.

Freiheitshalle’de gerçekleşecek pazarda stand açacak isimlerden İpek Kul Karacagil, kadın üreticilerin görünürlüğünün önemine dikkat çekerek şöyle diyor:
“Kadın üreticilerin, özellikle annelerin ne zorluklarla üretim yapıp görünürlük elde ettiklerine dikkat çekmeyi hedefleyen bu pazarlar, el emeği ürünleri ve kadın üreticileri alıcılarla buluşturuyor. Biz de yeni girişimim Poppy Concept Store & Atelier olarak, Münihli Göçmen Anneler’den tanıdığım 6 yaratıcı kadının ürünlerini sergilediğimiz bir stand açıyoruz ve üç ayrı workshop ile katılımcılarla buluşuyoruz.”

Pazar kapsamında düzenlenecek atölyeler de ziyaretçilerin ilgisini çekecek türden. Programda, Bernantdesign’ın hazırladığı mini yılbaşı ağacı atölyesi, Betonyhandmade tarafından verilen kış temalı mum yapım atölyesi ve Globus.Handmade ile Pedaliza Atelier’in birlikte yürüttüğü tıg işi süs tasarım atölyesi yer alıyor. Bu üç atölye, katılımcılara yaratıcı bir üretim deneyimi sunmayı hedefliyor.

El yapımı hediyeliklerden doğal ürünlere, tekstil çalışmalarından dekoratif tasarımlara kadar geniş bir seçki sunan pazar, Münih’te alternatif bir yılbaşı ruhu arayanlar için keyifli bir buluşma noktası olacak.

Yer: Freiheitshalle, Rainer-Werner-Fassbinder-Platz 1, Münih
Tarih: 16 Kasım, 11:00 – 18:00

Dayanışma için müzik: Migration Macht Gesellschaft e.V. yardım konseri

Münih’te adil ve dayanışmacı bir toplum için çalışan Migration Macht Gesellschaft e.V. cumartesi akşamı bir yardım konseri düzenliyor. Etkinlik, derneğin kamu fonlarındaki kesintiler nedeniyle zorlaşan mali durumuna destek olmayı amaçlıyor.

IG-Feuerwache’de gerçekleşecek konserde sahne alacak sanatçılar: Buracoustics, Relativ Rapid ve Ulani. Saat 20:00’da başlayacak konserden elde edilecek tüm gelir derneğin çalışmalarına aktarılacak.

Buracoustics, Münih’te yaşayan İstanbullu müzisyen Burak Kılıçkıran’ın projesi. “Alternatif Pop & Rock” tarzındaki müziğinde kendi bestelerini ve farklı dillerde cover’ları seslendiriyor. 20 yılı aşkın sahne deneyimiyle sahnesinde içten ve enerjik bir atmosfer yaratıyor.
Relativ Rapid, Münih merkezli bir ska topluluğu. Oldukça hızlı ska ritimleriyle rock’n’roll ve reggae gibi türleri harmanlayarak sahnede dinleyiciyi coşturuyor. Şarkıları çok dilli – Almanca, İngilizce, Fransızca veya Bavyera ağzı – ve eğlenceyi toplumsal dayanışmayla buluşturuyor.
Ulani, Afro‑Kolombiya kökenli ritimler, canlı perküsyon ve duygulu ukulele ile güçlü bir müzik karışımı sunuyor. Performansları yalnızca dinlenmiyor, aynı zamanda hissediliyor ve izleyiciyi sahnede kendine çekiyor.

1988 yılında kurulan ve 2020 yılına kadar “Interkulturelles Forum” adıyla faaliyet gösteren Migration Macht Gesellschaft e.V., Münih’te göçün şekillendirdiği toplumsal yapının aktif bir parçası olarak daha kapsayıcı bir şehir toplumu için çalışıyor. Dernek, herkesin toplumsal yaşama eşit biçimde katılabildiği bir Münih hedefiyle; ücretsiz hukuki danışmanlık, kültürel etkinlikler ve karşılaşma alanları sunuyor.

Yardım konseri, bu dayanışma ağını güçlendirmek ve kültürel çeşitliliğe dikkat çekmek amacıyla organize edildi. Katılamayanlar derneğe Betterplace üzerinden bağış yaparak destek olabiliyor: Bağış linki

Yer: IG-Feuerwache, Ganghoferstr. 41, Münih
Tarih: 8 Kasım 2025, Kapı 19:30

Fotoğraf: Buracoustics sahnede performans sergilerken. (c) Ali Irgat