Almanya seçimini yaptı. Koalisyon partileri CDU/CSU (Hristiyan Birlik) ve SPD (Sosyal Demokrat Parti) tarihlerinin en kötü sonuçlarından birini alırken, geçen dönem meclise giremeyen FDP (Hür Demokrat Parti) tekrar meclise girmeyi başardı, sağ popülist AfD (Almanya için Alternatif) 3. parti oldu.
Federal Almanya Cumhuriyeti’nin pazar günü yapılan 19. genel seçim sonuçları şok etkisi yarattı. İlk tahmini sonuçlara göre Hristiyan Birlik partileri yüzde 33 sonuçla birinci parti olmalarına rağmen yüzde 8,6 oy kaybıyla 1949 yılından bu yana en kötü sonuçu aldılar. Bu düşüşte CSU’nun Bavyera’da kaybettiği oyların da etkisi büyük. 2013 yılında Bavyera’da yüzde 49,3 oranda oy alan CSU bu seçimlerde yüzde 38,5’te kaldı. Seçim sonunda yapılan değerlendirmelerde Angela Merkel, “Kaybımız büyük ama hala birinci partiyiz. Hükümeti kurma görevi bizim. Bize karşı hükümet kurulamaz.” derken, CSU (Hristiyan Sosyal Birliği) liste başı adayı Joachim Herrmann’ın ise ‘Sağ açığı kapatmalıyız.’ sözleri kafalarda soru işareti oluşturdu.
SPD (Sosyal Demokrat Parti) de yüzde 5,2 oy kaybıyla yüzde 20,5’te kalarak Federal Almanya Cumhuriyeti tarihinin en kötü sonucunu aldı. Seçimin hemen ardından parti genel başkanı Martin Schulz, sıkı bir muhalefet olacaklarını söyleyerek Birlik partileriyle koalisyona yanaşmadığını kesin bir tavırla açıkladı.
Sağ popülist söylemlerle seçim kampanyası yürüten AfD, yüzde 12.6 oranla meclise 3. parti olarak girerek seçimden sonra da en çok konuşulan parti oldu. Seçim sonrası Alexander Gauland, “Merkel hükümetini avlayacağız. Ülkemizi ve halkımızı geri alacağız.” sözleriyle yönlerinden şaşmayacaklarını gösterdi. Berlin’de binlerce kişi ilk seçim tahminlerinin açıklanmasıyla birlikte seçim bürosunun önünde AfD’yi protesto etti. Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı bölgede kalabalık ‘Naziler dışarı’ sloganları attı.
Geçen dönem yüzde 5 barajına takılıp meclise giremeyen FDP de 10,7 oy oranıyla seçimin kazananlarından olmakla birlikte hedefledikleri üçüncülüğe ulaşamayarak dördüncü sırada kaldı. Seçim sonrası yaptığı açıklamada Genel Başkan Christian Lindner: “Geçtiğimiz dönem parlamentoda olmadığımız ilk dönemdi ve son olacak. Yeni bir başlangıç mümkün.” dedi.
FDP’yi, geçen seçimlere göre oylarını küçük bir miktar da olsa yükseltebilen Grünen (Yeşiller), yüzde 9,1 ile ve yüzde 9 ile Die Linke (Sol Parti) takip ediyor. Yeşiller eşbaşkanları Kathrin Göring Eckardt ve Cem Özdemir, seçim sonrası yaptıkları açıklamalarda, Jamaika koalisyonu alternatifini de göz önünde bulundurarak, “Birlikte savaşabileceğimizi gösterdik, şimdi birlikte sorumluluk alabileceğimiz göstereceğiz.” dediler.
Die Linke adına konuşan Dietmar Bartsch ise, “2. iyi sonucumuzu aldık. Aşırı sağdan parlamentoya girecek isimler tam bir skandal. Aralarında ırkçı olduğunu bildiğim isimler de var.” dedi.
Mecliste partilere göre sandalye dağılımı ise ilk tahminlere göre şöyle: CDU/CSU: 246, SPD: 153, AfD: 94, FDP: 80, Die Linke: 69, Grünen: 67.
Bu şartlar altında mümkün koalisyon şekillerinden ilk akla geleni yine büyük bir koalisyon olmakla birlikte Martin Schulz’un buna yanaşmadığını net bir şekilde belirtmesi geriye Jamaika alternatifini bırakıyor. Siyah, sarı ve yeşil renklerden oluşan Jamaika bayrağından ismini alan koalisyon şekli ise Birlik partiler, FDP ve Yeşillerin bir araya gelmesiyle oluşabiliyor.
Geçen seçimlerde yüzde 71,5 oranı olan seçime katılma oranı da bu seçimlerde artış göstererek yüzde 75 oldu. Bu artışta seçim öncesi kutuplaşmaların da etkisi büyük.