Münih Kammerspiele Tiyatrosu’nda, Deniz Yücel’in tutukluluğunun 99. gününde ‘Wir wollen das Meer sehen / Deniz’i görmek istiyoruz’ adıyla düzenlenen dayanışma etkinliği büyük ilgi gördü.
Etkinliğin açılış konuşmasını, aynı zamanda etkinliğin organizatörleri olan gazeteci Doris Akrap ve yazar İmran Ayata yaptı. ‘Amacımız Deniz’e yalnız olmadığını göstermek.’ diyen ikili, onun sadece mesleğini yaptığını ve yerinin cezaevi değil, dünyanın her yerinde tutuklu bulunan tüm diğer gazetecilerle birlikte araştırma sahası olduğunu ifade etti.
İki saat süren etkinlikte yazarlar, gazeteciler ve sanatçılardan oluşan bir grup sahnede onun yazılarını okudu. Sahneye ilk çıkan ünlü sunucu ve komedyen Jan Böhmermann oldu. Böhmermann, Yücel’in cezaevinden 9. gününde yazdığı ve orayı detaylı anlatan mektubunu okudu. Yazının bir bölümünde takıldığı Tükçe kelimeyle ilgili gülerek, ‘Bu kadar sevimli insanlar ama böyle zor bir dil!’ yorumunu yaptı. Ara ara tekrar sahneye çıkıp okuma yapan Böhmermann’ın fazla yorumdan kaçınması, akıllara Cumhurbaşkanı Erdoğan konusunda okuduğu şiirle ilgili ‘hiciv-hakaret’ tartışmalarını getirdi. Ardından sahneye çıkan Zeit gazetesi muhabiri Özlem Topçu ise Yücel’in ‚Taksim ist überall / Her Yer Taksim‘ kitabından ‘Neden İstanbul’dayım’ bölümünü okudu.
Deniz Yücel’in çoğunluğu esprili bir dille yazılan haberlerinden, denemelerinden, kitabından ve mektuplarından oluşan ve Alman olmak, Türk olmak, AfD, Sarrazin, futbol gibi konulara da değindiği yazılarından bir kısmının okunduğu etkinlikte, salondan yer yer kahkahalar yükseldi. Özellikle Viyanalı komedyen Can Gülcü’nün okuduğu ve Yücel’in 2010 Dünya Kupası’nda Alman Milli Takımı’nın Güney Afrika’ya karşı yenilgisinden sonra taz gazetesi için kaleme aldığı ‘Schaemt euch, ihr Gurken’ / Utanın hıyarlar!’ yazısında. Kız kardeşi İlkay Yücel’in, abisinin kitabı ‘Her Yer Taksim’den okuduğu Ali İsmail Korkmaz’ı anlattığı bölümde ise salon duygulu bir sessizliğe büründü.
Gösteride ayrıca mizah dergisi Titanic’in eski genel yayın yönetmeni Leo Fischer, oyuncu ve yazar Helene Hegemann, gazeteci Johanna Adorjan, Münihli organizatör Til Hoffmann ve Kammerspiele oyuncusu Anette Paulmann gibi isimler okuma yaptı. Gösterinin sonuna doğru tekrar sahneye çıkan Doris Akrap, Şansölye Angela Merkel’e yazdığı açık mektubu okudu. Merkel’den konuyla ilgili somut yaptırımlar talep edilen mektup, yoğun alkışla karşılandı.
Sahneye en son çıkan yine Böhmermann oldu. Böhmermann, çoğunluğu Almanlar’dan oluşan ve salonu neredeyse tamamen dolduran seyircilere, “Daha önceki gösteride kendimce bir sosyal deney yapmıştım ve çok eski bir Alman şarkısını salondakilerle birlikte söyledim. Yine söylemek istiyorum ama çekilen videoların internette yayılıp Deniz Yücel’i değil de, yine beni ön plana çıkarmasından çekiniyorum.” diyerek ışıkçıdan ‘ışıkları kapatmasını’ istedi. Zifiri karanlıkta Böhmermann izleyicilerle birlikte ‘Die Gedanken sind frei / Düşünceler Özgürdür’ şarkısını söyledi. Şarkının karanlıklar içinde söylenmesi duruma ayrı bir mana kattı.