Almanya’ya göçün müziği, hikayesi ve hafızası sahnede

Geçtiğimiz yıl Münih’te büyük ilgi gören “The Sound of Two Homes” etkinliğimizin ikincisi, nisan ayında Berlin’de sanatseverlerle buluştu. Gleis 11 grubu, Piyasa Magazin ve DiasporaTürk iş birliğiyle düzenlenen bu özel gecede, Türkçe hip-hop’un öncü isimlerinden ve Cartel grubunun kurucularından Kabus Kerim de sahne aldı.

Göç hikayesi üç bölümde sahneye taşındı
“Istanbul Ekspresi: The Sound of Two Homes” etkinliği, Türkiye’den Almanya’ya uzanan 60 yıllık göç hikayesini; anlatı, müzik ve görsellerle üç bölümde sahneye taşıdı. Birinci bölümde, Hamide Türker ve Begüm Kardeş’in Türkçe-Almanca anlatımlarıyla göçün her on yılına ait temalar işlendi. Her anlatımın ardından Gleis 11, dönemi yansıtan ve anlatıya eşlik eden bir şarkı seslendirdi. DiasporaTürk’ün arşivinden derlenen fotoğraf ve belgelerle desteklenen bu bölüm, izleyicilere hem bireysel hem toplumsal bir hafıza yolculuğu sundu.


İkinci bölümde, sahne tamamen Gleis 11’in oldu. Grup, hem kendi bestelerini hem de göç temasını işleyen parçalarıyla güçlü bir konser performansı sergiledi. Müzikal yorumlarıyla geçmişle bugün arasında köprü kuran grup, izleyicilerden büyük alkış aldı. Bu bölümde Kabus Kerim de sahneye çıkarak Gleis 11 ile birlikte geçmişten bugüne uzanan hit şarkılarını seslendirdi.


Üçüncü ve final bölümünde ise Kabus Kerim bu kez DJ setinin başına geçti. “Istanbul Ekspresi” metaforu etrafında kurguladığı performansında, hip-hop kültürü ve göç temasını buluşturan özgün bir set sundu. Gecenin sürprizi ise Cartel’in bir diğer kurucusu Erci E’nin sahneye çıkarak bu özel ana eşlik etmesi oldu.

Yoğun ilgi, güçlü duygular ve ortak hafıza
Berlin’de, Kreuzberg’in sevilen mekanlarından Jockel Event Hall’de gerçekleşen “The Sound of Two Homes”, farklı yaş ve kuşaklardan göçmenleri bir araya getiren samimi ve kapsayıcı bir atmosfer sundu. Bu çeşitlilik, göçün hem bireysel hem de kolektif hafızada nasıl yer ettiğini bir kez daha gözler önüne serdi.

Gösterime ilgi büyüktü; salon tamamen dolarken, izleyiciler hem duygu yüklü anlatımlarda gözyaşlarına hakim olamadı, hem de müzikle birlikte coşku dolu anlar yaşadı. Etkinlik sonrası yapılan geri bildirimlerde, bu tür projelerin yalnızca göçmen hafızasını canlı tutmakla kalmadığı, aynı zamanda kültürel bağları pekiştirdiği ve kuşaklar arası diyaloğu teşvik ettiği vurgulandı.

“The Sound of Two Homes”, Berlin’de hafızalara kazınan bir deneyim sundu; izleyicilerle kurduğu güçlü bağ, göç hikayelerinin sahnede ne denli etkileyici anlatılabileceğini bir kez daha gösterdi. Münih ve Berlin’in ardından, etkinliğin farklı şehirlerde de sahnelenmesi planlanıyor. Proje, göç hikayelerini müzik, anlatı ve görsellerle buluşturarak, geçmişin izini bugüne taşımaya ve ortak hafızamıza ses olmaya devam edecek.