Donnerstag, April 25, 2024
StartArts & CultureMeral’in Kitap Bahçesi: “İnsanın kaçamayacağı en büyük otorite kendi vicdanıdır”

Meral’in Kitap Bahçesi: “İnsanın kaçamayacağı en büyük otorite kendi vicdanıdır”

Yeni ve ilginç bir konuyla yine karşınızdayım. Bir keşfe çıkmaya hazır mısınız? Kendi benliğinizin keşfine…

Asla yapmam, bu kesinlikle bana göre değil, bu bi’kere benim tarzım değil, dediğiniz oldu mu hiç? Tabii ki olmuştur. Hangimiz yaşamadık ki? Peki geriye dönüp baktığınızda, zaman içinde o “asla” dediğiniz şeyi yaptığınız, isteyerek ya da istemeyerek, yapmak zorunda bırakıldığınız anlar yaşadınız mı? Ben bir çoğumuzun yaşadığını düşünüyorum.
Peki neden? Neden bunu yaşıyoruz? demiyorum; hayat bu, ne getireceği bilinmez elbette.
Neden “Asla asla demeyin” sözünü kendimize yakıştıramıyoruz? Tatsız bir durumdan bahsederken asla yapmam deme özgüvenini kendimizde çok rahat bulabiliyoruz da, neden o tatsız durumu yaşarken bu özgüven bir anda kayboluveriyor. Çöküyoruz. Bazen pes ediyoruz, bazen çabayla sıyrılabiliyoruz. Kimi zaman ders çıkarıyoruz, kimi zaman önemsemeden unutup gidiyoruz. Neler yaşıyoruz zihnimizde böyle? Ruhumuza, benliğimize, hayat tecrübelerimize neler katıyoruz hiç düşündünüz mü? Ya da ne kadar katıyoruz. Kendimize ne kadar iyi bakabiliyoruz?
Hayat! Evet zaten oldukça zor. Birçoğumuz için imkânlar kısıtlı, şartlar zorlayıcı. Hayatı bir şekilde idame ettirmeye çalışırken kendimizi çok ihmal ediyoruz.  Aslında rutin bir kontrol şeklinde olması gereken psikiyatri, psikolog görüşmelerini yapabiliyor muyuz mesela? Genelde hayır. Birçoğumuz için bu bir lüks. Ama en azından bu alanda çalışmalar yapmış, bilgilerini, araştırmalarını, deneyimlerini kâğıda dökmüş uzmanlardan bir nebze olsun faydalanabiliriz.

Evet, bu hafta insan psikolojisi üstüne durmak istedim.  Bu konuda yazılmış sayısız eser var. Biri mutlaka sizi anlayacak türden, emin olun. İyi okumalar diliyorum…

KENDİNİ ARAYAN İNSAN -Rollo May

Tam da amacıma uygun bir seçim ile ‘Kendini Arayan İnsan’ ilk önerim olsun bu hafta.
Freud’dan etkilenen dahi olarak nitelendirilen, hümanist psikolojinin en önemli ismi Rollo May, yaptığı araştırmalarla, kişilik gelişiminde, masumluk, isyankârlık, yaratıcılık, karar verme gibi önemli konularda bir takım tespitlerde bulunmuş. Türkçe’ye çevrilen en önemli eserleri arasında Varoluşun Keşfi ve Yaratma Cesareti de vardır.

“Rollo May’in bu sağduyulu, popüler kitabı, espri ve hayal gücüyle bezenmiş, kültürle dokunmuş. Korkmayan ve halinden pek de memnun olmayan herkes için bu kitap son derece faydalı olacak.”  -New York Herald Tribune

Rollo May, şu çok önemli soruyu soruyor: “Acaba gözden kaçırdığımız önemli bir rehber ve güç kaynağı var mı?” Ne geçmiş ne de gelecek açısından hiçbir şeyin kesin olmadığı bir dönemde içsel bütünlük nasıl sağlanabilir?
“İnsanların benden beklentilerini yansıtan bir aynalar toplamından ibaretim.” Bu cümle size ne kadar yakın?
Bu kitap, yaşadığımız bu ‘endişe çağı’nda kişisel bütünlüğümüzü bulmak için yazıldı. Amacımız, çağımızın güvensizliğine karşı durabilmemizi sağlayacak yöntemler bulmak, içimizdeki güç merkezini ortaya çıkarmak ve çok az şeyin güvende olduğu günümüzde, itimat edebileceğimiz değer ve amaçlara ulaşabilmemizi sağlayacak yolu elimizden geldiğince işaret edebilmektir.

“İnsanları destek almaya sevk eden şey, duygusal ilişkilerinin sürekli olarak ayrılıkla noktalanması, evlilik planlarını bir türlü gerçekleştirememeleri yahut eşlerinin onları tatmin etmemesi gibi şikâyetler olabilir. Ne var ki konuşmaya başladıktan sonra çok geçmeden ister gerçek isterse hayalini kurdukları eşlerinden aslında kendi içlerindeki bir eksikliği gidermesini yahut bir boşluğu doldurmasını bekledikleri ve bu gerçekleşmediği için endişeye ya da öfkeye kapıldıklarını açığa vuruyorlar.” (Kitaptan)

BİLİNÇALTI -Sigmund Freud

Psikanalizin babası olarak addedilen Sigmund Freud, hastalarını hipnoz yöntemiyle konuşturarak tedavi edermiş. Psikanaliz, narsisizm, haz ilkeleri, psikopatoloji, histeri gibi konuları derinlemesine okuyup anlamak isterseniz, Freud en doğru isimlerden elbette. “Bilinçaltı” kitabı isminden dolayı yanıltıcı olmaması adına, tam olarak bilinçaltı konulu bir kitap değil. Kitaplarını okumadan önce bizzat Freud’un kendisini tanımak isterseniz Bilinçaltı kendi yaşam öyküsünü içeren, otobiyografik bir çalışma. Psikanalizin temel taşlarını nasıl yavaş yavaş oluşturduğunu da böylelikle kavrayabileceğiniz bir eser.

Arka Kapak yazısı:  
Sigmund Freud nüfus kaydında (Sigismund Scholomo Freud d. 6 Mayıs 1856, Pribor, Moravya, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu (bugün Çek Cumhuriyeti) – ö. 23 Eylül 1939, Londra, Birleşik Krallık) psikanaliz öğretisini geliştirmiş olan Avusturyalı nörolog. Kişiliğin 5 farklı dönemden geçerek geliştiğini öne süren Psikoanalitik Kuram´ın kurucusudur.
Orta seviye bir Yahudi yün tüccarının, kırk yaşındayken, kendisinden yirmi yaş küçük bir kadınla yaptığı ikinci evliliğinden dünyaya geldi. Ekonomik bunalımdan dolayı ailesi Viyana´ya yerleşmek zorunda kaldıklarında, Freud henüz 4 yaşındaydı. 1938 yılına kadar burada yaşadı. 1908´te Viyana Psikanaliz Derneği kuruldu. Bu olay, Freud için bir dönüm noktasıydı, Yaşamım ve Psikanaliz kitabında buna büyük yer verdi. Ancak bu tarihten önce bile Freud´un çevresinde çözümlemenin giderek kurumlaştığı görülür. 1902´den sonra “Çarşamba Günleri Psikoloji Derneği” adı altında başta P. Federn, O. Rank, W. Stekel ve Alfred Adler olmak üzere, Freud’un ilk yandaşları bir araya toplandılar. 1904’de E. Bleuer´le yazışmaya başladı. 1907´de Bleuer´in asistanı Carl Gustav Jung tarafından ziyaret edilir. Jung aynı yıl Zürih´te Freud Derneği´ni kurdu. Bu Freud için büyük bir başarıydı, zira psikanaliz artık ülke sınırlarının dışına çıkmıştı. Takip eden yıllarda Jung, 1. Psikanaliz Kongresi´ne katıldı ve psikanaliz üzerine konferanslar vermek üzere Freud ile birlikte ABD’ye yolculuk etti. Freud 1910-1920 yıllarında Psikanaliz Üzerine, Bir Paranoya Vakası, Öz yaşam Öyküsü Üzerine Psikoanalitik Gözlemler; Başkan Screber, Totem Ve Tabu, Narsizmin İncelenmesine Giriş, Yas Ve melankoli adlı eserleri yayımladı.
1938´de Naziler’in Viyana’ya girmesiyle birlikte en küçük çocuğu Anna ile birlikte Avusturya’yı terk etmek zorunda kalarak Londra’ya yerleşti. Ölümüne dek tedavi ve çalışmalarına burada devam etti.

SAVAŞÇI -Doğan Cüceloğlu

Yaklaşık 25 yıl önce, yaşam enerjisine hayran olduğum biri tarafından bana tavsiye edilen bir kitap Savaşçı. Hala çok değerli bulduğum ve gönül rahatlığıyla tavsiye edebileceğim çok dolu bir eser. İnsanın duygu, düşünce ve davranışlarını bilimsel kavramlar içinde inceler. Doğan Cüceloğlu’nun öğrenciden öğretmene, çocuklardan ebeveynlere kadar, 7’den 70’e her kesim insan için yazdığı diğer bütün kitaplarına bakabilirsiniz. Hepsi ustaca ve büyük bir itinayla yazılmış kitaplığınızda bulunması gereken eserler. Biri mutlaka size hitap edecektir.

Birilerine benzemeye çalışmadan, kişinin sadece kendisi olabilme savaşından bahseder Savaşçı. İçinde bulunduğumuz rekabet dünyasında bu sanırım en zor ve bitmek bilmeyen bir savaş olsa gerek. “Anlamlı ve coşkulu bir yaşam için Savaşçı kitabında böyle bir savaştan söz ediyoruz” diyor Doğan Cüceloğlu. Kesinlikle okumaya değer.

Kendinize, aklınıza, ruhunuza iyi bakın.

Sağlıkla kalın…
Meral Türkdoğan

Main Image by JohnHaın/Pixabay

Meral Türkdoğan
Meral Türkdoğanhttp://www.piyasa.de
Türkiye’nin incisi İstanbul doğumluyum. Ege'nin incisi İzmir'den yazıyorum. Okuduğum, merak edip araştırdığım, ilgi duyduğum ne varsa paylaşmak beni mutlu ediyor...
BENZER HABERLER

Son eklenenler