Pazartesi, Ekim 13, 2025
Startseite Blog Sayfa 17

Haftanın etkinlik önerileri: 13-19 Mart

Panel

15.03.2023 »
Kompetenzzentrum Vielfalt

Tuncay Acar’ın yönettiği Dies Das serisi kapsamında bu hafta 15 Mart’ta Bahar Auer, Sinem Gökser ve Karnik Gregorian’ın katılımıyla Münih’teki kültürel etkinliklere tüm toplumun katılımını konuşulacak. Etkinlik Almanca olacak. (Almanca detaylı haberimizi okumak için burayı tıklayın) Giriş ücretsiz ve aynı zamanda canlı yayın olarak izlenebilecek.

Yer: Habibi Kiosk Münchner Kammerspiele, Maximilianstrasse 26-28, Münih

Konser

17.03.2023 »
Open Taverna

Import Export’un bir tavernaya dönüşeceği akşamda elde edilen gelir Türkiye (Ahbap)  ve Suriye’deki (White Helmets) depremzedelere bağışlanacak. Akşam sahneye önce teker teker sonra da hep birlikte olmak üzere şu gruplar çıkacak:

Lucile And The Rakibuam, Pnema, Eskises, Café Taksim, Munich Anatolian Project. Giriş saat 20.00’da ve 15,- Euro’dan başlıyor. Etkinliği Münih Türk Film Günleri ve Yunan Film Günleri de destekliyor. Bilet almak için buraya tıklayın.

Yer: Import Export, Schwere-Reiter-Str. 2H, Münih

Söyleşi

18.03.2023 »
Halkçı Belediyecilik

Cumartesi günü saat 14.00’da Münih’te Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Şahin Cervatoğlu, Halkçı Belediyecilik konusunu konuşacak. Sosyalist Başkan, halkı belediyecilikte olanaklar ve zorluklar hakkında bilgilendirecek. Etkinliğe giriş ücretsiz. Yöresel yiyecek ve içeceklerin satışlarından elde edilecek gelir de Fındıklı Belediyesi’nin deprem bağış kampanyasına gidecek. (Detaylar için buraya tıklayın)

Yer: EineWeltHaus, Schwanthaler Str. 80, Münih

Fındıklı Belediye Başkanı Çervatoğlu ile Bavyera’da ‘Halkçı Belediyecilik’

Fındıklı Belediye Başkanı CHP’li Ercüment Şahin Cervatoğlu, önümüzdeki günlerde Münih ve Nürnberg’e gelerek ‘halkçı belediyecilik’i anlatacak.

Rize’ye bağlı Fındıklı’da dört yıl önce başkan seçilen CHP’li Cevatoğlu, 18 Mart’ta Münih’te ve 21 Mart’ta Nürnberg’de ‘Halkçı Belediyecik’ başlığı altında olanaklar ve zorlukları konuşacak. Münih’te Schwantharler Str. 80 adresinde bulunan EineWeltHaus salonunda 18 Mart’ta yapılacak etkinlik saat 14.00’da başlayacak. Girişin ücretsiz olduğu etkinlikte yöresel yiyecekler ve içeceklerin satışından elde edilen gelir Fındıklı Belediyesi’nin depremzedelere yardım kampanyasına bağışlanacak.

Etkinlik Nürnberg’de 21 Mart’ta Kulturladen Villa Leon’da saat 19.00’da tekrarlanacak. Adres: Philipp-Körber-Weg 1, 90439 Nürnberg (www.kuf-kultur.de)

Başkan Cevatoğlu kimdir? Kendi kaleminden aktarıyoruz:

Başköy’den Mustafa (Topal Mustafa) ve Fitnet Çervatoğlu’nun dört çocuğundan biriyim. 1968 doğumlu evli ve bir çocuk babasıyım. İlkokulu Başköy’de, Ortaokulu Arılı Köyünde, Liseyi Fındıklı Lisesinde okudum. Lise sonrası İstanbul Teknik Üniversitesi Matematik Mühendisliği Bölümünü kazanarak üniversite hayatına başladım. Daha sonra Karadeniz Teknik Üniversitesi Makina Mühendisliği Bölümüne geçtim ve 1992 yılında mezun oldum. Mezuniyetimden sonra altı yıl bölgemde ticari faaliyetle uğraştım ve 2014 yılına kadar yayın yapan Karadeniz Umut Radyosunun kurucularından oldum. Ankara’da bir süre doğalgaz sektöründe ve su fabrikasında çalıştım. Makina Mühendisleri Odasında Teknik Görevli olarak ve Yönetim Kurullarında görev aldım. Türk Mühendis Mimar Odaları Birliğinde Genel Sekreter Yardımcılığı görevinde bulundum. Bursa’da aile şirketi ile İnşaat sektöründe çalışmalar yürüttüm. Makina Mühendisleri Odasında Denetleme Kurulu Üyeliği ve Bursa şube sekreter üyeliği görevini üstlendim. Ankara’daki ikinci dönemimde Makina Mühendisleri Odasında Genel Sekreterlik ve Yönetim Kurulu üyeliğini 2018 yılına kadar yürüttüm. 2015 yılından bugüne ata topraklarında ticari faaliyetlerimi inşaat sektöründe ve beyaz eşya ile ev tekstili bayilikleri yürütmekteyim.

Mesleğimdeki başarılarımı mühendis abilerim değerlendireceklerdir. Ama ben size mühendisliğimi değil, sosyal yanımı anlatmak istiyorum.

Uzun yıllardır sosyal hayatın içinde, ekonomik ve demokratik mücadelelerin yorulmaz bir parçası olmaya çaba gösteriyorum. Ülkemi, Türkiye’mizi çok seviyorum. Hepimiz gibi bende bir yurtsever olarak, onun en küçük parçasının kurbanı olurum. Bu bağlamda Fındıklı’ya, derelere, yaylalara kısacası ben bu toprağa aşığım. Sadece doğasına değil arkadaşlarıma, dostlarıma, komşularıma kısacası siz hemşerilerim de benim yaşamımın vazgeçilmez parçası. Onun için adımız da soyadımız da FINDIKLI diyorum.

Sosyal ilişkileri, yaşadığım çevreye katkı sağlamayı çok seviyorum. Eski köy okullarının onarımından tutun da derelerin özgürlüğü için yaptığımız faaliyetlere kadar birçok etkinlikte beraber olduğumuzu biliyorsunuz.

“KENDİMİZ İÇİN DEĞİL HALKIMIZ İÇİN” başkanlık yapmanın başka bir yolu olmadığını çok iyi biliyorum.

Bir yurtseverim dedim. İzninizle biraz açayım. Ben bir Cumhuriyet çocuğuyum. Gazi Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının antiemperyalist, aydınlanmacı yolu bana ışık tutuyor. 20. Yüzyılda “Düvel-i Muazzama ya” karşı verdikleri şanlı direniş ve sonrasında hayata geçirdikleri devrimlerin sayesinde; büyüdüm, okudum iş buldum ve ekmeğimi kazanıyor, çocuğumu yetiştiriyorum.

Cumhuriyet’in birlik, beraberlik ve bir arada yaşamak olduğunu biliyorum. Din, mezhep, etnik kimlik, cinsel kimlik gibi ayrımların sadece ve sadece emperyalistlerin işine yaradığını bilirim. Ekmeğini alnının teriyle kazananların, üretilen refahtan adilce pay alabildikleri sürece tek dertlerinin eve ekmek götürmek olduğuna inanırım. Bunun dışında ayrımlar üzerinden siyaset yapanların, bilinçli olmasalar da istemeseler de emperyalistlere hizmet ettiklerini düşünürüm.

Was ist das Kompetenzzentrum Vielheit?

Wie steht es um die Teilhabe der Gesamtgesellschaft am Kulturgeschehen in München? In der neuen Folge der Veranstaltungsreihe Dies Das im Habibi Kiosk wird Tuncay Acar am 15. März 2023 mit Sinem Gökser, Bahar Auer und Karnik Gregorian über ihre Arbeit im Kulturbereich und über die neue Initiative “Kompetenzzentrum Vielheit” sprechen.

Das Kompetenzzentrum Vielheit ist aus einer bürgerschaftlichen Initiative entstanden und hat sich die Förderung von kultureller und sozialer Diversität in der Münchner Kulturlandschaft und darüber hinaus zum Ziel gesetzt. Künstler*innen, Kulturschaffende, Vertreter*innen von Netzwerken und Verbänden sowie Expert*innen in Sachen kultureller Bildung haben sich zusammengetan, um gemeinsam an der Offenheit der Münchner Stadtgesellschaft zu arbeiten.

Die Veranstaltung findet um 19.00 Uhr im Habibi Kiosk der Münchner Kammerspiele in der Maximilianstraße 26-28 statt. Es handelt sich um eine Präsenzveranstaltung mit freiem Eintritt. Jedoch wird ein Livestream zusätzlich auf dem Instagramprofil der Münchner Kammerspiele übertragen.
https://www.instagram.com/muenchner_kammerspiele/.

©Bahar Auer

Bahar Auer studierte Nahostgeschichte an der Ludwig-Maximilian-Universität in München, gründete im Jahr 2007 das „Haus der kleinen Künste“ und drei Jahre später „Keller der kleinen Künste“. Hier wurden darstellenden und bildenden Künstlern gefördert, indem Ihnen eine Plattform geboten wurde. Von 2014 bis 2015 leitete sie das Betriebsbüro im Teamtheater und war auch für die Presse- und Öffentlichkeitsarbeit zuständig. Seit 2016 ist sie als Geschäftsführerin beim Kulturbunt Neuperlach e.V. tätig.

©Sinem Gökser

Sinem Gökser studierte Geschichte und Kultur des Nahen und Mittleren Ostens sowie Turkologie (Orientalistik), Theaterwissenschaft und Kunstgeschichte an der LMU München. Noch vor Ende ihres Studiums übernahm sie die Stelle als Theater- und Literaturleitung an der Pasinger Fabrik. In den vergangenen 10 Jahren plante sie  das vielfältige Bühnenprogramm im Haus. Darüber hinaus kuratierte sie dort verschiedene Festivals wie zuletzt die Themenwoche „Ist das Demokratie oder kann das weg?“

©Basti Arlt

Karnik Gregorian ist Journalist, Autor, Theater- und Dokumentarfilmregisseur. Er führt Regie, u.a. bei Münchner Kammerspiele, ZDF/3sat, BR und betreibt den Open Space »Galerie Kullukcu & Gregorian« in München. Hier realisiert er crossmediale Performances und sozio-kulturelle Projekte mit Menschen, die im Stadt- oder Staatstheater sonst nur für die Raumpflege o.ä. zuständig sind. Als Videokünstler arbeitet Karnik Gregorian an zahlreichen Stadttheatern. Er ist Gründungsmitglied und Namensgeber des »Göthe Protokoll«. Als Teil des »KOLLEKTIV« leitete Karnik Gregorian das RODEO 2020 Festival in München.

©Ümit Ağırsaygın

Tuncay Acar ist Musiker, DJ, Blogger und Kulturaktivist aus München. Er widmet die Gesprächsreihe “Dies Das” Menschen und Themen, die meist am Rande der öffentlichen Wahrnehmung stattfinden. “Dies Das” sendet Impulse und schafft Bewusstsein für die real existierende Vielfalt abseits jedwelcher “Leitkultur”. Der Talk beinhaltet zusätzliche Formate wie Radio, Lectures, Performances, Lesungen, Konzerte, Ausstellungen, Screenings, etc.. Der Link zu Tuncay Acars Blog: www.triptown.de

„Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok“ Savaş karşıtı Alman filmine dört Oscar

Bu yıl 95.si gerçekleşen Akademi Ödülleri’nde (Oscars) savaş karşıtı „Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok“ (Im Westen nichts Neues) „En İyi Uluslararası Film“ de dahil olmak üzere toplam dört Oscar aldı.

Almanya’nın dördüncü En İyi Uluslararası Film ödülünü alan „Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok“ törenden dört Oscar ile döndü. 20. yüzyıl dünya edebiyatının önemli yapıtlarından sayılan Erich Maria Remarque’ın romanından uyarlanan filmin yönetmenliğini Edward Berger yaptı. Başrollerde Felix Kammerer, Albrecht Schuch, Edin Hasanovic ve Daniel Brühl gibi isimlerim yer aldığı film, toplam dokuz dalda Oscar’a aday gösterilmişti. Beklentilerin yüksek olduğu film hayal kırıklığına uğratmadı; en iyi görüntü yönetmeni, en iyi prodüksiyon tasarımı ve set dekorasyonu, en iyi orijinal müzik ile en iyi uluslararası film olmak üzere dört Akademi Ödülü’nün sahibi oldu.

Şansöyle tebrik etti
Savaş karşıtı Alman filminin başarısını Şansölye Olaf Scholz da kutladı. Bunun büyük bir başarı olduğunu vurgulayan Scholz, „Yönetmen Edward Berger’i ve tüm ekibi kutluyorum. ‚Batı’da Yeni Bir Şey Yok’ özellikle içinde bulunduğumuz zor zamanlarda savaşın ne kadar korkunç ve insanlık dışı bir şey olduğunu açıkça ortaya koyuyor.“ dedi.

Filmin konusu
1914 yılında Almanya’da Birinci Dünya Savaşı patlak verir. Paul Bäumer ve bazı sınıf arkadaşları, öğretmenlerinin de teşvikiyle, vatana hizmet  amacıyla hemen orduya yazılırlar. Gönüllülük ruhu, 1917’de askere alınmalarından kısa bir süre sonra yerini hayal kırıklığına bırakır: Eğitmenleri tereddütsüz bir sadizm sergiler ve savaş alanının ilk görüntüleri savaşın gerçekliğini fark etmelerini sağlar.

En İyi Film Ödülü”ne de aday gösterilmişti
İlk kez bir Alman filmi olarak ‘en iyi film’ ödülüne de aday gösterilen film „Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok“ bu daldaki Oscar’ı gecenin diğer kazananı  “Everything Everywhere All At Once’a kaptırsa da ‘En İyi Uluslararası Film’ ödülünü aldı. Böylelikle bu dalda Almanya’ya gelen dördüncü Oscar oldu. Şimdiye kadar ‚en iyi uluslararası film’ ödülüne layık görülen Alman yapımları şöyle:

„Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok“ (2023)

“Başkalarının Hayatı” (2007)

“Afrika’nın Hiçbir Yerinde” (2003)

“Teneke Trampet” (1980)

95. Oscar Ödülleri’nin tüm kazananlarını görmek için buraya tıklayın.

Ein paar Gedanken…

von Serenay Cuci*

“Acılar paylaştıkça azalır.”

Alle türkischstämmigen Personen in Deutschland, mit denen ich in den ersten Wochen nach dem Erdbeben gesprochen habe, berichteten, dass sie bei der Arbeit und in Ihrem Freundeskreis vereinzelt bis gar nicht gefragt wurden, wie es ihnen geht oder ob sie durch das Erdbeben Verluste haben. In unserer Kultur gilt “Acılar paylaştıkça azalır”. Auch im Deutschen gibt es ein ähnliches Sprichwort: “Geteiltes Leid ist halbes Leid”.

Deswegen möchte ich mich bei allen Freund*innen bedanken, die mich mental und finanziell durch Spenden unterstützt haben. Es bedeutet so viel. Wirklich. Durch unser Privileg, ein Teil von Deutschland zu sein, hoffen wir, dass wir unseren türkischen Familien vielleicht als Bindeglied helfen können.

Eine Anteilnahme, die Schätzung unserer zwei Identitäten der Deutschen sowie der Türkischen, ist uns wichtig. Viele unserer Großeltern kamen vor rund 60 Jahren für eine bessere Zukunft nach Deutschland. Wir kennen unser Privileg und wir fühlen uns schuldig, weil wir so weit weg sind und so wenig tun können. Gleichzeitig ist der Alltag gleichbleibend für uns. In der türkischen Kultur sind die ersten vierzig Tage für die Trauer eine wichtige Zeit, hier bleibt der Alltag aber gleich, das ist gut und gleichzeitig verwirrend. Der Text eines deutschen Liedes drückt unsere Verfassung ganz gut aus:

„Und die Welt dreht sich weiter
Und dass sie sich weiterdreht,
Ist für mich nicht zu begreifen,
Merkt sie nicht, dass einer fehlt?“

Ich habe in der vergangenen Zeit viele Beiträge auf meinen Social-Media-Kanälen geteilt, die Storys werden von immer weniger Personen gesehen. Ich weiß, das ist keine leichte Kost, sich mit so viel Leid zu befassen. Und ja, man muss sich auch mal selbst abschirmen und sich seine Zeit nehmen! Bitte nehmt euch eure Zeit – ignoriert die Situation aber nicht bleibend. Das schmerzt. Ich werde weiter aktiv Postings/Beiträge teilen, denn es ist eines der wenigen Dinge, die ich in der Hand habe.

Naturkatastrophen können Traumafolgeschäden auslösen! Je besser Menschen durch Menschen aufgefangen werden, desto höher ist die Wahrscheinlichkeit, dass sie wieder auf die Beine kommen. Meine Verwandtschaft aus der Türkei sowie alle anderen Menschen vor Ort verlassen sich auf internationale Solidarität, sie trösten sich mit dem Gedanken, dass die gesamte Welt ihr Leid im Blick hat.

*Serenay Cuci ist Psychologin aus München

Münih’te 19 Mart 2023’te Göçmenler Meclisi seçilecek

Bavyera Eyaleti’nin başkenti Münih’te 19 Mart 2023 tarihinde Göçmenler Meclisi seçilecek. Seçime katılarak Münihli göçmenlerin temsilcisi olacak meclisin üyelerini belirleyebilirsiniz.

Altı yılda bir seçilen Göçmenler Meclisi, kırk kişiden oluşuyor. Meclis, önerge başvurusunda bulunabiliyor ve belediye meclisi ile belediye idaresi buna göre karar alabiliyor. Uyum projeleri için yıllık yaklaşık 160 bin Euro’luk bir destek bütçesine sahip olan mecliste yer almak için aday olan toplam 21 liste var. Seçiminiz ne olursa olsun; mutlaka seçime katılın.

Kimler oy kullanabilir?
Göçmenler Meclisi seçimlerinde en az 18 yaşında olan ve en az altı aydır Münih’te yaşayan, Alman pasaportu olmayan tüm Münihliler oy kullanabilirler. Çifte vatandaşlığa sahip olan kişiler ise vatandaşlığa kabul edilmelerinin üzerinden on iki yıldan fazla süre geçmemişse oy kullanabilirler. Ancak bu kişilerin 3 Mart’a kadar seçim bürosuna başvurmuş olmaları gerekiyor.

Nasıl seçilir?
Her seçmenin seçilecek meclis üye sayısı kadar, yani 40 oy hakkı vardır. Seçmen bu hakkını tek bir listeye kullanabileceği gibi, liste içinde öne çıkaracağı adaylara veya tek tek adaylara da dağıtabilir. Tek bir liste seçildiğinde, oylar listedeki adaylara eşit şekilde dağıtılır. Liste seçiminde istenmeyen adayın üzeri çizilebilir. Tek tek verilen oylarda bir adaya en fazla 3 oy verilebilir. Oylar dağıtılırken dikkat edilmesi gereken nokta ise oyların toplamda 40’ı geçmemesi. Bu durumda kullanılan oylar geçersiz sayılır.

Seçimlerle ilgili detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.en

“Senin şehrin. Senin seçimin!” – Münih’in Göçmenler Meclisi seçimleri sloganı

“Senin şehrin. Senin seçimin!” Münih Belediyesi 19 Mart’ta yapılacak Göçmenler Meclisi seçimlerini bu sloganla duyuruyor. Bu slogan ve ilgili motiflerden oluşan afişler, tüm toplu taşıma araçlarında, belediyeye ait binalarda, derneklerlerde, şirketlerde, analog ve dijital etkinliklerde, danışma merkezlerinde ve aday listelerin tanıtım etkinliklerinde yaklaşan Göçmenler Meclisi seçimlerine dikkat çekecek.

Belediye Başkanı Verena Dietl: “Bu slogan şunu açıkça ortaya koyuyor: Münih, burada yaşayan herkesin kentidir. Ve bu, Alman pasaportuna sahip olup olmadıklarından bağımsızdır. Umarım bu kampanya, 19 Mart’ta iyi bir katılımla, çok yönlü bir Göçmenler Meclisi’nin seçilmesine katkıda bulunur. Bu sayede meclis, çeşitlilik içeren bir toplumda birlikte yaşamı teşvik etme yönündeki önemli görevini yerine getirebilecektir.”

Göçmenler Meclisi, katılımcılığı ve siyasi katılımı mümkün kılmakta ve göçmenlik geçmişi olan Münihliler için eşitliğe önemli bir katkı sağlamaktadır. 19 Mart’ta yapılacak Göçmenler Meclisi seçimleri için 6-26 Şubat tarihleri arasında seçim bildirimleri gönderilecektir. Seçim bildirimi almayanların en kısa sürede Seçim Bürosuna telefon (089/233-96233) veya email (briefwahl.kvr@muenchen.de ) yolu ile ulaşmaları gerekmektedir. Seçimlerle ilgili on beş dilde daha fazla bilgiye şu adresten ulaşabilirsiniz:

https://stadt.muenchen.de/infos/migrationsbeiratswahlen

Haftanın etkinlik önerileri: 06-12 Mart

Dünya Kadınlar Günü

08.03.2023 » Kadın Olmak -Zeynep Oral ile okuma ve söyleşi

Nürnberg’de bu yıl 27.si yapılacak olan Türkiye Almanya Film Festivali kapsamında 8 Mart’ta PEN Yazarlar Derneği Türkiye Başkanı Zeynep Oral ile okuma ve söyleşi programı var. (Detaylı haber için tıklayın)

Yer: Festivallounge, Künstlerhaus, Königstr 93, Nürnberg

08.03.2023 » Münih Kadın Yürüyüşü

Münih’teki birçok siyasi parti, sendika ve derneğin kadın gruplarının bir araya gelerek oluşturduğu güçlü ittifak, Dünya Kadınlar Günü’nde eşitlik, adalet ve barış için gösteri yapacak. Profesör-Huber-Platz’tan Odeonsplatz’a 16.00’da ilk sahnede yapılacak konuşmaların ardından Ludwigstr. üzerinden Odeonsplatz’taki ikinci sahnenin bulunduğu meydana gelinecek. Program saat 18.30’da sona erecek.

12.03.2023 » Dayanışma Programı

Göçmen Kadınlar Birliği üyeleri tarafından düzenlenen dayanışma etkinliğinde Prof. Dr. Zeliha Öcek, “Afet dönemlerinde kadın sağlığı” konusunda bilgi verecek. Müzik programında Pınar Ateş’in olacağı programda 8 Mart filmi gösterilecek, kadın şiirleri okunacak ve birlikte yemek yenilecek.

Yer: Englschalkinger Str. 185, 81925 München

Sergi

Bis 11.06.2023 » Simone de Beauvoir & Das andere Geschlecht

Haziran ayına kadar devam edecek sergide 20. yüzyılın en büyük entelektüellerinden ve kadın hareketinin ikonlarından biri olan Simone de Beauvoir’ın 70 yılı aşkın bir süre önce kaleme aldığı feminist başyapıtı “Le deuxième sexe”in doğuşunun ve entelektüel ortamının izini sürüyor. Sergi her gün saat 11.00 ile 18.00 arası açık. Giriş ücreti ise 3,00 ile 7,00 Euro arası değişiyor.

Yer: Münih Edebiyat Evi, Salvatorplatz 1, 80333 München

Festival

10.03.2023 » 27. Nürnberg Türkiye Almanya Film Festivali

Nürnberg’de bu yıl 27.si yapılacak olan Türkiye Almanya Film Festivali, 10-19 Mart tarihleri arasında olacak. Usta yönetmenler Şerif Gören ve Michael Verhoeven’e Onur Ödülü verelecek festivalde on gün boyunca 34 film, 58 etkinlik ve 70’in üzerinde davetli sanatçı sinemaseverlerle buluşacak. (Detaylı haber için tıklayın)

Yer: Tafelhalle, Filmhaus, Künstlerhaus, CineCittà Nürnberg

Konser

11.03.2023 » Depremzedelerle Dayanışma Gecesi

“Dayanışma depremden büyüktür” çağrısıyla Nazım Hikmet Kültür Merkezi Münih ve Kultur Gruppe München tarafından ortaklaşa düzenlenen Türk Yunan akşamında her iki ülkeden müzisyenler sahneye çıkacak. Etkinlikte elde edilen gelir depremzedelere bağışlanacak. Etkinlik saat 18.00’da başlayacak.

Yer: IG Feuerwache, Ganghoferstr. 41, 80339 Münih

Musiktalk

11.03.2023 » Wut auf Vinyl

Seksenli yıllarda yükselen nefret doksanlı yılların terörüne yol açtı. Müzik buna nasıl tepki verdi? Ödüllü “Aşk, Mark ve Ölüm” belgesenin yönetmeni Cem Kaya, Türk-Alman tarihini daha önce hiç yapılmadığı şekilde araştırdı. Kaya, Sebastian Reier namı diğer DJ Booty Carrell ile bu konuyu konuşacak.

Yer: Habibi Kiosk, Maksimilianstr. Maximilianstraße 26, 80539 München

Nürnberg Türkiye Almanya Film Festivali 10 Mart’ta başlıyor

Şerif Gören ©Olkan Özyurt

Bu yıl 27. kez yapılacak olan Nürnberg Türkiye Almanya Film Festivali için geri sayım başladı. Her yıl iki ülkenin en iyilerini buluşturan festival, bu yıl usta yönetmenler Şerif Gören ve Michael Verhoeven’e Onur Ödülleri’nin de verileceği törenle 10 Mart’ta açılışını yapacak.

Açılış töreni

Festivalin 10 Mart’taki açılış töreninde Onur Ödülleri’nin sahiplerine takdim edilmesinin ardından Şerif Gören’in “On Kadın” filmi gösterilecek. Türkan Şoray’ın hayat verdiği farklı kadın karakterlerin hikayelerinden oluşan filmde, ataerkil toplumda kadının yaşam mücadelesi konu ediliyor. Törenin müzik programında ise Melike Demirağ var. Arkadaş filmi ve şarkısıyla hafızalarımıza kazınan oyuncu ve şarkıcı sahneye Yogo Pausch (perküsyon) ve Hildegard Pohl (piyano) ile birlikte çıkacak.
Törende ayrıca FIPRESCI Genel Sekreteri Klaus Eder, yazar ve Türkiye PEN Başkanı Zeynep Oral ile gazeteci ve yönetmen Can Dündar da birer konuşma yapacak. Festivale katılacak isimler arasında ünlü Alman oyuncu Senta Berger, yönetmenler Biket İlhan, Kazım Öz, Ayhan Salar ve İstanbul Film Festivali Direktörü Kerem Ayan da olacak.

Ustaların buluşması

Michael Verhoeven ©Verhoeven

Bu yıl festivalde Onur Ödülü alacak olan iki usta yönetmenin filmleri de festivalde gösterilecek. 11 Mart’ta Michael Verhoeven’in ‘Annenin Cesareti’ filminin gösterimi sonrasında iki büyük isim Şerif Gören ve Michael Verhoeven ilk kez bir panelde bir araya gelecek. Hayata karşı tutumları birbirine çok benzeyen iki yönetmenin bu ilk karşılaşmasında moderasyonu yönetmen ve yapımcı Ayhan Salar yapacak.

Yarışan filmler

Toplam 34 filmin gösterileceği festivalde geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da uzun metraj, kısa film ve Öngören ödülleri verilecek. Uzun metraj bölümünde yarışan 9 film arasında geçtiğimiz günlerde Berlinale’den ödülle dönen iki Alman filmi var; Jüri Büyük Ödülü’nü alan Christian Petzold imzalı “Roter Himmel” (Kızıl Gökyüzü) ve En İyi Senaryo Ödülü’nü alan Music (piyasa.de). Türkiye’den katılan filmler arasında ise Özcan Alper’in Altın Portakal’da En İyi Film Ödülü’nü alan “Karanlık Gece”si ve bu yıl 95.si düzenlenecek olan Akademi Ödülleri için “Türkiye’nin En İyi Uluslararası Film” adayı olan Tayfun Pirselimoğlu imzalı Kerr yer alıyor.

Kısa film yarışma bölümünde Türkiye’den iki dünya prömiyeri olacak; Yama (Dilek Aktay) ve Salça (Burak Oğuz Saguner). Bu bölümünde yarışan toplam 10 filmin 4’ü Almanya’dan, 6’sı Türkiye’den.

Killing Bagheera (Muschirf Shekh Zeyn), Dün Bugün Yarın (Orhan Dede), Der verlorene Zug (Saskia Diesing), Der lange Weg der Sinti und Roma (Adrian Oeser), Onca Yolun Ardından (Jakob Krese, Danilo do Carmo), Bir Kar Tanesinin Ömrü (Kâzım Öz)  filmleri ise Öngören Ödülü için yarışacak.

Sinema Dünyaları

Sinema Dünyaları seçkisinde yine iki ülkeden özenle seçilmiş toplam 15 film yer alıyor. Son aylarda adından sıkça söz ettiren Emin Alper imzalı Kurak Günler, Fatih Akın’ın Ren Altını (Rheingold) ve Hüseyin Tabak’ın Oskar’ın Elbisesi’nin yanı sıra bu seçkide dikkat çeken belgeseller de var; Cem Kaya’nın Almanya’ya göçün müzikli tarihini anlatan başarılı belgeseli Aşk, Mark ve Ölüm ve Can Dündar ile Edzard Reuter’in Almanya ve Türkiye’deki sürgün deneyimini anlatan Geraubte Heimat – Exil in der Türkei und Deutschland (Çalınan Vatan – Türkiye ve Almanya’da Sürgün).

Kadın olmak

Festival henüz perde demeden ilk etkinliğini 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde yapacak. Gazeteci yazar Zeynep Oral’ın katılımı ile gerçekleşecek okuma ve söyleşi etkinliğini Recai Hallaç yönetecek. (piyasa.de)
Festivalde Zeynep Oral’ın metin ve senaryosunu yazdığı 20. yüzyılın en önemli opera sanatçıları arasında gösterilen Leyla Gencer’in hayatını konu alan La Diva Turca da gösterilecek. Festival programında açılış filmi olan 10 Kadın’ın yanı sıra Ayna Ayna (Belmin Söylemez), Kaybolan Tren (Saskia Diesing) ve Elif Ana (Kâzım Öz ve Semir Aslanyürek) gibi kadınların merkezde olduğu filmler de var.

On gün boyunca sürecek olan festival, bu yıl da sinemaseverleri güncel bir program ve çeşitli etkinliklerde her iki ülkeden çok sayıda davetli sanatçıyla bir araya getirecek. Festivalin tüm detaylarına www.fftd.net adresinden ulaşabilirsiniz.

Nürnberg Türkiye Almanya Film Festivali’nden 8 Mart etkinliği

Nürnberg’de bu yıl 27.si yapılacak olan Türkiye Almanya Film Festivali, 8 Mart etkinliğiyle açılışa hazırlanıyor. Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde Zeynep Oral Nürnberg’de „Kadın Olmak“ kitabından okuyacak.

Bu yıl Nürnberg’de 10 ile 19 Mart tarihleri arasında yapılacak olan 27. Türkiye Almanya Film Festivali kapsamında 8 Mart’ta PEN Yazarlar Derneği Türkiye Başkanı Zeynep Oral ile okuma ve söyleşi programı var. Oral, Kadınlar Günü’nde Türkiye’de kadın özgürlüğü hareketinde bir referans kitabı olarak kabul edilen „Kadın Olmak“ kitabından bölümler okuyacak ve ardından soruları yanıtlayacak.

Etkinliği daha önce Orhan Pamuk, Zülfü Livaneli ya da Ahmet Ümit gibi yazarların Almanya’daki okumalarına çevirmen olarak eşlik eden Recai Hallaç yönetecek.

Zeynep Oral kimdir?
Zeynep Oral, 60’ların sıcak yıllarında Paris’te gazetecilik ve tiyatro yüksek eğitimi aldı. İstanbul’da Nazım Hikmet Vakfı ya da Türkiye-Yunanistan Dostluk Derneği gibi bir çok sivil toplum örgütünün kurucuları arasında oldu. Kendisinin de kurucularından olduğu Türkiye’nin en önde gelen kültür sanat dergisi Milliyet Sanat’ı 30 yıl kadar yönetti. Yayınlanmış 20’den fazla kitabı arasında en çok tanınanı, Türkiye’de kadın özgürlüğü hareketinde bir referans kitabı olarak kabul edilen ve Türkiye’de birkaç kuşak feminist yetiştiren „Kadın Olmak“ kitabıdır. „Leyla Gencer Tutkunun Romanı“ adlı kitabı başta İngilizce, Fransızca ve  İtalyanca olmak üzere birçok dile çevrilmiştir. Cumhuriyet Gazetesi‘nde uzun yıllardır köşe yazarlığı yapan Oral, sanat ve kültür, kadın hakları ve insan hakları konularında yazılarıyla sayısız ödüller kazandı. Zeynep Oral PEN Yazarlar Derneği Türkiye Başkanıdır.

Okuma ve Söyleşi – „Kadın Olmak“
Zeynep Oral – ya da Türkiye’de kadın kurtuluşunun diğer adı!
8 Mart, Çarşamba, 19:00
Yer: Festivallounge, Künstlerhaus, Königstr 93, Nürnberg
Giriş: ücretsiz bilet satışı