Cumartesi, Ekim 11, 2025
Startseite Blog Sayfa 4

CSU’lu Serdar Duran’dan seçim değerlendirmesi

Almanya’da 23 Şubat’ta gerçekleştirilen federal seçimlerin sonuçları, hem ülke siyaseti hem de Bavyera ve Münih özelinde önemli gelişmelere işaret etmektedir. Bir yandan CDU/CSU’nun yeniden ülkenin en güçlü partisi olarak hükümet kurma sorumluluğunu üstlenmesi, diğer yandan AfD’nin özellikle Doğu Almanya’daki yükselişi, dikkatle ele alınması gereken dinamikleri beraberinde getirmektedir.

Bavyera’da CSU, %37,2 oy oranı ile büyük bir sıçrama yaparak gücünü pekiştirmiştir. Münih’te de parti, oy oranlarını artırarak özellikle Münih Kuzey bölgesinde güçlü bir temsil sağlamıştır. Hans Theiss’in doğrudan milletvekili seçilmesi, bölgedeki sağduyulu ve güvenilir siyasetin bir göstergesidir.

Ancak AfD’nin Bavyera’da %19 gibi ciddi bir oy oranına ulaşması, göçmen kökenli topluluklar açısından endişe verici bir gelişmedir. Bu sonuç, Almanya’daki Türk ve Müslüman toplulukların siyasal katılımının ve demokratik merkez içinde yer almasının önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir.

Bu bağlamda, Türk toplumu olarak bazı önemli noktalara dikkat çekmek istiyorum:

Demokratik Katılımın Önemi: Bu seçimlerde sandığa giden her seçmen, ülkenin geleceğinde söz sahibi olmuştur. Türk ve Müslüman toplumunun da politik süreçlere daha fazla dahil olması gerekmektedir. Seçimlere katılım oranımızı artırarak, sesimizi duyurmalı ve toplumumuzun çıkarlarını koruyacak politikaları desteklemeliyiz.

AfD’nin Yükselişi ve Göçmen Politikaları: Aşırı sağın güçlenmesi, göçmenler açısından riskler barındırmaktadır. Özellikle çifte vatandaşlık, entegrasyon ve güvenlik politikaları konusunda dikkatli olmalıyız. Almanya’da yaşayan her birey, ayrımcılığa karşı durmalı ve demokratik haklarını savunmalıdır.

CSU’nun Güçlenmesi ve Türk Toplumu ile İlişkileri: CSU’nun Bavyera’daki yükselişi, bizlere göçmen dostu, entegrasyonu destekleyen politikalarla daha fazla iş birliği yapma fırsatı sunmaktadır. Türk iş dünyası, STK’lar, cami dernekleri ve akademik çevreler ile güçlü bir diyalog kurarak, toplumumuzun haklarını koruyacak mekanizmalar geliştirmeliyiz.

Önümüzdeki süreçte, Münih’te ve Bavyera genelinde siyasi etkinliğimizi artırarak demokratik temsilimizi güçlendirmeye devam edeceğiz. Toplumumuzun her kesimi, bu dönüşüm sürecinin bir parçası olmalı ve siyasette daha aktif bir rol üstlenmelidir.

Bu bağlamda, CSU Münih Kuzey Teşkilatı olarak, demokratik merkez içinde Türkiye kökenli vatandaşlarımızın haklarını savunmaya ve toplumumuzun entegrasyonunu desteklemeye devam edeceğiz.

Türk toplumu için çağrımız nettir: Birlik olmalı, demokratik değerlere sahip çıkmalı ve geleceğimizi şekillendirmek için aktif rol almalıyız!

Selam ve saygılarımla
Serdar Duran

Serdar Duran Kimdir?
Serdar Duran, Münih doğumlu, kamu yönetimi, göç politikaları ve uluslararası ilişkiler alanlarında uzmanlaşmış bir siyasetçidir. CSU Münih Kuzey teşkilatında aktif olup, göçmen entegrasyonu, istihdam ve ekonomi alanlarında çalışmalar yürütmektedir. Münih Belediyesi’nde istihdam politikaları üzerine kamu uzman memur olarak çalışan Duran, evli ve iki çocuk babasıdır ve Türkçe, Almanca, İngilizce ve Fransızca bilmektedir. 2026 Bavyera yerel seçimlerinde Milbertshofen-Am Hart İlçe Meclisi’ne aday olması beklenmektedir.

Almanya seçimini yaptı

Dün Almanya’da yapılan Federal Meclis Seçimleri’nde sandıktan Hıristiyan Birlik partileri CDU/CSU (%28,5) birinci olarak çıkarken, aşırı sağcı AfD oylarını rekor düzeyde artırarak (%20,8) ikinci parti oldu.  SPD ise yüzde 16,4 ile tarihinin en kötü seçim sonucunu elde etti.  

FDP lideri Lindner, barajı aşamadıkları için (4,3) siyaseti bıraktı. Sol Parti’den ayrılarak kurulmuş olan BSW de barajı aşamayarak meclis dışında kaldı. Seçimin bir diğer kazananı da oylarını yüzde 8,8’e yükselten Sol Parti oldu. Sol Parti, parti içi çatışmalar nedeniyle geçtiğimiz yıllarda oldukça kan kaybetmişti. Bu seçimlerde özellikle gençleri ve kararsız seçmenleri ikna ederek oylarını neredeyse ikiye katlamayı başardı.

Rekor bir katılım olan seçimin geçici sonuçlarına göre hükümeti kurma görevi Friedrich Merz’e verildi. Merz, bir an önce koalisyon görüşmelerine başlayacağını duyururken, AfD ile bir koalisyonun söz konusu olmayacağını tekrarladı. 

Öte yandan SPD’nin başbakan adayı olarak seçime giren Olaf Scholz, CDU ile herhangi bir koalisyon görüşmesine liderlik etmeyeceğini açıkladı. Başbakan Scholz, “Eğer SPD ile Birlik partileri (CDU/CSU) arasında görüşmeler olursa, SPD’nin müzakere heyetinin başında ben olmayacağım” dedi. Başbakanlık için aday olduğunu vurgulayan Scholz, “CDU’nun liderliğindeki bir hükümette SPD’nin temsilcisi olmayacağım ve bununla ilgili müzakere de yapmayacağım.“ dedi. 

Yüzde 11,6 oy oranıyla sandıktan üçüncü parti olarak çıkan Yeşiller’in başbakan adayı Robert Habeck ise önceki seçimlere göre oy kaybını, Yeşiller’in koalisyon görüşmelerine açık olduğunu en başından duyurmuş olmalarına bağladı ve bu nedenle oylarını Sol Parti’ye kaptırdıklarını ifade etti.

Foto: Bundestag.de / Thomas Köhler / photothek

Nazan Kesal, “Yaralarım Aşktandır“ oyunuyla Almanya‘da

Türkiye’de sinema ve tiyatronun en iyi kadın oyuncularından Nazan Kesal, İran’ın büyük kadın şairlerinden Füruğ Ferruhzad’ı canlandırdığı tek kişilik oyunu “Yaralarım Aşktandır”la Almanya’da. “Şah Dönemi İranı”ında sanatıyla var olan, direnen, rejime kafa tutan öncü sanatçı Furuğ Ferruhzâd’ın (1935-1967) etkileyici yaşam öyküsünden, mücadelesinden ve eserlerinden ilham alınarak sahnelenen oyun, Frankfurt ve Essen’in ardından Berlin, Nürnberg ve Münih’te de sergilenecek.

Yazar Şebnem İşigüzel’in kaleme aldığı ve Berfin Zenderlioğlu’nun yönettiği tek perdelik oyun, bir süredir Türkiye’nin çeşitli kentlerinde özellikle kadınların yoğun ilgisi eşliğinde sahneleniyor. Eleştirmenlerden olumlu övgüler alan ve “kadın kimliği üzerine düşündüren etkiliyici bir yapım“ olarak değerlendirilen oyunla ilgili tanıtım bültenlerinde şöyle deniliyor:
“Oyun, İran şiirinin isyankar sesi Füruğ Ferruhzad’ın nefesini, tiyatro sahnesine taşıyor. Prodüksiyonunu Poyraz Yapım’ın üstlendiği oyunda anlatılan, aynı iklimde açıp solan hepimizin hikayesi. Baskı altında yaşayanların, hep eksik bulunanların ve her şeye rağmen yaşamaya devam edip sözünü esirgemeyenlerin. Toprağa emanet edilmeyi bekleyen, ölüsüne bile tahammül edilemeyen, Füruğ Ferruhzad kendi arafında ömrünün şiirini yazacak ve aklınızdan çıkmayacak sözler fısıldamak üzere sahnede olacak. Furuğ hiçliğin varlık oluşunu göstermeye, hepimize cesaret vermeye, ‘Kuş ölür, sen uçuşu hatırla‘ demeye geliyor.“

Şubat ayında Frankfurt’ta ve Essen’de sergilenen oyun, 7 Mart’ta Berlin’de (Jockel Event Hall) gösterilecek. Ardından “Türkiye Almanya Film Festivali“ kapsamında 10 Mart’ta Nürnberg’de (Festsaal im Künstlerhaus) ve 12 Mart’ta Münih’te (Volkstheather) sahnelenecek.

Gürsel Köksal

Göçmenler için kritik seçim: TGD’den seçim rehberi

Almanya’da, 23 Şubat 2025 tarihinde yapılacak Federal Meclis seçimlerine sadece birkaç gün kaldı. Ülkenin siyasi geleceğini belirleyecek bu seçimler, özellikle göçmen kökenli vatandaşlar açısından büyük önem taşıyor.

Bu kapsamda, Almanya Türk Toplumu (TGD), CDU/CSU, SPD, Die Linke, Yeşiller, AfD, FDP ve BSW partilerinin 299 seçim bölgesindeki 1.707 adayıyla iletişime geçerek, göç ve entegrasyon politikaları konusundaki kişisel görüş ve tutumlarını seçmenler için sordu. Çalışma, özellikle göç geçmişi olan bireyleri doğrudan etkileyen kilit noktalar ve toplumsal eşitsizlikler hakkında adayların görüşlerini ortaya koymayı amaçlıyor.

TGD’nin yönelttiği aday değerlendirme sorularına toplam 607 kişi yanıt verdi. Parti aidiyetine bağlı olarak katılım konusunda önemli farklılıklar gözlemlendi. Yanıt veren adayların parti dağılımı şu şekilde oldu: SPD (103), CDU/CSU (21), Yeşiller (159), FDP (98), AfD (48) ve Die Linke (178).

TGD’nin Almanca seçim rehberine buradan ulaşabilirsiniz.

Büyükatalay imzalı „Hysteria“ Berlinale’de büyük beğeni topladı

Bu yıl 75.si yapılan Berlin Uluslararası Film Festivali’nin (Berlinale) Panorama bölümünde geçtiğimiz cumartesi günü prömiyerini yapan Mehmet Akif Büyükatalay imzalı Hysteria filmi, izleyicilerden büyük beğeni topladı. Başrollerini Devrim Lingnau, Mehdi Meskar, Serkan Kaya, Nicolette Krebitz ve Aziz Çapkurt’un paylaştığı film ekibi, gösterim sonrası dakikalarca ayakta alkışlandı.

Gerilim türündeki Hysteria, bir film setinde yanmış bir Kuran bulunmasıyla karanlık bir hal alan çekim sürecini ve kaosa sürüklenen bir ekibin hikâyesini anlatıyor. Filmde, stajyer Elif’in (Devrim Lingnau) sırlar ve yalanlarla örülü tehlikeli bir oyunun içine sürüklenişi, “film içinde film” motifinin ustalıkla kullanımıyla izleyiciye soluksuz bir deneyim sunuyor.

Yönetmen Mehmet Akif Büyükatalay, 2019 yılında Berlinale’de Oray filmiyle “En İyi İlk Film” ödülüne layık görülmüştü. Büyükatalay, 2022’de ise Almanya’ya Türkiye’den gelen misafir işçilerin müziğini konu alan ve birçok ödül kazanan Liebe, D-Mark und Tod (Aşk, Mark ve Ölüm) belgeselinde ortak senarist ve yapımcı olarak yer almıştı.

Hysteria, Büyükatalay’ın Berlinale’deki başarı geleneğini sürdürerek sinemaseverlerden tam not aldı.

Hysteria’nın Berlinale’deki diğer gösterimleri şöyle:

17.02. Cubix – 22:00

18.02. Odeon – 14:00

18.02. Filmtheater am Friedrichshain – 21:45

Für Demokratie und Vielfalt: Deine Stimme zählt!

Wählen ist mehr als ein Recht – es ist unsere Verantwortung. Gerade jetzt, in herausfordernden Zeiten, ist es wichtiger denn je, gemeinsam für unsere Demokratie einzustehen. Am Sonntag, den 23. Februar 2025 haben wir die Chance, die Zukunft Deutschlands mitzugestalten – durch unsere Stimme!

Wahlen sind nicht nur eine politische Pflicht, sie sind auch ein Aufruf, Verantwortung zu übernehmen und die Gesellschaft aktiv zu gestalten. Jede Stimme zählt – und gerade jetzt können wir durch unser Engagement eine gerechte und vielfältige Zukunft sichern.

Warum ist das so wichtig?
Weil wir verhindern müssen, dass Hass, Spaltung und rechtsextreme Ideologien unsere Gesellschaft prägen. Es liegt an uns, ein Zeichen zu setzen! Wahlen werden oft knapp entschieden – und genau deshalb zählt jede Stimme. Deine Stimme kann den Unterschied machen, um eine gerechte, solidarische und vielfältige Gesellschaft zu sichern.

Nutze die Zeit bis zur Wahl, um dich über Parteien und Programme zu informieren. Motiviere andere – sprich mit Familie, Freundinnen und Kolleginnen über die Bedeutung dieser Wahl. Viele unterschätzen, wie entscheidend ihre Stimme ist.

Tipp: Der Wahl-O-Mat zur Bundestagswahl ist ab dem 6. Februar 2025 unter www.wahl-o-mat.de verfügbar.

Wer darf wählen?
Wer darf bei der Bundestagswahl wählen? Wahlberechtigt ist, wer die deutsche Staatsangehörigkeit besitzt, mindestens 18 Jahre alt ist, seit mindestens drei Monaten in Deutschland lebt und nicht vom Wahlrecht ausgeschlossen wurde. In diesem Fall erfolgt die Eintragung ins Wählerverzeichnis automatisch.

Auch Deutsche, die im Ausland leben, können an der Bundestagswahl teilnehmen. Dafür müssen sie bis spätestens 21 Tage vor der Wahl einen Antrag auf Aufnahme ins Wählerverzeichnis stellen. Hierfür ist ein spezielles Formular notwendig. Die Bundeswahlleitung stellt die Formulare online bereit und informiert Auslandsdeutsche umfassend über den Ablauf. Wichtig ist, das richtige Formular zu wählen, da es zwei verschiedene Antragsformulare gibt.
Weitere Informationen sowie die Formulare sind auf der Website der Bundeswahlleiterin zu finden:
👉 www.bundeswahlleiterin.de

Die Wahlbenachrichtigung
Alle wichtigen Informationen zur Wahl findest du auf deiner Wahlbenachrichtigung, die dir per Post zugestellt wird. Dort steht, wo du am 23. Februar 2025 wählen kannst – inklusive der Adresse deines Wahllokals und Angaben zur Barrierefreiheit.

Solltest du bis zum 2. Februar 2025 keine Wahlbenachrichtigung erhalten haben, wende dich umgehend an das Wahlamt deiner Hauptwohnsitzgemeinde.

Wie wird gewählt?
Es gibt drei Möglichkeiten, deine Stimme abzugeben: im Wahllokal, per Briefwahl oder per Briefwahl direkt vor Ort.

Wahllokal
Entscheidest du dich für die Stimmabgabe im Wahllokal, benötigst du in der Regel nur deine Wahlbenachrichtigung. Ein Ausweisdokument ist gesetzlich nicht zwingend vorgeschrieben, es sei denn, das Wahllokalpersonal fordert es im Einzelfall.
Zur Stimmabgabe heißt es in § 56 der Bundeswahlordnung:
“Der Wähler übergibt dem Wahlvorstand den Wahlschein. Der Wahlvorstand prüft die Wahlberechtigung und vermerkt die Stimmabgabe im Wählerverzeichnis.”

Briefwahl
Da es sich bei dieser Wahl um eine vorgezogene Neuwahl handelt, solltest du deine Briefwahlunterlagen so früh wie möglich bei der Gemeinde deines Hauptwohnortes beantragen, ausfüllen und zeitnah zurücksenden. Wenn du am Sonntag, den 23. Februar 2025, keine Zeit hast, ins Wahllokal zu gehen, kannst du bereits jetzt die Briefwahl beantragen. Hierfür musst du nicht auf den Erhalt deiner Wahlbenachrichtigung warten.
Wichtig: Der letztmögliche Tag zum Versenden deiner Wahlunterlagen ist spätestens Donnerstag, der 20. Februar 2025, also drei Tage vor der Wahl.

So funktioniert die Briefwahl:
Stimmzettel ausfüllen, unterschreiben und in den vorgesehenen Umschlag legen.
Den Umschlag zusammen mit dem Wahlschein in den Rückumschlag stecken.
Den Wahlbrief entweder per Post versenden oder direkt bei der zuständigen Behörde abgeben.

Briefwahl vor Ort und Stelle
Wenn du deine Briefwahlunterlagen persönlich bei der zuständigen Stelle der Gemeindebehörde abholst, kannst du deine Stimme direkt vor Ort abgeben.

Lasst uns am 23. Februar 2025 gemeinsam über unsere Zukunft entscheiden. Lasst uns den Rechtsruck stoppen und ein klares Zeichen setzen – für Vielfalt, für Gerechtigkeit und immer für die Demokratie! Sei dabei – deine Stimme zählt!

Levent Çokdeğerli: “Münih’te sloganlar ve coşkuyla başlayan, ancak kara ve kanlı biten bir gün…”

Münih’te işçi hakları mücadelesinin önde gelen isimlerinden biri olan Ahmet Levent Çokdeğerli, 13 Şubat, Perşembe günü Verdi mitingindeydi. “Sloganlar ve coşkuyla başlayan, ancak kara ve kanlı biten bir gündü…” diyerek, saldırıyı ve o gün yaşananları kendi gözlerinden aktardı: 

Levent Çokdeğerli

“Verdi sendikasının çağrısı üzerine, toplu görüşme çerçevesinde yapılan uyarı grevine, havanın yağmurlu olmasına rağmen 2 bin 500 işçi katıldı. İşçilerin moral ve motivasyonu yüksekti ve miting için Königsplatz’a doğru yürüyüşe geçtiler. Seidlstr.-Karlstr. köşesine geldiklerinde, bir araba polis barikatını aşarak yürüyüş koluna daldı. Bu saldırı, onlarca kişinin yaralanmasına neden oldu. Aralarında 2 yaşında bir çocuk ve annesinin ağır yaralı olduğunu öğrendik.

Polisler hemen müdahale ederek arabayı durdurdu, camları kırıp saldırganı karga tulumba tutukladılar. Görgü tanıkları, saldırganın polis tarafından götürülürken “Allah Allah” diye bağırdığını belirtti. Olayın ardından emniyet müdürü, saldırganın 24 yaşında bir Afgan vatandaşı ve ilticacı olduğunu, uyuşturucu ve hırsızlık suçlarından sabıkası bulunduğunu bildirdi. Emniyet müdürü daha sonra yaptığı basın toplantısında saldırganın, daha önce bahsedilen türden bir sabıkasının bulunmadığını söyleyerek, yaptığı açıklamayı düzeltti.

Olay anında, yürüyüşün ön kısmındaydım ve ön tarafta kimse ne olduğunu anlamadı. Königsplatz’a doğru yürüyüş devam etti, ancak arka tarafta kaza ve yaralılar olduğu bildirildi. Arka tarafa gittiğimde, ortalık ana baba günüydü. Ambulanslar, polis arabaları, güvenlik önlemleri vardı. Sağda solda, duvar kenarlarına oturtulmuş yaralılar, şok olmuş sendikacılar, birbirlerine olayın ayrıntılarını anlatan görgü tanıkları, yaralılara yardım etmeye çalışanlar. İşçiler, hak arama eylemlerinin kanla sonuçlanmasından dolayı öfkeliydi. Herkes saldırgana lanet okuyordu. 

Verdi sendikası, mitingin bir kısmı Königsplatz’a ulaşmışken eylemi iptal etti. CSU Başkanı ve Bavyera Hükümeti Başbakanı Söder ile İçişleri Bakanı Hermann olay yerinde açıklamalar yaptı. Söder, “Bu münferit bir saldırı değil. Saldırıdan saldırıya geçemeyiz, artık bir şeyler değişmeli. Üzgünüm.” dedi.

Evet, Münih’te sloganlar ve coşkuyla başlayan, ancak kara ve kanlı biten bir gün…

Sonrasında, yaralanan tanıdığımız bir işçiyi hastanede ziyaret ettik. Olayda yaralanan iki işçi aynı odada yatıyordu. Durumlarını sorduktan sonra, akşam saat 19.00’da protesto eylemi yapacağımızı söyledik. Arkadaşlar, “O arabanın nasıl oraya kadar geldiğini anlamadıklarını, bu saldırının polis gözü önünde nasıl gerçekleştiğini ve polisin güvenlik zaafiyetinin de protesto edilmesi gerektiğini“ belirttiler. Ayrıca, “Madem bu kişi polisçe tanınan biri, neden sokaklarda geziyor?” diye sordular, haklı olarak.

Akşam saatlerinde Odeonsplatz’ta gerçekleşen protestoda partiler konuşturulmadı. Eylem, bu saldırıyı gerçekleştiren zihniyet, bu saldırının ardından olayı kendi ırkçı çıkarları için kullanmak isteyen ırkçılar ve faşistler ile olaydaki güvenlik zafiyetinden dolayı polise yönelikti.”

Münih’te demokrasi mitingi: „Demokrasinin sana ihtiyacı var!”

Münih’te 8 Şubat’ta demokrasi ve hoşgörü için büyük bir miting düzenleniyor. Theresienwiese’de gerçekleştirilecek etkinlikte, aşırı sağın yükselişine, nefret söylemine ve ayrımcılığa karşı güçlü bir mesaj verilmesi amaçlanıyor.

Başta “München ist bunt!” olmak üzere 150’den fazla sivil toplum kuruluşunun çağrısıyla Theresienwiese’de bir araya gelinecek. Almanya’da federal seçimler öncesinde artan aşırı sağ ve nefret söylemlerine karşı demokrasi, çeşitlilik ve dayanışma için ses yükseltilecek, Münih’in renkli, kapsayıcı ve demokratik yapısı savunulacak.
Geniş bir müzik programı ve konuşmaların yer alacağı gösterinin moderatörlüğünü ise Özlem Sarıkaya yapacak.

Yer: Theresienwiese, Münih
Saat: 14:00

Berkay Ateş, “Uykusuz Bir Rüya, Salim“ oyunu ile Almanya’ya geliyor

Ödüllü oyuncu Berkay Ateş‘in yazıp oynadığı ve Yiğit Sertdemir’in yönettiği tek kişilik tiyatro oyunu “Uykusuz Bir Rüya, Salim”, Almanya’da tiyatroseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Geçtiğimiz yıl Sadri Alışık Ödülleri’nde “En İyi Erkek Oyuncu” ödülünü kazanan Berkay Ateş, sarsıcı hikâyesi ve güçlü performansıyla izleyicileri etkilemeye devam ediyor.

Oyun, Adana’da ailesiyle yaşayan Salim’in, İstanbul’a amcasının yanına gönderilmesiyle başlayan hikâyesini anlatıyor. Amcasının kebapçı dükkanında çalışırken tanık olduğu olaylar, Salim’i geri dönüşü olmayan bir yola sürüklüyor ve izleyiciye “Keşke mi daha zordur, kader mi?” sorusunu yöneltiyor.

Pera Stage organizasyonuyla Münih ve Berlin’de gösterilecek olan “Uykusuz Bir Rüya, Salim“i izleme fırsatını kaçırmayın.

Münih Gösterimi:
Tarih: 10 Şubat 2025
Yer: Gasteig HP8, Saal X
Bilet: 46,00 Euro (Buradan alabilirsiniz)

Berlin Gösterimi: 
Tarih: 12 Şubat 2025
Yer: Ballhaus Prinzenalle
Bilet: 40,00 Euro (Buradan alabilirsiniz)

Diğerleri:
Köln: 15 Şubat
Essen: 16 Şubat

Selin Sümbültepe Münih’te Eksotik Meksotik sahnesinde!

Bağımsız müzik sahnesinin özgün besteci ve yorumcularından Selin Sümbültepe, 1 Şubat’ta Münih’te Eksotik Meksotik gecesinde sahneye çıkacak. 

Klasik müzik eğitimi alan Sümbültepe, 2010 yılından bu yana kendi müziğini üretiyor; 2017’de „Cızgan“, 2021’de „Ben Estim Sen Esme“ albümlerini yayımladı. 2024’te ise prodüktörlüğünü Lübnanlı müzik öncüsü Zeid Hamdan’ın üstlendiği „Hemhal“ adlı EP’sini dinleyicileriyle buluşturdu.

Orta Doğu melodilerini Batı müziğiyle harmanlayarak kendi kültürel geçmişine dayanan özgün bir tarz yaratan Sümbültepe, „Hemhal“ ile Hatay kültürüne ve 2023 yılında yıkıcı bir depremle sarsılan bu bölgeye bir saygı duruşunda bulunuyor. EP, Sümbültepe’nin köklerine dokunarak kayıplarıyla yüzleştiği ve iyileştirici melodilerle bir araya geldiği bir çalışma. Fusion Folk Pop tarzında müziğini Türkiye’nin çeşitli festivallerinde sahneleyen Sümbültepe „Hemhal“, ile global müzik sahnesine cesurca adım atıyor.

Hatay’da doğumlu Selin Sümbültepe, Fairuz ve Yasmin Hamdan gibi Lübnanlı iki diva, ilham verici flütçü Naissam Jalal ve Türk müzik ikonları Barış Manço ve söz yazarı Aysel Gürel gibi sanatçılardan büyük bir etki alıyor.

Eksotik Meksotik gecesinde Selin Sümbültepe’nin yanı sıra, Münihli DJ’ler B-Zey ve Süperfly de set başında olacak.

Yer: Import Export, Münih
Tarih: 01 Şubat 2025, 21.00
Bilet: 12-15 Euro (Buradan alabilirsiniz)