Cuma, Aralık 5, 2025
Startseite Blog Sayfa 46

Dieser Hass ist unerträglich

Die Türkische Gemeinde in Deutschland (TGD) ist entsetzt über die antisemitischen und rassistischen Terroranschläge in Halle. 

Am jüdischen Versöhnungstag Jom Kippur wurden am Mittwoch in Halle zwei Menschen von einem Mann getötet – nachdem er vergeblich versucht hatte, in die Synagoge einzudringen. Laut übereinstimmenden Medienberichten hat der Täter erst einen Sprengsatz in einen türkischen Imbiss geworfen und anschließend sein zweites Opfer getötet. 

Der Vorsitzende der TGD, Gökay Sofuoğlu, erklärt: 
„Unsere Gedanken sind bei den Angehörigen der Opfer und bei allen, die gestern Angst und Schrecken erleiden mussten und müssen. Dass Gewalt und Hass in Worten und Taten gegenüber Menschen jüdischen Glaubens nach wie vor einen Boden in Deutschland haben, ist unerträglich.“ 

Am gestrigen Abend verbreitete sich schließlich die These, bei dem Täter handele es sich um einen Einzeltäter – ein Erklärungsmuster, das bereits beim Mord an Walter Lübcke und anderen rechtsextremen Anschlägen und Attentaten verwendet wurde. 

Atila Karabörklü (links) und Gökay Sofuoğlu

„Diese Einzeltätertheorie ist ein Versuch, diese Tat, diesen Akt des Terrors, zu relativieren. Wir müssen die Gründe für diesen Anschlag beim Namen nennen: Antisemitismus und Rassismus. Beide sind eingebettet in unsere gesellschaftlichen Diskurse und Strukturen.“ – führt Sofuoğlu aus. 

Der Vorsitzende der TGD, Atila Karabörklü, ergänzt: 
“Dass der Täter später einen Sprengsatz in einen Dönerimbiss wirft, ist kein Zufall. Das rassistische Gedankengut des NSU lebt weiter. Es war nie weg. Wir sind es leid von der Politik immer wieder die gleichen Beschwichtigungen zu hören. Es wird Zeit, dass die Politik handelt. Der Kampf gegen Antisemitismus und Rassismus muss endlich oberste Priorität haben. Wir stehen Seite an Seite mit allen, die sich gegen Menschenfeindlichkeit einsetzen.“  

Foto: Falco/Pixabay

WAIPU.TV şimdi Almanya’daki en büyük Türk kanal paketi

Bağımsız IPTV için Almanya’nın en büyük TV platformu olan waipu.tv Almanya’nın en büyük Türk kanal paketini sunmaya başladı. waipu.tv 26’sı HD kalitede 30 Türk kanalını „Türk-Paketi‘‘ içerisinde birleştiriyor. Bugüne kadar Türk televizyon içeriklerine ulaşım, sınırlı kanal seçeneğiyle farklı yollarla mümkündü – örneğin kablolu yayın, çanak yayın veya illegal internet platformları.

Almanya’daki 81 Milyon vatandaşın yaklaşık 3 milyonu Türkiye kökenli. 800.000‘den fazla Türk ailesi Alman televizyonunun yanında, tüm dünyada kalitesi ve özel içerikleriyle beğeni toplayan Türk program ve dizilerini de izlemek istiyor.

Şimdiye kadar Almanya’da Türk televizyonuna legal erişim imkanı sınırlıydı. Çanak anten bu imkanlardan biriydi ancak ev sahipleri genelde balkona ya da evlere çanak asılmasına izin vermiyor ve çanak anten ile yayınlar sadece SD kalitede izlenebiliyordu. İkinci bir seçenek ise kablolu yayınlar. Kablolu bağlantı ile pek çok şirket müşterilerine 7-10 kanallık oldukça küçük bir Türk kanal paketi sunuyor ve kablolu yayın ile sadece bir cihazdan televizyon izlenebiliyordu. Bu seçenek, özellikle sadece Türk televizyonu izlemek isteyen müşteriler için fiyat kalite bakımından sınıfta kalıyordu. Üçüncü ama illegal yol ise kimliği belirsiz satıcılardan alınan TV kutuları. Bu çözüm ise pek çok kullanıcı tarafından yasal olmadığı için değerlendirmeye alınmıyordu. Son haftalarda Avrupa çapındaki baskınlarla kullanımda olan illegal TV kutularının da pek çoğu kapatıldı.

waipu.tv 26’sı HD kalitede 30 Türk kanalını „Türk-Paketi‘‘ içerisinde birleştiriyor

Bu noktada waipu.tv Türk kanalı izlemek isteyenler için Almanya’nın en büyük Türk kanal paketini sunarak şahane bir alternatif yarattı. waipu.tv 26’sı HD kalitede 30 Türk kanalını „Türk-Paketi‘‘ içerisinde birleştiriyor. Bu şekilde waipu.tv kullanıcılarına; kaydetme, durdurma, tekrar başlatma ve mobil kullanım gibi pek çok konfor fonksiyonuyla modern bir Türkçe TV-paketi sunuyor. Tüm bunları HD kalitede ve çok uygun bir fiyata Türk kullanıcılarıyla buluşturuyor.

EXARING AG Yönetim Kurulu Üyesi Markus Härtenstein, ‘‘IPTV-ürünlerimizi şimdi Türk kökenli müşterilerimizle buluşturacağımız için çok heyecanlıyız. Bu paket ile Türk kanalları HD kalitede ve sadece internet bağlantısı ile evin her odasında farklı cihazlardan kolayca izlenebilir. Bunların yanında geniş kayıt hafızası, duraklatma ve yeniden başlatma gibi tüm diğer konfor fonksiyonları da Türk paketi içerisinde kullanılabilir. Paralel olarak 4 farklı cihazdan farklı kanalların izlenebilme özelliği, en çok da aileleri mutlu edecektir.” diyor.

Başlangıç olarak Türk-Paketi aylık 12,99 € yerine 9,99 €‘dan satışa sunuluyor. Şimdi kayıt olan müşteriler, bu indirimli fiyattan daimi olarak yararlanacak. İsteğe göre Türk paketi tek paket olarak da satın alınabilir, Alman kanal paketleri ile beraber Kombi-Paket olarak da.

Detaylı bilgi için www.waipu.tv/turk adresini ziyaret edebilirsiniz.

Basın mensuplarına Waipu.TV Türk Paketi’ni tanıtan yaratıcılar; Christoph Bellmer ve Bülent Aydın

Jason’s Jazz Club, Jasmin Bayer ile caz dizisine başlıyor

Münih’te bu Perşembe başlayacak olan Jason’s Jazz Club dizisi farklı caz sanatçılarını Münihli caz severlerle buluşturmayı amaçlıyor.

Dizinin ilk sanatçısı, ikinci albümü ENJA Records’tan çıkan Jasmin Bayer olacak. Bu Perşembe akşamı (24.10.2019) Jason’s Jazz Club’da sahneye çıkacan olan Jasmin Bayer’e piyanoda Davide Roberts eşlik edecek. Dinleti saat 21.00’da başlayacak. Giriş ücretsiz olacak.

Adres: Atelier Str. 18, 81671 Münih
Info: 0176 211 45 978

PiYASA Network buluştu

Münih’te yaklaşık on yıldır farklı mekanlarda bir araya gelen PiYASA Magazin okurları bu yıl ikinci kez buluştu.

Geçtiğimiz haziran ayında olduğu gibi bu kez de yine Matiz’de buluşan PiYASA Network katılımcıları, leziz yemek eşliğinde yeni iş bağlantıları ve dostluklar kurma imkanı bulurken Gökhan ve Yasin ikilisinin canlı müzik performanslarıyla eğlenceli saatler geçirdi.

PiYASA Magazin Genel Yayın Yönetmeni Hamide Türker’in ekip arkadaşlarıyla katıldığı buluşma, gecenin ilerleyen vakitlerine kadar devam etti. Buluşmayla ilgili kısa bir açıklama yapan Hamide Türker, “Hemen her buluşmada olduğu gibi bu buluşmamız da yine PiYASA’nın bir araya getirdiği insanların, kalıcı dostluklar ve işbirlikleri kurduğunu öğrendiğim hikayeleri dinledim. Paylaşımcı girişimlerimizin kolektife hizmet ettiğini görmek bizi çok mutlu ediyor. Bir sonraki buluşmayı fazla beklemeden farklı bir mekanda gerçekleştireceğiz.” dedi.

PiYASA Magazin’in iş hayatında ve sosyal yaşamda aktif yer alan okurlarının bir araya geldiği PiYASA Network buluşmalarından haberdar olmak için Facebook ve Instagram hesaplarımızı takibe alın.

İz’de Yeni Dönem Başlıyor

İz Anadil ve Kültür Derneği her yıl olduğu gibi bu yıl da, Türkçe öğrenmek ve Türkçe’sini pratik yaparak geliştirmek isteyen çocuklar için cumartesi günleri Türkçe ve Türk Kültürü derslerini hayata geçiriyor.

Yaş gruplarına göre ayrılacak olan çocuklar için, konusunda uzman öğretmenler rehberliğinde resim, müzik, oyun, tiyatro ve geziler içeren; hem eğlence hem öğrenme dolu bir program hazırlayan İz; Türk çocuklarına yaşadıkları çift dilli ortamda anadilleri olan Türkçe’de akıcı konuşma ve anlama becerisi kazandırmak, kelime haznelerini geliştirmek, Türk kültürünü tanıtarak köklerini sağlamlaştırmak ve aynı dili konuşan arkadaşlar edinerek bu zenginliği paylaşmalarını sağlamak gibi hedefler ile yola çıkıyor.

İz Bünyesinde cumartesi günleri 3-6 yaş arası okul öncesi çocukları için hazırlanan ‘Minik İzler’ eğitim programı ve 6-16 yaşından büyük çocuklar için planlanan ‘Cumartesi Okulu’nun yanı sıra hafta içi 4 ilkokulda da Türkçe dersleri veriliyor.

5 Ekim Cumartesi günü düzenlenecek olan tanışma ve kayıt gününde çocuklar eğlenceli aktiviteler yaparken, veliler de İz yetkilileri ve öğretmenlerle sohbet ederek sorularına yanıt bulacaklar.

Etkinlik saat 13.00’te Karlstr. 44 adresinde gerçekleşecek.

Mustafa Akkay ile Gokart Arena`da yenilikler

Münih şehir merkezine 25 dakikalık mesafede bulunan, Gokart Arena ve Aile Parkı Neufinsing’e, bir yıl önce müdür olan Mustafa Akkay ile yenilikler eklenmeye devam ediyor.

Büyük bir Alman bankasında meslek eğitimini tamamladıktan sonra Gokart Arena’ya müdür olan 22 yaşındaki Akkay, ilk iş olarak faaliyet alanına özel günler için bir salon ekledi. Genç müdür, “Etrafımda hemen herkesin özellikle nişan, kına gecesi ve düğün gibi özel günler için salon aradığını görüyordum ve bizim de yerimiz vardı. Bünyemize böyle bir salon eklemenin doğru olacağını düşündüm. Yaklaşık 250 kişilik salon her türlü özel gün için ekonomik fiyatlara kiralanabilir ve 200 araçlık park yerimiz mevcut.” diyor.

Yaklaşık 7 yıldır tüm bölgeden insanları mıknatıs gibi çeken eğlence alanı Gokart Arena Neufinsing, yeni müdür Akkay ile birlikte özellikle gençlerin ilgisini çeken ve ihtiyacı olan konuları ele alıyor.

Karting’in yanı sıra 6 oyun hatlı bowling salonu, çocuklar için oyun parkı, restoranları, hafta sonu kuzu çevirilen geniş terası, özel günler için yeni salonuyla birlikte Gokart Arena, giderek daha da çekici hale geliyor. Mustafa Akkay, “Geniş bir alanda, çok yönlü hizmet veriyoruz. Hemen her yaş grubuna göre aktivitelerimiz var. Münih şehir merkezinden arabayla sadece 25 dakikada ulaşım mümkün. Park yerlerimiz de yeterince mevcut. Aile veya arkadaşlarıyla birlikte güzel bir gün geçirmek isteyen herkesi bekleriz.” diyor.

Auf geht’s zur Wiesn

In München ist das Ende des Sommers immer eine ganz besondere Jahreszeit, denn wie die Bayern sagen “steht die Wiesn vor der Tür”.

Schon seit 1810 wird in München Ende September bis Anfang Oktober auf der Theresienwiese gefeiert. Ein bürgerlicher Unteroffizier schlug damals vor, die Eheschließung von Ludwig von Bayern und Prinzessin Therese von Sachsen-Hildburghausen mit einem großen Pferderennen zu feiern. Fünf Tage nach der Hochzeit am 17.10. wurde das erste Oktoberfest auf der Münchner Theresienwiese ausgerichtet und findet bis heute immer noch dort statt.

Nachdem sich das erste Oktoberfest als großer Erfolg zeigte, wurde das Fest die folgenden Jahre als privat finanziertes Fest weitergeführt, bis die Stadtväter Münchens die Sache in die Hand nahmen.

Gegen Ende des 19. Jahrhunderts entwickelte sich das Oktoberfest immer mehr zu dem Fest wie wir es heute kennen. Nach dem 1881 die erste Hendlbraterei Einzug am Oktoberfest erhalten hatte, kamen immer mehr Schausteller und Budenbesitzer Jahr für Jahr auf die Wiesn.

Viele Bräuche, wie das “O’zapfen” durch den Bürgermeister, der traditionell das erste Fass ansticht, halten sich nun schon seit mehr als 50 Jahren auf der Wiesn.

Heute gilt das Oktoberfest als größtes Volksfest der Welt und zieht jährlich rund 6 Millionen Menschen an, die sich zwischen Fahrgeschäften und Bierzelten in den einzigartigen Bann der Wiesn ziehen lassen. Um zu verhindern, dass bereits am frühen Morgen der Ausnahmezustand eintritt, wurde 2005 beschlossen, Partymusik erst ab 18 Uhr zu spielen und sich davor auf eher traditionelle Blasmusik zu beschränken, damit das Fest auch für Familien und ältere Gäste interessant bleibt. Wem es allerdings dennoch zu viel ist, kann sich auf der “Oiden Wiesen” vergnügen. Dieses “Fest im Fest”, das eigentlich nur zum 200. Jubiläum des Oktoberfestes stattfinden sollte, war so ein Erfolg, dass es nun jedes Jahr stattfindet und mit dem traditionellen Festzelt, das besonders familienfreundlich ist, sein ganz eigenes Oktoberfest feiert.

Egal ob auf der “Oiden Wiesen” oder in den großen Bierzelten, zwischen Karussellen und anderen Attraktionen, bleibt ein Besuch auf dem Oktoberfest auf jeden Fall in Erinnerung. Also Pack mas….

Wiesn Wörterbuch

O’zapft is: Traditionell wird das Oktoberfest vom Oberbürgermeister der Stadt München mit dem Anstich des ersten Fass Bier eröffnet. Sobald angezapft wurde, verkündet dies der Oberbürgermeister mit dem Ausruf  “O’zapft is”, was soviel bedeutet “es wurde angezapft.”

Dirndl: Besonders die Frauen stehen während dem Oktoberfest immer in Mittelpunkt der Aufmerksamkeit, denn in diesen traditionellen Kleidern, findet sich auf dem Oktoberfest auch die ein oder andere Augenweide.

Lederhosn: Aber auch die Männer stehen den Frauen in nichts nach. Die traditionellen Lederhosen der Männer sind schon auch echte Hingucker.

Grias di / eana: Die meisten Besucher der Wiesn werden irgendwann mit einen richtigen Bayer zu tun haben. Nicht erschrecken “Hallo bzw. ich grüße dich / euch”  heißt auf bayerisch “Grias di bzw. Grias eana.”

Servus: Nach der ein oder anderen Maß wird dann aus dem eher förmlichen “Grias di” auch gern mal ein kurzes Servus, was als Hallo oder Tschüss verwendet werden kann.

Pfiad di / eana: Anstelle von “auf Wiedersehen” sagt man auf der Wiesn “Pfiad di bzw. eana” um sich angemessen von neu gefunden bayerischen Freunden zu verabschieden.

Zuagroasde: Nicht erschrecken “Zuagroasde” ist keine Krankheit, sondern lediglich die Bezeichnung für alle nicht Bayern.

Preiß/en: Besonders für Norddeutsche haben die Bayern eine Schwäche, weshalb sie heute “eher liebevoll” Preißen genannt werden.

Ha?: Grundsätzlich herrscht im Bierzelt eine eher raue Stimmung und deswegen nicht erschrecken, wenn der Tischnachbar mit einem lauten “Ha?” sein Unverständnis kundgibt. Mit “Ha?” wird nur “wie bitte” gemeint.

Na!: Größter Fehler eines “Nicht-Bayer” ist die Verwendung von “Ne” anstelle des Neins. Am besten einfach bei Nein bleiben oder mit einem gekonnten “Na” antworten.

Maß: Wer im Bierzelt nicht unangenehm auffallen möchte, sollte auf keinen Fall einen Liter Bier bestellen. Auf der Wiesn bestellt man eine Maß, das gehört zu den Grundregeln.

Oa Bier: Nach der ersten Maß hat sich dieses Problem dann aber schnell gelöst, in dem man einfach noch “oa Bier” (ein Bier) bestellt. Ganz nach dem Motto “Oane geht no”, also ein Bier geht schon noch.

Hendl: Nicht nur zum trinken, sondern auch zum essen birgt das Oktoberfest einige Schmankerl. Besonders beliebt ist hierbei das Wiesnhendl, ein saftiges und außen kross gebratenes Hähnchen.

Knedl: Der Knedl, auch genannt Knödel, ist einer der kulinarische Klassiker in Bayern, wobei man sich zwischen Kartoffelknödel und Semmelknödel entscheiden muss. Und egal für welche Variante sich man entscheidet, verpassen sollte man einen Knedl auf keinen Fall.

Obandln: Natürlich dreht sich auf der Wiesn nicht alles nur um Bier und Essen, auch zwischenmenschliche Kontakte werden geschlossen. Besonders beliebt ist hierbei das “obandln”, also das flirten.

Busseln: Bei dem ein oder anderen Pärchen kann es auch eventuell passieren, dass ein wenig gebusselt wird. Allerdings ist hier je nach belieben von Bussi auf die Backe bis zum Kuss alles drinnen. Wer, wen und wie busselt, muss also jeder selbst entscheiden.

Gschbussi: Auf der Wiesn haben allerdings schon viele ihr Gschbussi gefunden und es für länger behalten. Also zweimal überlegen, ob man Gschbussi werden will oder nicht, denn Gschbussi wird in Bayern die (feste) Freundin genannt.

Luada: So manch einem ist es auch schon passiert, dass die Frau am nächsten Tag weg war. Im bayerischen werden solche Frauen auch gern Luada genannt.

Hundling: Aber nicht nur die Frauen wissen, was sie wollen bzw. nicht wollen.  Männer, die mit allen Wassern gewaschen sind, nennt man hier Hundlinge.

Bsuffa: Da besonders das Oktoberfestbier gut zu genießen ist, kann es gut sein, dass man auch ein bisschen bsuffa wird, also betrunken, wo der Bayer mit “ja mei” darauf antwortet, was so viel bedeutet wie, da kann man nix machen.

Hosd mi?: Und wenn der Bayer dann etwas verärgert fragt “Hosd mi?”, am besten einfach mit “ja” antworten, denn auf die Frage, ob man es verstanden hat, ist nach 3 Maß das “Ja” einfach die beste Antwort.

Text: Ann-Kathrin Urlinger

PiYASA Network Matiz’de buluşuyor

PiYASA Magazin’in iş ve sosyal yaşamda aktif okurları PiYASA network buluşmalarında bir araya geliyor.

PiYASA network buluşmaları, leziz bir akşam yemeği eşliğinde tanışmak, sohbet etmek, yeni iş bağlantıları ve dostluklar kurmak, var olanları pekiştirmek için şahane bir fırsat.

27.09.2019’da bir sonraki gerçekleşecek olan buluşma, Münih’in en şık mekanlarından biri olan Matiz’de gerçekleşecek. Cuma akşamı saat 21.00’dan sonra Gökhan ve Yasin ikilisi de canlı müzik programı yapacak.

PiYASA network, 27.09.2019
Yer: Matiz München, Candidplatz 9 (Ärztehaus)
Saat: 19.00

Buluşmanın Facebook etkinlik linki için tıklayın.

Münih’te ’5. mevsim’ başlıyor: Oktoberfest 2019

Münih’te bu yıl 186. kez yapılacak olan Ekim Şenliği (Oktoberfest), 21 Eylül Cumartesi günü  başlıyor. 6 Ekim’e kadar devam edecek şenliğe, dünyanın her yanından 6 milyonun üzerinde ziyaretçi bekleniyor.

Oktoberfest ya da yerel halk diliyle ‘Wiesn’, kapılarını geleneksel olarak ilk cumartesi sabahı çadır sahiplerinin at arabaları üzerinde büyük bira fıçıları ve geleneksel kıyafetleriyle yer aldığı geçiş töreniyle açıyor. Törenin ardından saat tam 12.00’da Münih Belediye Başkanı Dieter Reiter’in Schottenhammel çadırında ilk fıçı birayı açıp Bavyera şivesiyle musluğun fıçıya takıldığını duyuran ‘O’Zapft is!’ sözleriyle de şenlik alanındaki tüm çadırlarda bira satışları başlıyor. Geçtiğimiz yıl şenlikte 7,9 milyon litre bira satılmıştı.

Alanda toplam 17 büyük ve 21 küçük şenlik çadırında yer bulmak her zaman kolay olmuyor. Doluluk nedeniyle kapatılmadıkları sürece normal açılış saatleri şöyle:
İlk gün çadırlar saat 9.00’da kapılarını açıyor. Saat 10.00’dan itibaren alkolsüz içecekler satılıyor. Bira satışı saat 12.00’dan sonra başlıyor. Hafta içi çadırlar saat 10.00’da açılıyor. Son bira (ve orkestranın son şarkısı) saat 22.30’da. 23.30’da ise kapanış. Çadırlar, hafta sonları ve tatil günlerinde saat 9.00’dan itibaren açılıyor. Kaefer ve Kuffler (şarap çadırı) ise saat 1.00’a kadar açık. Bazı küçük çadırlar saat 23.00’da kapatıyor.

Nostaljik Ekim Bayramı (Oide Wiesn):
2010 yılında Oktoberfest’in 200. kuruluş yılına özel olarak şenliğe eklenen ‘nostaljik Ekim Bayramı (Oide Wiesn), gördüğü yoğun ilgi nedeniyle artık şenliğin ayrılmaz bir parçası haline geldi. Oide Wiesn’e her dört yılda bir alanda ‘Tarım Şenliği’ yapıldığı için ara veriliyor. Nostaljik şenlik alanına giriş 14 yaşına kadar çocuklara ücretsiz, yetişkinler için saat 21.00’a kadar giriş 3 Euro, sonrasında ise ücretsiz.

Alanda güvenlik:
Şenlik alanına büyük çanta ve sırt çantalarıyla girişe müsade edilmiyor. İçeri alınmayan çantalar, bir ücret karşılığında girişte emanete bırakılabiliyor. Dikkat edilmesi gereken bir diğer konu da çocuk arabaları: alana akşam saat 18.00’dan sonra ve şenliğin her üç cumartesi günü ile 3 Ekim (bayram) girilemiyor.

Tarihçesi:
Oktoberfest’in temeli prens Ludwig von Bayern ile prenses Therese von Sachsen-Hildburghausen’in 1810 yılında evlilik töreniyle atılıyor. Halka açık yapılan törenin alanına prenses Therese’nin adı veriliyor; Theresienwiese. Yerel halk arasında bu nedenle Oktoberfest’e kısaca ‘Wiesn’ deniyor. Zamanla gelişen şenlik Münih Belediyesi’nin konuyu ele almasıyla resmileşiyor.

İzmir’den Münih’e: ‘Şehirlerde egzoz kokusu yerine parfüm kokusu’

‘Dünya Otomobilsiz Kentler Günü’nde Süslü Kadınlar Bisiklet Turu

Münih’te bu Pazar (22.09.2019) ilki yedi yıl önce İzmir’de yapılan ‘Süslü Kadınlar Bisiklet Turu’ gerçekleşecek. İzmir’de altı yıl önce ‘şehirlerde egzoz yerine parfüm kokusu’ diyerek ‘Dünya Otomobilsiz Kentler Günü’nde başlatılan ‘Süslü Kadınlar Bisiklet Turu, bu yıl ilk kez Münih’te de yapılacak. Tur Königsplatz meydanında saat 16.00’da başlayacak.

Süslü Kadınlar Bisiklet Turu, etkinliği ilk kez 2013 yılında İzmir’de ‘Dünya Otomobilsiz Kentler Günü’ne dikkat çekmek için yapıldı. Bu etkinlik Sema Gür tarafından Facebook etkinliği olarak açıldı ve kulaktan kulağa dolaşarak bir çok kadına ulaştırıldı; bisiklet turuna tam 300 kadın katıldı. Kadınlar en güzel kıyafetlerini giyerek, bisikletlerini çiçeklerle ve kurdelelerle süsleyerek şehir merkezinde toplandı ve birlikte yavaş bir tempoda 3 km pedal çevirdikten sonra ‘şehirlerde egzoz kokusu yerine parfüm kokusu olsun’ konulu basın açıklamasını yaptılar. Sonraki yıllarda once Turkiye’ye ardından da dünyaya yayılan etkinlik, bu yıl eş zamanlı olarak yüz yirmiyi aşkın şehirde gerçekleşecek. Bu şehirler arasında Malmö, Washington  DC, San Jose ve Tahran da bulunuyor. Organizasyon 7. yılında Münih’te de ilk kez gerçekleştiriliyor.

Süslü Kadınlar Bisiklet Turu manifestosu ise şöyle:

Bisiklete herkesin binebildiğini, hatta çok güzel bindiğini, o da yetmezmiş gibi süslü püslü bindiğini göstermek için her yıl ‘Dünya Otomobilsiz Kentler Günü’nde kadınlar bisikletleri ile meydanlarda olacak. Kadının görünürlüğü, kamusal alanda hakkını talep edebilmesinin anahtarıdır. Bisiklete binmek, kadınların toplumda görünür hale gelmesi ve özellikle şehirle etkileşime girmesinin tamamen yeni bir yoludur. Süslü Kadınlar Bisiklet Turu, bisiklet sürmenin özgürleştirdiğini hatırlamak ve şehirlerde daha fazla kadının bisikletli ulaşımı seçmesini özendirmek için kadınlar tarafından kadınlar için gönüllülük esasında düzenlenen bir etkinliktir.

Kadın Ol. Görünür Ol.

Süslü Kadınlar Bisiklet Turu’nun katılımcıları kadınlardır. Süslü Kadınlar Bisiklet Turu durağan değil, hareketlidir. Katılımcılar fark edilmek için kendilerini ve bisikletlerini süslerler. Süslü Kadınlar Bisiklet Turu bir yarış değildir, bisikletle hız yapılmaz. Süslü Kadınlar Bisiklet Turu sırasında izleyicilere el sallanır ve gülümsenir.