Perşembe, Aralık 4, 2025
Startseite Blog Sayfa 61

Paul Dwyer ile Münih ve Nürnberg’de ‘Bridging Two Cultures’ konseri

Türkiye’de Müzik ve Yol programıyla tanınan İskoç asıllı müzisyen Paul Dwyer, 5 Kasım’da Münih’te ve 6 Kasım’da Nürnberg’de konser verecek.

30 yıldır Türkiye’de yaşayan Paul Dwyer, “Bridging Two Cultures” adı altında gerçekleşecek olan konserlerde, Anadolu’nun çeşitli yörelerini ve sanatçılarını müziğiyle bir araya getirecek. Gitarı ve sesiyle geleneksel müziğe yeni bir yorum katan Kelt kökenli sanatçı Paul Dwyer’in her yaşta hayran kitlesi bulunuyor. Aralarında Zülfü Livanel, Barış Manço ve MFÖ’nün de olduğu birçok sanatçıyla da düet yapan Dwyer, geçtiğimiz yıl Çanakkale türküsüne oğlu Eren Joseph ile birlikte çektiği klip de tıklanma rekoru kırmıştı.

Kelt kökeni ile Anadolu zenginliğinin buluşması

Paul Dwyer, arkadaşı Andy Clayburn ile 1988 yılında henüz 20’li yaşlarında müzik yapmak için geldiği Türkiye’ye yerleşmiş, Müzik ve Yol programıyla tanınmıştı. Müzik ve Yol programı için Anadolu’nun dört bir yanını İskoç eteği ve gitarıyla gezerek belgeleyen Paul Dwyer, birçok müzisyenle birlikte çalıp söyleyerek halk müziğine modern bir yorum kattı.

Kelt kökenini Anadolu’nun zenginliğiyle buluşturan Dwyer, Münih konserinde kendi besteleri ve derlemelerinin yanı sıra birlikte düet yaptığı Zülfü Livaneli, Barış Manço, MFÖ (Mazhar Fuat Özkan) gibi sanatçıların parçalarından da seçkiler seslendirecek. Konserde, Kelt kültürüne benzerliğinden dolayı özel bir yakınlık hissettiği Karadeniz yöresinden ve Aşık Veysel’den de türküler yorumlayacak.

PiYASA bilet kazandırıyor

Paul Dwyer konserleri için PiYASA Magazin aracılığıyla bilet kazanabilirsiniz. Çekiliş detaylarının yayınlanacağı www.facebook.com/PiYASAmagazin ve www.instagram.com/piyasamagazin hesaplarımızı takibe alın.

 

Paul Dwyer: „Bridging Two Cultures“ – Celtic Roots and the Mosaic Richness of Anatolia

Münih: 05.11.2018 saat 20.00’de (giriş 19.00)
Yer: Das Schloss, Schwere-Reiter-Str. 15, 80637 München

Nürnberg: 06.11.2018 saat 20.00 (giriş 19.00)
Yer: Gutmann am Dutzendteich, Bayernstr. 150, 90478 Nürnberg

Konserlerin Facebook linkleri için tıklayın…

Münih: https://www.facebook.com/events/1495954977216957/

Nürnberg: https://www.facebook.com/events/247071312592104/

 

Almanya’da nehirler kuruyor

Dünyanın her geçen gün ısınması, iklimlerin değişmesi ve yağışların azalmasına yol açıyor. İklimlerin değişmesinden en çok etkilenen ülkelerden biri de Almanya.

Aylardır etkili yağış göremeyen ülkede su seviyesinin düşmesi nehir taşımacılığında da etkisini gösteriyor. Ren Nehri’nin Köln kenti yakınlarındaki bölümünde su seviyesi bazı kısımlarda 75 cm civarını düştü. Seviyenin düşmesi nedeniyle karaya oturma tehlikesiyle karşı karşıya kalan gemiler ulaşımlarına ara verdi. Uzmanlar önümüzdeki günlerde de durumun değişeceğine dair bir işaret olmadığını belirtirken ülkenin diğer nehirlerinde de durumun Ren’den farklı olmadığını belirtiyor. Su seviyesini düşmesi nedeniyle Ren Nehri’nin Köln bölümünde 2. Dünya Savaşı’ndan kalma patlamamış bir bomba da tespit edildi. Etkisiz hale getirilmesi mümkün olmayan bomba kontrollü bir şekilde patlatıldı.

Doğduğu Bavyera Eyaleti’nden ülkeyi terk eden Tuna Nehri’nde de su seviyesinin 40 cm civarında azaldığı tespit edildi. Tuna’da nehir ulaşımı kontrollü bir şekilde gerçekleştiriliyor.

Bayern kötü gidişe dur dedi

Alman futbolunun tartışmasız lideri FC Bayern Münih, haftalardır süren kötü gidişe Wolfsburg deplasmanında dur dedi. Peşpeşe gelen yenilgiler sonrası Bundesliga’da liderliği kaptıran ve orta sıralara düşen Bayern’de bu sezon göreve getirilen Hırvat teknik adam Niko Kovac tartışılmaya başlanmış, hatta zor dönemlerin kurtarıcısı Jupp Heynckes’in adı gündeme gelmişti. Ligin sekizinci haftasında Wolfsburg deplasmanında göze hoş gelen bir oyun sergilememesine rağmen Bayern, Lewandowski’nin iki ve Rodriguez’in goleriyle 3-1 kazanmayı bildi. Bayern, maçı Arjen Robben’in 57. dakikada ikinci sarıdan kırmızı kart görüp oyun dışı kalmasıyla 10 kişi ile tamamladı. Bayern ligde lider Borussia Dortmund’un dört puan gerisinde, üçüncü sırada yer alıyor. UEFA Şampiyonlar Ligi’nde salı günü Yunanistan temsilcisi AEK’ya konuk olacak olan Bayern Münih, cumartesi günü de Bundesliga’da Mainz deplasmanına çıkacak.

Nürnberg zor günler yaşıyor

Bavyera eyaletinin Bundesliga’daki bir diğer takımı Nürnberg ise kötü gidişe dur diyemedi. Nürnberg evinde oynadığı maçta 1-0 öne geçmesine rağmen, üstünlüğünü koruyamayarak TSG Hoffenheim’a
3-1 kaybetti. Nürnberg, ligde sekiz puanla düşme hattının hemen üzerinde yer alıyor. Nürnberg’in bu haftaki rakibi Eintracht Frankfurt olacak.

Offen für die Vielfalt der Bürger

„Vielfalt schätzen. Teilhabe stärken. Zukunft gestalten“ – dieses Motto steht über den Leitlinien zur Integrationspolitik der Stadt Nürnberg, die der Stadtrat im Juli 2018 beschlossen hat. Sie schreiben die Leitlinien von 2004 fort und enthalten Entscheidungshilfen für das Handeln der Stadtverwaltung und ihre interkulturelle Öffnung. Integration ist dort als eine zentrale Aufgabe der Kommunalpolitik beschrieben. Auf der Grundlage gegenseitiger Wertschätzung und Anerkennung individueller Potenziale wollen wir in einem wechselseitigen, andauernden Prozess eine solidarische Stadtgesellschaft und damit die Entwicklung Nürnbergs gestalten.

Den Vergleich zu anderen, bundesdeutschen wie europäischen Städten braucht Nürnberg nicht zu scheuen: Vor allem in den Bereichen Schule und Bildung, Soziales, Kultur und Gesundheit stehen wir recht gut da. Nürnberg kann mit der seit Jahrzehnten geleisteten Integrationsarbeit, etwa in den Kulturläden und Nachbarschaftshäusern, auch auf einen großen Erfahrungsschatz zurückgreifen. Fast jede und jeder Zweite in Nürnberg hat eine eigene oder familiäre Zuwanderungsgeschichte, bei Kindern fast zwei von dreien. Nürnberg ist „bunt“ geworden und die Stadtverwaltung will dieser Vielfalt mit ihren Angeboten und Informationen gerecht werden. In unseren Kindertagesstätten werden Mädchen und Jungen mit familiärem Migrationshintergrund betreut, das Amt für Kultur und Freizeit bietet eine Fülle von interkulturellen Kulturangeboten, die sich aus unterschiedlichen Einflüssen speisen. Das Wirtschaftsreferat berät herkunftslandbezogene Unternehmervereine und das Standesamt führt Paare unterschiedlicher Staatsangehörigkeit in den Hafen der Ehe. Den unterschiedlichen Bestattungskulturen versucht die Friedhofsverwaltung gerecht zu werden – um nur einige Felder zu benennen.

Ein gutes Beispiel gelingender Integration durch ein aktives Miteinander gibt die Arbeit unserer Kulturläden. Ihre Programme sind ein Spiegelbild der Bevölkerungsvielfalt. Unser Inter-Kultur-Büro unterstützt Migrantenvereine und andere Akteure der interkulturellen Szene bei Veranstaltungen und bei der Entwicklung von Projekten. In der Programmzeitung „Kultur ohne Grenzen“ für das multikulturelle Nürnberg, die das Büro herausgibt, finden sich in der Herbstausgabe Lesungen von Autoren aus Uruguay und Georgien, Auftritte von Musikern aus dem Irak, aus Mexiko, Rumänien und Chile ebenso wie Begegnungen von Christen und Muslimen, die Interkulturellen Wochen des Integrationsrats und ein afrikanischer Buchsalon.

Diese Angebote sind fester Bestandteil des Nürnberger Kulturlebens geworden und werden von Nürnbergerinnen und Nürnbergern mit und ohne Migrationshintergrund geschätzt. Wer sich mit Inhalten und Ideen einbringen kann, fühlt sich zugehörig – und wer sich zugehörig fühlt, ist Teil der solidarischen Stadtgesellschaft. Wir als Stadtverwaltung können viel zur Normalität gesellschaftlicher Vielfalt beitragen, wenn sich die Vielfalt der Stadtbevölkerung auch in unserer Mitarbeiterschaft widerspiegelt. Hier haben wir noch viel Nachholbedarf, da junge Menschen mit Wurzeln in anderen Kulturen die öffentliche Verwaltung oftmals noch nicht auf dem Schirm haben. Wir wollen uns intensiv darum bemühen, den Anteil von Mitarbeitenden mit Migrationshintergrund durch gezielte Maßnahmen weiter zu erhöhen. Von der Attraktivität des Arbeitgebers Stadt Nürnberg können Sie sich selbst überzeugen, wenn Sie auf unsere Website www.karriere.nuernberg.de gehen. Schauen Sie doch mal rein – und dann auch gern bei uns vorbei!

Ihr

Ulrich Maly

-Oberbürgermeister der Stadt Nürnberg

Türkiye’nin efsane fotoğrafçısı Ara Güler hayatını kaybetti

Usta fotoğraf sanatçısı ve foto muhabir Ara Güler, 90 yaşında tedavi gördüğü hastanede dün gece hayatını kaybetti. Başta Picasso olmak üzere, Salvador Dali, Sophia Loren, Federico Fellini, Alfred Hitchcock, John Berger ve Louis Aragon gibi birçok ünlünün fotoğrafını çeken sanatçı, geçtiğimiz yıl 22.’si yapılan Nürnberg Türkiye-Almanya Film Festivali’nde onur ödülü almıştı.

Nürnberg’de ödülünü alırken “İnsanlar birbirini sevsin, başka bir şey istemiyorum.” diyen sanatçı, fotoğrafla ilgili “Fotoğraf çekmek sadece fotoğraf çekmek değildir. Olayın içinde her şey vardır. Her şeyin bir sebebi vardır. Dünya boşuna dönmüyor.” demişti.

 

Ara Güler kimdir?

Tam adı Aram Güleryan olan Ara Güler, 16 Ağustos 1928’de İstanbul, Beyoğlu’nda dünyaya geldi. 1951 yılında Getronagan Ermeni Lisesi’nden mezun oldu. Yönetmen veya oyun yazarı olmak isteyen Güler, lise yıllarında film stüdyolarında sinemacılığın her dalında çalışırken Muhsin Ertuğrul’un tiyatro kurslarına devam etti.

1950’de Yeni İstanbul gazetesinde gazeteciliğe başlarken aynı zamanda İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesine devam etti. 1958’de Time-Life, Paris-Match ve Der Stern dergilerinin yakın doğu foto muhabirliği görevlerini üstlendi. 1961 yılında Hayat Dergisi’nde fotograf bölüm şefi olarak çalışmaya başladı. Aynı yıllarda Henri Cartier Bresson ile tanışarak Paris Magnum Ajans’ına katıldı ve İngiltere’de yayımlanan Photography Annual antalojisi onu dünyanın en iyi yedi fotografcısından biri olarak tanımladı. Yine o yılda ASMP’ye (Amerikan Dergi Fotografcıları Derneği) tek Türk üye olarak kabul edildi.

Savaş foto-muhabirliği de yapan Ara Güler, 4 tane savaşa gitti. Katıldığı savaşlarda çektiği fotoğraflar dünya çapında çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlandı. Hatta çektiği bir savaş fotoğrafı Times dergisine kapak oldu.

1962’de Almanya’da çok az fotoğrafçıya verilen “Master of Leica” unvanını kazandı. 1964’de Mariana Noris’in ABD’de basılan “Young Turkey” adlı yapıtında fotoğrafları kullanıldı. 1970’de “Türkei” adında fotograf albümü Almanya’da yayımlandı. Skira yayınevince 1971 yılında, Picasso’nun 90. yaş kutlaması için hazırlanan Picasso Metamorphose et unite adlı kitap için yaptığı röportaj ünlü ressamın şatosunda gerçekleşti. Bu röportaj sırasında fotoğraf çektirmeyi sevmemesiyle bilinen Picasso’nun çok sayıda fotoğrafını çekmeyi başardı.

1972’de Paris Ulusal Kitaplıkta sergisi açıldı. 1975’de ABD’ye davet edildi ve birçok ünlü Amerikalı’nın fotoğraflarını çektikten sonra dünyanın birçok kentinde Yaratıcı Amerikalılar adıyla sergiledi. Aynı yıl Yavuz zırhlısının sökülmesini konu alan “Kahramanın Sonu” adlı bir belgesel film çekti. 1979’da Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin “Foto Muhabirliği” dalındaki birincilik ödülünü aldı.

Yıllarca üstünde çalıştığı Mimar Sinan yapıtlarının fotoğrafları 1992’de Fransa’da, ABD ve İngiltere’de “Sinan, Architect of Soliman the Magnificent” adlı kitabı yayımlandı. Aynı yıl “Living in Turkey” adlı kitabı Ingiltere, ABD ve Singapur’da “Turkish Style” başlığıyla, Fransa’da “Demeures Ottomanes de Turquie” adıyla yayımlandı.1994’de “Eski İstanbul Anıları”, 1995’de “Bir Devir Böyle Geçti”, “Yitirilmiş Renkler ve Yüzlerinde Yeryüzü” fotoğraf kitapları yayımlandı. Ara Güler’in fotoğrafları Paris Ulusal Kitaplıkta, ABD’de Rochester Georg Eastman Müzesi’nde Nebraska Üniversitesi Sheldon Koleksiyonu’nda bulunuyor. Köln Museum Ludwig’de Das Imaginare Photo Museum’da fotoğrafları sergileniyor.

Kaymakam Türk Martin’i ziyaret

Bavyera eyalatinin ilk uyum sorumlusu olan Martin Neumeyer’i kaymakamı olduğu Kelheim’da Münihli Türk medya mensubu bir grup ziyaret etti.

Bavyera eyalet hükümetinin uyum sorumlusu olarak 2009-2016 yılları arasında görev yapan ve partisi CSU” (Hristiyan Sosyal Birlik) tarafından Türklere yakınlığı sebebiyle “Türk Martin” olarak adlandırılan Martin Neumeyer, kendisiyle uzun yıllar Münih’teki çalışmalarında işbirliği içinde olduğu Türk medya mensubundan bir grubun nezaket ziyaretini kabul etti.

TC Münih Başkonsolosluğu görev bölgesi Aşağı Bavyera’nın (Niederbayern) Kelheim kazası kaymakamı Martin Neumeyer, unutulmadığı için basın mensuplarına teşekkür etti. Neumeyer, kaymakamlık toplantı salonunda gösterilen tanıtım filmi sonrasında basın mensuplarına bölgeyle ilgili bilgiler verdi. Tuna nehri kısıyısında yer alan, tarihi ve doğal güzelliklerinin yanı sıra sunduğu iş ve sosyal imkanlarla dikkat çeken Kelheim ve çevresinde, yerleşik Türk nufus oranının Almanya genelinde ilk sıralarda yer aldığını da belirtti.

Gerek eyalet hükümetinin uyum sorumlusu olarak gerekse halen yürüttüğü kaymakamlık görevi sırasında, Türkiye’nin tanıtılması ve anlaşılması maksadıyla şahsi olarak gerçekleştirdiği 40 civarındaki ziyaret dışında, Bavyera hükümet yetkilileri ve parlamento başkanının resmi ziyaretlerinde inisiyativ ve planlayıcı olarak yer aldığını ve şu anda da kaymakamlık börev bölgesinden yetkililerin yer alacağı bir Türkiye gezi programı hazırlığı içinde olduğunu vurguladı.

Orhan TINENGIN

NeumeyerKelheim_2web

Konzert: Duo „Choro de Rua“ mit Marco Ruviaro und Barbara Piperno

Der brasilianische Musikstil „Choro“ ist im späten 19. Jahrhundert aus Elementen der europäischen Salonmusik und afrobrasilianischer Rhythmik in Rio de Janeiro entstanden. Das Duo „Choro de Rua“ mit Marco Ruviaro, einem in Italien lebenden Brasilianer und der Italienerin Barbara Piperno feiern mit dem aus Rio de Janeiro stammenden Nando Mattoso ihre Freundschaft und die brasilianische Musik. Mit Flöte, Mandoline und Gitarre werden Klassiker der Choro-Musik, sowie aktuelle Kompositionen präsentiert.

Datum: 18. Oktober 2018, 20:00 Uhr (Einlass 19:30 Uhr)

Ort: Einstein Kultur, Halle 4 – Einsteinstr. 42, München

Tickets: 15,- € / DBKV-Mitglieder, Schüler, Studenten: 10,- €

Reservierung: www. einstein-kultur.de

CITRUS NORTH

CITRUS NORTH heißt die frische Gruppenausstellung von Easy!upstream, dem 2015 in München gegründeten und mittlerweile überregional bekannten artist-run space. Die Ausstellung wird kuratiert von der Künstlerin Susi Gelb. Sie lädt acht KünstlerInnen ein, die sich individuelle Werk-Systeme, Überlebensstrategien und Kosmologien geschaffen haben.

Darunter Matt Mullican, der seit den 1970er Jahren ganz eigene Ordnungs- und Weltdeutungssysteme entwickelt, Vanessa Billy, die in ihren Arbeiten die Verbindung zwischen Mensch und Material hinterfrägt, Matias Faldbakken, der den Alltag mit radikalem Humor dekonstruiert, Niko Abramidis &NE, der Aktien für seine Kunst herausgibt, Bruno Gironcoli, der Meister des Rätselhaft-Monumentalen, Saskia Olde Wolbers, die in ihren Videos eigene ästhetische Welten generiert, Lena Henke, die die Geschichte der Bildhauerei mit persönlichen Erzählungen verschränkt, sowie Karin Sander, die in ihren Kitchen Pieces die Zutaten unserer Lebensrealität zu Kunstwerken erhöht.

All das bildet einen sensibel ausgewählten Kosmos, durch den die Künstlerin Susi Gelb ihre eigene Kosmologie reflektiert und erweitert. Die Ausstellung ist ein Ökosystem: utopische, spekulative und biomorphe Arbeiten formen eine fluide und surrealistische Landschaft, weit und immersiv zugleich. Susi Gelb interessiert sich für von Künstlern geschaffene Systeme und Gegenrealitäten. Die von ihr ausgewählten und in Bezug gesetzten Werke stammen aus entlegenen Gebieten und formen doch einen Kosmos.

Ein Ausgangspunkt für die Ausstellung CITRUS NORTH war ein Text aus dem Jahre 1922 über den Metaphysiker Giorgio de Chirico: „Ein Mannequin steuerte eine Maschine, die sich niemals irrte. Drei Orangen kreisten um sie herum und bewegten sich auf einer Umlaufbahn von vier Metern Durchmesser in zwei Minuten. In einer Ecke waren verschiedene Planeten, die ihre üblichen Rotationsbahnen zogen, und eine Art kleines Tier, das etwas von dem Charme einer Kröte hatte und der Form nach ein Zeisig hätte sein können, und das ohne Ruhepause von einem zum andern sprang. Nun hielt de Chirico ein und lächelte von neuem. Er hatte verstanden.“
(Benjamin Péret, ‚Chirico’, in Littérature, Nouvelle série, Nr.4, September 1922)

Easy!upstream ist ein Künstlerkollektiv, das 2015 in München gegründet wurde und wechselnde Orte mit zeitgenössischer Kunst bespielt.
Das Team von easy!upstream besteht aus den beiden Künstlern Susi Gelb und Niko Abramidis &NE und dem Künstler und Kulturjournalisten Quirin Brunnmeier.
Die Kuratorin Susi Gelb ist eine junge Künstlerin, die in München, Berlin und den Tropen lebt. Ihre multimedialen Installationen sind lebendige Settings, die die Natur als Medium begreifen und die bestehenden Klassifizierungen von Natürlich und Künstlich hinterfragen. Im Sommer 2017 verwandelte sie mit ihrem Projekt no such things grow here die Münchner Innenstadt in eine Biosphäre.

Künstler: Karin Sander, Vanessa Billy, Matias Faldbakken, Lena Henke, Matt Mullican, Niko Abramidis &NE, Saskia Olde Wolbers, Susi Gelb, Bruno Gironcoli

Zeitraum: 20.10.18 – 16.11.18 Ort Easy!upstream @ Schwabinger Tor Leopoldstraße 184, 80804 München
Öffnungszeiten Do – Sa 15-20 Uhr und nach Vereinbarung (info@easyupstream.com)
Eintritt frei (20.10. nur 15-19 Uhr / 19-2 Uhr Lange Nacht der Museen)

www.easyupstream.com

 

SPD: Markus Rinderspacher kandidiert nicht mehr für Fraktionsvorsitz

“Weg frei für Neuanfang”

Markus Rinderspacher kandidiert nicht mehr erneut für den Fraktionsvorsitz der BayernSPD-Landtagsfraktion. In einem Brief an die SPD-Abgeordneten teilte der 49-Jährige mit, er übernehme demokratische Mitverantwortung für das Wahlergebnis und mache den Weg frei für einen Neuanfang der Fraktion.

Rinderspacher schrieb an seine Kollegen, die Fraktionsdebatte über eine neue Orientierung der SPD solle „vorurteilsfrei, klaren Blickes und ungeachtet des Ansehens von Einzelpersonen stattfinden können“.

Er dankte seinen Kollegen für die „langjährige Loyalität und wertschätzende Zusammenarbeit“. Die Fraktion habe ihn auch in herausfordernden Zeiten getragen und gestützt. Er werde auch künftig „mit ganzem Herzen und vollem Einsatz“ seinen engagierten Beitrag leisten, damit die SPD-Fraktion „mit Tatkraft, starkem Willen und Zusammenhalt“ die neue Wahlperiode bestreite.

Im Oktober 2009 wurde Markus Rinderspacher in Nachfolge von Franz Maget zum Vorsitzenden gewählt und seitdem weitere vier Male im Amt bestätigt. Er ist damit der SPD-Fraktionsvorsitzende mit der drittlängsten Amtszeit der bayerischen Nachkriegsgeschichte nach Volkmar Gabert (1962-1976) und Helmut Rothemund (1976-1986).

In seine Amtszeit fallen Oppositionserfolge wie die Entscheidungen über den Ausstieg aus der Atomenergie (2011), die Abschaffung der Studiengebühren (2012) und die Rückkehr zum verlangsamten Gymnasium G9 (2018).

Rinderspacher war mit Klagen gegen die Bayerische Staatsregierung drei Mal vor dem Bayerischen Verfassungsgerichtshof erfolgreich: 2011 zur Aufklärung der sogenannten Resonanzstudienaffäre, 2014 zur Verwandtschaftsaffäre von CSU-Kabinettsmitgliedern – und 2016 zu dem Thema verfassungswidriger Volksbefragungen. Gegenstand weiterer Verfassungsbeschwerden werden demnächst seine eingereichten Klagen gegen das Bayerische Integrationsgesetz sowie gegen das neue Polizeiaufgabengesetz sein. Rinderspacher hat sich im Landtag in den zwei vorangegangen Legislaturen als geschliffener Debattenredner Respekt über die Fraktionsgrenzen hinaus erworben. 2017 wurde er mit der Bayerischen Verfassungsmedaille in Silber ausgezeichnet.

Bavyera Eyalet Seçimleri: “Oyumuzu kullanalım! Kullanılmayan her oy, aşırı sağı güçlendirmektedir.” 

14 Ekim 2018 Pazar günü Almanya’nın Bavyera eyaletinde yapılacak seçimler öncesinde ülkedeki göçmenlere ve Türkiye kökenli vatandaşlara oy kullanma çağrısında bulunan AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, “Almanya’daki azınlık toplulukları için siyasette aktif olmak bugün her zamankinden daha büyük önem taşımaktadır. Bu doğrultuda ülkedeki vatandaşlarımızın ve göçmenlerin 14 Ekim Pazar günü yapılacak olan Bavyera Eyalet Meclisi Seçimlerine katılım sağlamaları elzemdir.” dedi. Yeneroğlu ayrıca şunları kaydetti:

“Almanya’nın Bavyera eyaletinde 600 bini Müslüman olmak üzere 1,8 milyon civarında göçmen yaşıyor. Bu kesimin yaklaşık 300 bini Türkiye’den göç eden insanlarımızdan oluşuyor. Yine bu kesimin neredeyse yarısı Alman vatandaşı ve seçimlerde oy kullanma hakkına sahip. Göçmen seçmenlerin oylarını kullanarak kendileri ve yaşadıkları ülke için sorumluluklarını yerine getirmeleri mühimdir.

Aşırı sağcı ve ırkçı parti Almanya İçin Alternatif Partisi’nin (AfD) son federal seçimlerde Meclise girmesi popülist ve yabancı düşmanlığı içeren söylemlerin toplumda ne kadar kabul gördüğünü gösterdi. Bavyera seçimleri, bu partinin eyalet düzeyinde alacağı toplumsal desteği gözler önüne serecek.  Seçim anketleri, hükümet ortağı CDU ve CSU arasında yaşanan mülteci politikası krizinin AfD’ye yaradığını ortaya koyuyor. Göç ve uyum konularına seçim programında yer vermeyen bu parti, “İslam Bavyera’nın bir parçası değildir” sözüyle, İslam düşmanlığı içeren söylemini eyalet düzeyine taşıyor.  Bununla eyalette yaşayan Müslümanlara karşı tavrını apaçık ortaya koyuyor. Ayrıca AfD’nin, kamu kurumlarında çalışan kadınlara başörtüsü ve camilere yurt dışından finansman yasağı getirilmesi, çifte vatandaşlığın kaldırılması gibi haklara doğrudan müdahale etmek isteyişi de göz önünde bulundurulduğunda, Pazar günü yapılacak seçimin ne denli önemli bir fırsat olduğu ortaya çıkıyor.

Yabancı ve İslam düşmanlığının özgürlükleri tehdit eder derecede yükseldiği bu dönemde, ülkedeki azınlık toplulukları için siyasette aktif olmak bugün her zamankinden daha büyük önem taşımaktadır. Aşırı sağın yükselişine karşı tepkiyi sergilemek için Bavyera Eyalet Meclisi Seçimlerine katılım sağlanması elzemdir. Zira azınlıkların toplumsal varlıkları, yaşadıkları sorunlar ve talepleri politikacılar tarafından, siyasete gösterdikleri ilgi ve seçimlere katılımları oranında ciddiye alınmaktadır. Unutulmamalıdır ki; kullanılmayan her oy, aşırı sağı güçlendirmektedir.  Özellikle yurt dışındaki gençlerimizin, toplumsal ve siyasal alanda aktif görev almaları ve katılım sağlamaları siyasi geleceklerini kendi ellerine alabilmelerine imkân sağlayacaktır. Oy kullanma hakkına sahip tüm göçmenleri demokratik haklarını kullanmak üzere 14 Ekim Pazar günü sandığa gitmeye davet ediyorum.”