Perşembe, Aralık 4, 2025
Startseite Blog Sayfa 65

Die Kunst der Stadtentwicklung

Stadtentwicklung und Kunst? Ja, Stadtentwicklung ist eine Kunst. Jeder Bürgermeister, jede Bürgermeisterin, und alle, die mit Planen und Bauen, Erhalten und Gestalten von städtischen Räumen und Flächen zu tun haben, werden das bestätigen. Die Herausforderung, für Bedarfe und berechtigte Interessen der Bewohner Kompromisse zu finden, die allen ein lebenswertes Umfeld bieten, wird stetig größer. Seit der Jahrtausendwende leben weltweit mehr Menschen in Städten als auf dem Land. Die Zunahme der Stadtbevölkerung und die Ausbreitung städtischer Lebensweisen stellen Metropolen vor grundlegende Entscheidungen: Wie soll das Leben in der Stadt in Zukunft aussehen? Wie sollen sich neue Wohnformen entwickeln, wie können nachhaltige Mobilitäts-, Arbeits- und Freizeitkonzepte aussehen? Wie kann Nachverdichtung auf begrenztem Raum geschehen unter Berücksichtigung von Umwelt, Gesundheit und Lebensqualität? Fragen, auf die auch Nürnberg Antworten finden muss. Über 530 000 Menschen leben bereits hier – und alle Prognosen deuten auf weiteres Wachstum.

Kein Wunder, dass das spannende Thema Stadtentwicklung auch bei Kunstschaffenden auf großes Interesse stößt. In Nürnberg fanden und finden sie Förderung durch das kommunale Immobilienunternehmen wbg. Vor 100 Jahren gegründet, hat die wbg mit ihren Siedlungsbauten nicht nur den Stadtplan Nürnbergs geprägt, sondern auch von Anfang an Künstlerinnen und Künstlern in eigens eingerichteten Ateliers Arbeits- und Wohnraum zur Verfügung gestellt. Im Zuge der Kunst-am-Bau-Förderung der 1950er und 1960er Jahre wurden die Künstler mit der Ausstattung von Wohnanlagen beauftragt. Und über die Jahrzehnte entstand eine Kunstsammlung, aus der die wbg nun eine Auswahl in der Nürnberger Kunstvilla präsentiert. Die Ausstellung „Urbane Zukunft“, die bis 7. Oktober 2018 in der Blumenstraße 17 zu sehen ist, gibt nicht nur Einblicke in die lange Tradition der Künstlerförderung der wbg, sondern zeigt auch die Entwicklung des Stadtbilds: vom Fensterblick der Klassischen Moderne über abstrahierte Luftaufnahmen bis zu den Utopien heutiger Kunstschaffender.

Früh rückten die Künstlerinnen und Künstler die Modernisierung und Verstädterung ins Blickfeld, betrachteten die in den Randbezirken entstehenden Wohnanlagen, nahmen Straßen ins Visier, die in der Nachkriegszeit unbegrenzte Mobilität verhießen, und thematisierten Parks und Grünanlagen als temporäre Fluchtorte oder Spielwiese für das soziale Miteinander. Teils realistische, teils expressionistische Schlaglichter dokumentieren die Urbanisierung Nürnbergs. In der zeitgenössischen Kunst dominiert die Darstellung der Stadt als Abstraktion, Tektonik und Strukturen, der Kontrast von Linie und Fläche prägen das Bild. Die sehr sehenswerte Schau vereint Werke von Jakob Dietz (1889-1960), Georg Weidenbacher (1905-1984) und Oskar Koller (1925-2004) mit aktuellen Positionen von Mara Loytved-Hardegg, Ralph Fleck, Karsten Neumann und Fredder Wanoth.

Wie wär’s also mit einem Stadtbummel der etwas anderen Art? Stadtentwicklung durch die Augen von Künstlerinnen und Künstlern betrachtet, deren urbane Utopien häufig der Wirklichkeit vorangehen – das ist reizvoll, nicht nur für professionelle Stadtplaner, sondern für alle, die den Lebensraum Stadt für sich gewählt haben. Wir werden weiter daran arbeiten, dass wir uns das lebens- und liebenswerte Modell der europäischen Stadt, die ein Neben- und Miteinander historischer Epochen und eine gesellschaftliche Pluralität kennzeichnet, erhalten!

Herzlichst

Ihr

MalyImza

Ulrich Maly

-Oberbürgermeister der Stadt Nürnberg

NSU Kurbanı Abdurrahim Özdoğru Nürnberg’de anıldı

Nürnberg Başkonsolosluğu, 13 Haziran 2001 tarihinde Nürnberg’de terzi dükkanında NSU tarafından katledilen Abdürrahim Özdoğru için anma töreni düzenledi.

Nürnberg’de NSU tarafından katladilen 3 kurbandan biri olan Özdoğru, Gyulaer sokağı ile Siemens sokağının kesiştiği noktada bulunan eski terzi dükkanının önünde düzenlenen törenle anıldı.

Nürnberg Başkonsolosu Yavuz Kül, Eski Terzi dükkanının duvarına çakılı Abdürrahim Özdoğru’nun fotoğrafının bulunduğu yerde bir konuşma yaparak, cinayetlerin üzerinde önemli durulması gerektiğine dikkat çekti ve  NSU cinayetlerini sıraladı. Kül, STK temsilcilerinin bu gibi anma etkinliklerine katılmasının önemini vurguladı ve hayatlarını kaybedenlere rahmet diledi.

Anma töreninde Din Hizmetleri Ataşeliği görevlisi Cevdet Akan dua okuyarak kurbanlara rahmet diledi. Başkonsolos Yavuz Kül, Abdürrahim Özdoğru’nun katledildiği yere bir buket çiçek bıraktı.

Törene, Başkonsolos Yavuz Kül, Eğitim Ataşesi Mahir Kalfa, Sosyal hizmetler Ataşesi Faruk Küçük, Bavyera DİTİB Birliği  Eyalet Başkanı ve Nürnberg Eyüp Sultan camii Başkanı Hasan Aslan, İGMG  Kuzey Bavyera temsilcisi Tahir Aksu, AK Parti Nürnberg Başkanı Raşit Pistl, UETD Bölge sekreteri Emre Şentürk, CHP Kuzey Bavyera Birliği Başkanı Rifat Çolak, Müsiad Kuzey Bavyera Başkanı Emin Bayram, Din Hizmetleri Ataşe Vekili Şemsettin Aslan, Saadet Partisi Nürnberg Temsilcisi  Musa Tamer, Medina Türk Müzesi Müdürü  Cemalettin Özdemir, DİTİB Nürnberg İmam Hatibi Talha Doğan, Müsiad Yönetim kurulu Üyesi İsmal Sönmez, Türk Federasyon Temsilcisi Burak Soysal, SPD Temsilcisi Abdurrahman Gümrükçü, THY Satış Müdürü Sümeyye Ay ile vatandaşlar hazır bulundular.

n-ozdogru3
Başkonsolos Yavuz Kül, konuşmasında NSU cinayetlerinin üzerinde önemle durulması gerektiğini söyledi
n-ozdogru2
Özdoğru’nun anma törenine çok sayıda STK başkanı katıldı

n-ozdogru4 n-ozdogru5 n-ozdogru6

NSU Kurbanı İsmail Yaşar Anıldı

9 Haziran 2005 yılında, Nürnberg’de işlettiği döner büfesinde Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) tarafından öldürülen İsmail Yaşar için olay yerinde saygı duruşu yapıldı ve dua edildi.

Nürnberg’de 9 Haziran 2005 tarihinde NSU cinayetine kurban giden İsmail Yaşar, Türkiye Cumhuriyeti Nürnberg Başkonsolosluğu tarafından düzenlenen bir törenle, o zamanlar büfenin bulunduğu ‘Scharrer’ sokağında anıldı. Anma töreninde Başkonsolos Yavuz Kül, Kuzey Bavyera Müsiad Başkanı Emin Bayram, Kuzey Bavyera Cumhuriyet Parti Birliği Başkanı Rıfat Çolak, Türk Federasyon adına Emin Köse, UID Bölge Genel Sekreteri Emre Şentürk, basın mensupları ve vatandaşlar katıldı.

n-ismail2
Yavuz Kül
“Bir daha böyle acılar yaşanmasın”

Başkonsolos Yavuz Kül,  İsmail Yaşar’ın plaketinin çakılı olduğu yerde bir konuşma yaptı. Kül, Almanya’daki NSU cinayetlerini sayarak “bu cinayetlerin çok önemli bir konu olduğunu ve böyle acıların bir daha yaşanmamasını” dileyerek birlik ve beraberliğin önemine dikkat çekti.

n-ismail6
Okul öğrencisi Vallina Mucic

Anma töreninde hazır bulunan Nürnberg din hizmetleri görevlisi Cevdet Akan, merhum  İsmail Yaşar için Kuran okudu ve dua etti. Daha sonra Başkonsolos Yavuz Kül, İsmail Yaşar’ın cinayete kurban gittiği yere bir buket çiçek bıraktı.

Scharrer okulu öğrencileri de andı

İsmail Yaşar, döner büfesi karşısında bulunan Scharrer okulu öğrencilerinin kalbini kazanmıştı. Yaşar, parası olmayan öğrencilere bedava  döner verir ve onlarla sıcak ilişkiler içinde bulunurdu. İşte bu öğrenciler, İsmail Yaşar’ı unutmadıklarını gösterdiler ve onu hayatını kaybettiği yerde andıktan sonra, okul bahçesinde ayrı bir program düzenlediler. Öğrenci Vallina  Mucic, yaptığı konuşmada, çok acı çektiklerini  dillendirerek,  “O bizim insanımızdı, ona çok değer veriyorduk. Dualarımız onunla.” dedi

Haber: Taner TÜZÜN

n-ismail3
Scharrer okulu öğrencileri, olay yerinde İsmail Yaşar’ı andılar
n-ismail5
STK başkan ve temsilcileri, anma töreninde hazır bulundu

n-ismail4

n-ismail7
Scharrer okulu öğrencileri, okul bahçesinde ayrı bir tören düzenledi

Her şey sevgiyle ilgili; Kalben

“Aslında hikaye şöyle: Herkes sevdiğinin kahramanı olmak ister. Her şey sevgiyle ilgili. İnsan sevdiğini arar her zaman. Yollarda, sokaklarda, evlerde, her yerde…”

Böyle diyor Kalben, ‘Sadece’ şarkısına çekilen klibin girişinde. Sonra şarkı başlıyor. “Hiç bir şey istemedim…; sen de bırak her şeyi; sadece beni sev.” Sadece bu şarkıda değil, hepsinde; Ne de güzel anlatıyor sevgiyi.

Kalben, `Sadece’ şarkısıyla 2014’te tanınmaya başladığında henüz albümü çıkmamıştı ve hatta Sofar İstanbul macerasından önce profesyonel müzik yolculuğuna çıkacağını da düşünmüyordu. Nihayet 2016 yılında ilk albümü çıktığında albümdeki şarkıların çoğunu ezbere bilen kendine has bir hayran kitlesi oluşmuştu bile. 2017’nin ‘en iyi çıkış yapan kadını’ ünvanını alan Kalben, ikinci albümü ‘Sonsuza Kadar’ ile yine listelerde yerini almaya ve kendinden söz ettirmeye devam ediyor.

Peki ama kimdir bu Kalben, diyenler için baştan başlayalım;

Kalben Sağdıç İncesaraç. 1986 İskenderun doğumlu. Müzisyen, söz yazarı ve oyuncu.

Adını annesinin onu kalben çok istediği için alan Kalben, müzikle henüz 8 yaşındayken tanışır. Annesinin hediyesi olan klavye ile başlayan müzik ilgisi, 14 yaşında ilk gitarını eline aldırır. Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden burslu olarak mezun olur ve aynı üniversitede Medya ve Kültürel Çalışmalar alanında yüksek lisansını tamamlar. Üniversiteden mezun olduktan sonra kendi ayakları üzerinde durmak amacıyla başladığı İstanbul macerasında (Çünkü Ankara’da bu alanda iş bulmak güçtür) marka müdürü, editörlük, proje yöneticiliği gibi görevler yapar.

Bu dönemde ‘Lulu’nun Maceraları’ diye bir çocuk kitabı serisi yayınlanır. ‘Aşk Kaç Beden Giyer?’ dizisinde oyunculuk yapar.

Kalben_album1Arkadaş ortamlarında sahne alan şarkıcı, 2014 yılında gitarıyla söylediği ‘Sadece’ şarkısına çektiği video ile tıklanma rekorları kırar. Aslında profesyonel müzik yapmayı hiç düşünmemiş olsa da, daha sonra İstanbul’da birçok mekanda sahne alır, caz festivallerinde sahneye çıkar, konserler verir. Müzik kariyerinde emin adımlarla ilerlemeye başlayan Kalben’in ilk albümü 2016 yılında kendi adıyla yayınlanır.

DMC etiketiyle yayınlanan albümde 13 şarkı ve ayrıca akustik haliyle albüm öncesinden bilinen ve sevilen şarkıların akustik versiyonu da bulunuyor. Albümde İbrahim Tatlıses’in Haydi Söyle’si dışındaki tüm şarkıların söz ve bestesi Kalben’e ait. `Ömür Geçmez’ şarkısında Mabel Matiz geri vokal yapıyor. Albüm, 2016 yılının Dijital Satış Ödülü’nün de sahibi.

Kalben_album2İkinci stüdyo albümü fazla bekletmez ve ‘Sonsuza Kadar’ Garaj Müzik etiketiyle Kasım 2017’de dinleyicisiyle buluşur.

Her şarkının bir hikayesi olan bu albümde Nil Karaibrahimgil’e ait olan bir parça dışında yine tüm söz ve müzikler Kalben’e ait. Düzenlemeleri de yine ilk albümde olduğu gibi Berkant Ali İncesaraç üstlendi. Albümün ilk klibi bir aşk şarkısı olduğunu haykıran ‘Ben Her Zaman Sana Aşıktım’a, ikincisi ise ‘Yara’ya çekildi.
Mizahı eksik olmayan sade ve samimi şarkılarının sözleri de şiir gibi. Evet, ‘her şey sevgiyle ilgili’. O da severek yazıyor, severek müzik yapıyor, çok belli. Kalben yani.

“Bazen en sevdiklerimizden bekleriz bizi kurtarmalarını. Belki, en sevdiğimiz şey de bizi kurtarabilir.”

PiYASA_73-titel-web
Kalben PiYASA kapağında

 

 

TGD kritisiert die Absage des Innenministers beim Integrationsgipfel

Demokrat*innen sollten Kontroversen suchen und nicht meiden!

Wegen eines ungeliebten Artikels der Journalistin Ferda Ataman, die heute beim 10. Integrationsgipfel spricht, soll der für Integration zuständige Bundesminister Seehofer seine Teilnahme beim Gipfel abgesagt haben.

Die Bundesvorsitzenden der Türkischen Gemeinde in Deutschland, Atila Karabörklü und Gökay Sofuoğlu, zeigen sich von diesem Vorfall sehr irritiert. Sofuoğlu: „Man muss sich das mal vorstellen. Das Motto des Gipfels ist Gemeinsam Demokratie stärken, gemeinsam Werte leben. Die Auswahl von Ferda Ataman als Rednerin veranschaulicht, wie ernst das Kanzleramt dieses Motto nimmt. Gerade in Kombination mit Herrn Seehofer ist es eben kein bequemes Gipfelkonzept, sondern eine gelebte Kontroverse – der Versuch, sich über gemeinsame Werte zu verständigen, vielleicht Missverständnisse aus dem Weg zu räumen. Dieser Auseinandersetzung nun aus dem Weg zu gehen schwächt die Demokratie!“

Ferda Ataman, Vorsitzende der Neuen Deutschen Organisationen, hat in etlichen Beiträgen immer wieder darauf aufmerksam gemacht, dass es auch in den migrantischen Communities besorgte Bürger*innen gibt: Menschen, die sich Sorgen um Alltagsrassismus und Diskriminierung machen. Der Integrationsgipfel ist der Ort zum Austausch zwischen Kabinett und den Verteter*innen dieser Communities.

Karabörklü betont: „Herr Seehofer hätte ein für alle Mal klarstellen können, dass die Wiederbelebung des Begriffes Heimat im politischen Diskurs eben keine Ausgrenzung bedeutet, wie von vielen Menschen befürchtet. Er hätte klar machen können, dass die gemeinsame Heimat auch gemeinsam gestaltet werden soll, zum Beispiel beim Integrationsgipfel. Er hätte den 17 Millionen Menschen mit Migrationsgeschichte, die seit Jahrzehnten hier leben, arbeiten, wählen, Steuern zahlen, Kinder und Enkel haben, unmissverständlich sagen können: Das hier ist Eure Heimat! Dass dies nun nicht erfolgt, das ist glaube ich für alle Teilnehmenden eine herbe Enttäuschung!“

Der für Integration zuständige Minister zieht es offenbar vor, sich zeitgleich zum Gipfeltreffen mit dem österreichischen Bundeskanzler Sebastian Kurz austzutauschen. Sofuoğlu hierzu: „Der Minister wird in diesem Rahmen vermutlich die ersehnte Bestätigung für die strittigen Punkte in seinem Masterplan Migration erhalten. Beim Integrationsgipfel hingegen sollte Integration im Vordergrund stehen, also die Gegenwart und Zukunft von 17 Millionen Menschen in Deutschland! Ein Thema, das in Seehofers Verantwortungsbereich fällt. Demokratie ist Auseinandersetzung und nicht die Suche nach einem Echoraum. In diesem Sinne wünsche ich Frau Ataman weiterhin viel Kraft zur Auseinandersetzung. Es sind Menschen wie sie, die unsere Demokratie ganz besonders braucht.“

Bundesvorstand Atila und Gökay_klein
Die Bundesvorsitzenden der Türkischen Gemeinde in Deutschland, Atila Karabörklü und Gökay Sofuoğlu (v.l.)

Almanya’da oy kullanma süreci başladı

Türkiye’nin en fazla yurt dışı seçmeninin bulunduğu Almanya’da 24 Haziran Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimleri için oy verme süreci bugün başladı. Süreç yurt dışında 19 Haziran, gümrük kapılarında ise 24 Haziran’a kadar devam edecek.

Almanya çapında kurulan 13 seçim merkezinden ikisi Bavyera’da Münih ve Nürnberg kentlerinde. Münih’te bu yıl seçim sandıkları ‘Kardinal-Faulhaber-Str. 1, 80333 Münih’ (Alte Bayerische Staatsbank) adresinde, Nürnberg’de ise ‘Schwadermühl Strasse 3, 90556 Cadolzburg’ adresinde kuruldu. Sabah 9.00’dan itibaren başlayan oy verme işlemi akşam 21.00’a kadar devam edecek.

Yurt Dışı Seçmen Kütüğü’ne kayıtlı seçmenlerin bağlı bulundukları Başkonsolosluk görev çevresinde oy kullanma zorunluluğu kaldırılmış olduğundan seçmenler, diledikleri temsilcilikte veya gümrük kapılarında oy kullanabilecek. Almanya genelinde oluşturulan 13 seçim merkezi şu kentlerde: Berlin, Stuttgart, Frankfurt, Düsseldorf, Köln, Dortmund, Münih, Münster, Hannover, Karslruhe, Hamburg, Nürnberg ve Mainz.

Cumhurbaşkanı seçimlerinin ikinci tura kalması durumunda ise oy kullanma işlemi 30 Haziran ile 4 Temmuz arasında olacak.

Foto: Sebile M.

Secim2018_56
Münih’te oy kullanma işlemi bu kez Alte Bayerische Staatsbank, Kardinal-Faulhaber-Str. 1 adresinde gerçekleşecek

Secim2018_57 Secim2018_58

Weltumwelttag – Es ist schon fünf nach 12!



Eva-bulling-schroeter-web

Es ist schon fünf nach zwölf, wenn es um den Klimawandel geht, so Eva Bulling- Schröter, Spitzenkandidatin der bayerischen LINKEN: „Es gilt am heutigen Weltumwelttag daran zu erinnern, dass wir nur diese eine Erde haben. Das Ökosystem reagiert empfindlich auf unsere Eingriffe und die Ressourcen sind endlich. Wir wollen diese Erde intakt an zukünftigen Generationen übergeben. Deshalb ist endlich Handeln angesagt! Die vereinbarten Klimaschutzziele dürfen nicht außer Kraft gesetzt werden oder in den Sankt- Nimmerleins-Tag verschoben werden. Gerade die CSU blockiert die Energiewende, genauso wie eine Verkehrswende auf Bundesebene. Aber auch in Bayern spürt man nichts von zukunftsfähiger Umweltpolitik. Themen wie dezentrale, regenerative Energien oder die Förderung der Bürgerenergiegenossenschaften werden von der CSU systematisch ignoiert. Mit dem Ja zu den Monstertrassen durch Bayern wird die Energiewende  für Jahrzehnte blockiert. Auch der Flächenfraß oder saubere Seen scheinen der CSU nur verbal am Herzen zu liegen. Deshalb brauchen wir eine neue Politik, die den Menschen und die Natur in den Mittelpunkt stellt und nicht Großkonzerne und Lobbyisten, wie es die CSU seit Jahrzehnten praktiziert.“

Marsis grubu dağıldı

“Dağların dumanı, Karadeniz’in dalgaları ve gökyüzünün mavisi yüreğinizden eksik olmasın.”

Karadeniz rock müziğinin sevilen grubu Marsis dağılma kararı aldı. Grubun dağılma haberini solist Korhan Özyıldız sosyal medya hesapları üzerinden duyurdu.

60_Marsis-webİsmini Kaçkar Dağları’nın 7. Zirvesi olan Marsis Dağı’ndan alan grubun, Marsis, Zamanı Geldi ve Kiana olmak üzere üç albümü bulunuyor. Türkçe dışında Lazca, Hemşince, Gürcüce ve Rumca şarkılar seslendiren grup, 2002 yılında Rizeli Korhan Özyıldız ve Ceyhun Demir tarafından İstanbul’da kurulmuştu. Grup, Almanya konseri için geldikleri 2013 yılında derginiz PiYASA’nın da kapak konuğu olmuştu. (Dergimizin 60. sayısında yer alan söyleşiyi okumak için tıklayın)

Korhan Özyıldız, ‘Marsis bünyesinde bu zamana kadar emek vermiş bütün grup arkadaşlarıma teşekkür ediyorum’ diyerek yaptığı duyuruda ayrıca müzik yolculuğuna solo albüm çalışmasıyla devam edeceğinin de haberini verdi. Özyıldız’ın yayınladığı duyurunun tamamı şöyle:

Korhan Marsis duyuru

Merhaba sevgili dostlar,

“Karadeniz’in içinden gelenler, içinden Karadeniz gelenler! ” dedik; sesimizi, nefesimizi, fikirlerimizi, isyanımızı, sevdamızı paylaştık hep birlikte ve paylaşarak büyüdük on iki sene boyunca. Müzik adına çıktığımız bu yolda iyisiyle kötüsüyle çok şey yaşadık, çok şey gördük ve çok şey öğrendik.

Kurucusu, solisti, emekçisi olduğum Marsis grubuna, grup arkadaşlarımla birlikte süresiz bir ara verme kararı aldığımızı bütün sevenlerimize duyurmak isterim. Bu “Artık Marsis yok.” olarak algılanacak olsa da şarkılarımızın; hep aranızda bir yerlerde dolaşacağını, yine bir ayrılık acısında, bir sevinçte , ufak bir tebessümde var olacağını biliyoruz.

Aman ki yanlış anlaşılmasın, bu haber hepimizin emekli olduğuna ve artık müzik yapmayacağına dair bir yanılgı oluşturmasın 🙂 Tam tersine daha güçlü, daha tecrübeli ve daha umutlu bir şekilde hepimiz ayrı projelerde üretmeye, paylaşmaya, müzik yapmaya, şarkılar söylemeye, sahnelerde olmaya devam edeceğiz.

Kendi adıma Marsis bünyesinde bu zamana kadar emek vermiş bütün grup arkadaşlarıma teşekkür ediyorum . Temennim hepsinin hak ettiği yerlerde bulunması ve “her şeyden önce mutlu olmasıdır.”

“Her başlangıçta yeni bir anlam vardır.
Nedensiz bir çocuk ağlaması bile
Çok sonraki bir gülüşün başlangıcıdır.”

Müzik yolculuğuma solo albüm çalışmamla devam edeceğimi bildirmek isterim.

Dağların dumanı, Karadeniz’in dalgaları ve gökyüzünün mavisi yüreğinizden eksik olmasın.

 

 

„Menschen helfen – Asylhelfer! –Kleiner Asylhelferleitfaden- “

Ohne das ehrenamtliche Engagement vieler Bürgerinnen und Bürger könnte eine erfolgreiche Integration von Menschen mit Fluchthintergrund nicht stattfinden.Sozial und ehrenamtlich Engagierte tragen maßgeblich zur Verbesserung von Versorgung-, Betreuungs- und Integrationsaufgaben bei. Die Integrationsbeauftragte der Bayerischen Staatsregierung Mechthilde Wittmann, MdL hat daher aktuell eine Broschüre aufgelegt, um allen ehrenamtlich in der Flüchtlingsarbeit Engagierten eine hilfreiche Orientierung an die Hand zu geben.

Dabei soll das Rad nicht neu gefunden werden: Die Broschüre verweist auf viele hilfreiche und nützliche Links und Publikationen, die auch elektronisch abgerufen werden können. Der praktische Ratgeber soll eine Hilfe für diejenigen sein, die sich zivilgesellschaftlich oder ehrenamtlich um die Aufnahme und Integration von Menschen mit Fluchthintergrund in Bayern sorgen.

Die Broschüre „Menschen helfen – Asylhelfer! –Kleiner Asylhelferleitfaden- “ kann auf der Homepage der Integrationsbeauftragten der Bayerischen Staatsregierung unter

http://integrationsbeauftragte.bayern.de/wp-content/uploads/2018/04/Asylleitfaden18_A5_20.04-1.pdf

als PDF heruntergeladen werden.

Die Broschüre kann auch in der Geschäftsstelle der Integrationsbeauftragten unter integrationsbeauftragte@stmi.bayern.de in Schriftform bestellt werden. Aufgrund der großen Zahl nützlicher Links ist allerdings der Download in elektronischer Form sehr zu empfehlen.

Kocasını Pişiren Kadın

‘Aşkın gözü kör, karnı açtır.’

Ingiliz komedi yazarı Debbie Issit’in `Kocasını Pişiren Kadın’ oyunu, Mustafa Şahbaz yönetmenliğinde Münih’te sahnelendi.

Willi-Graf-Gymnasium’da mart ayında Kılınç Events organizasyonuyla sergilenen iki perdelik komedide Münihli oyuncular Cihan Palabıyık ve Saadet Ataç ile Orkide Demirsu Merdane sahne aldı.

Hillary, Laura ve Kenneth arasındaki aşk üçgenini konu alan oyunun konusu şöyle; 19 yıllık evliliğinde kusursuz ev kadını olan eşi Hilary’i aldatarak genç ve güzel Laura’ya aşık olan Kenneth, zamanla iki kadın arasında gidip gelmekten yorulsa da tercih yapmak istemez. Kenneth’in karısıyla konuşmayacağını anlayan Laura, Hillary’ye durumu kendisi anlatır ve evinden kovulan Kenneth, Laura ile evlenir. Ev işlerinden hiç anlamayan Laura ile evliliklerinin üçüncü yıldönümünde, artık arkadaş oldukları Hillary, onları yemeğe davet eder. Yemekte Kenneth’i büyük bir sürpriz beklemektedir.

Oyuncuların izleyiciden tam not aldığı oyunda, aldatma konusu çok yönlü ele alınıyor. `Aldatan erkek’ten çok evlilik kurumuna bakışın eleştirildiği oyunda kadının sonsuza dek susmayacağı ve intikamın sıcak veya soğuk mutlaka yenileceğine de vurgu yapılıyor.

Melekler Korusun, Komedi Dükkanı, Bez Bebek, Canım Ailem, Yaprak Dökümü, Kapalıçarşı, Kurtlar Vadisi Pusu gibi pek çok projede çeşitli karakterleri canlandıran Mustafa Şahbaz, Almanya’ya bu yıl içinde yeni bir projeyle tekrar geleceklerini de duyurdu.

KPK_tiyatro_29web
Cihan Palabıyık, Saadet Ataç ve Orkide Demirsu Merdane izleyiciden tam not aldı
KPK_son_0034web
Gösteri sonrası organizatörler, oyuncular ve yönetmen sahnede bir arada

KPK_SebileMustafaDuyguPiyasa_web
Mustafa Şahbaz, oyundan sonra Sebile (solda) ve Duygu hanımla birlikte