Cuma, Aralık 5, 2025
Startseite Blog Sayfa 40

Koronavirüs nedeniyle alınan finans önlemleri

Bavyera Başbakanı Markus Söder, Federal Maliye Bakanı Olaf Scholz il birlikte koronavirüs nedeniyle alınan finans önlemlerini açıkladı. Bavyera Eyalet Hükümeti, korona krizini yenmek bağlamında 60 milyar Euro’luk kurtarma fonu oluşturulmasına karar verdi.

Kabine toplantısına katılan Federal Maliye Bakanı Olaf Scholz ile Bavyera Başbakanı Markus Söder, düzenlenen video basın konferansında alınan kararlarla ilgili açıklama yaptı.

Federal bütçeden yapılacak 50 milyar Euro destek paketinin ülkede şu andaki durumda enflasyona sebep olmayacağını söylemekle birlikte Scholz, Bavyera Başbakanı Söder’in de belirttiği ‘resesyonun’ kaçınılmaz olduğunu belirtti.

Söder 200 bin acil ekonomik yardım başvurusunun olduğunu söyleyerek korona krizinin atlatılması için 60 milyar Euro’luk Bavyera Fonu oluşturulduğunu ve bunun 20 milyarının Bavyera işletme ve girişimcilerine acil yardım olarak ayrıldığını, diğer 40 milyarın da kefalet olarak bankaların emrine verileceğini açıkladı.

Bakan Söder, bu sabah açıklanan sayılara göre Bavyera’da vaka sayısının 14 bin 810 ve ölümlerin ise 162 olduğunu hatırlarak ‘yayılma hızı şu an yavaşlama gösterse de, yaşanmakta olan olağan üstü ve varlığımızı tehdit eden Korona şokunun atlatılması için alınan tedbirlerde bir gevşeme düşünülmediğini ve bir tarih veremeyeceğini’ vurguladı.

Orhan Tinengin 

Türk iş adamı, Nürnberg şehir hastanesine bin adet ağız maskesi bağışladı

Almanya’nın Nürnberg kentinde hizmet veren ATILIM adlı Export –İmport mağazasının sahibi Aydın Yüksel, Nord Klinikum’a koronavirüsten korunmak için bin adet ağız maskesi bağışladı.

Aydın Yüksel tarafından bağışlanan 1000 adet Türk malı ağız maskesi jestini takdirle karşılayan kentin en eski hastanesi olan Nord Klinikum yetkilileri, bir plaketle teşekür ederek, “Güncel durumda çok işimize yaracak.” dediler.

Kente borcumuz var

Yasaklara uyarak kapatılan ATILIM mağazasının sahibi Aydın Yüksel, yanında 16 kişiyi çalıştırıyor. ‘Nürnberg’e bir borcumuz vardı’ diyen Yüksel, konuyla ilgili şöyle konuştu:

“Hastanenin maskeye ihtiyacı olduğunu duyduk, elimizdeki 1000 adet Türk Malı maskeyi bağışladık. Bu kadar övgü alacağını tahmin etmiyorduk. Keşke daha fazlasını yapabilseydik. İnsanlık çok badireler atlattı. Bilim bunun da bir çaresini bulacaktır. Savaşlara harcanan paralar, insanlık ve doğaya harcansın. Bu salgın er ya da geç bitecek. O zaman aramıza mesafe koymak yerine tüm insanlar daha fazla kucaklaşıp sarılacağız.”

Taner Tüzün

YTB’den dijital konserler

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), koronavirüs nedeniyle evlerinde vakit geçiren vatandaşlar için dijital konserler düzenliyor. “Dünyadaki Türkler Evinizde”  mottosuyla bu akşam Türkiye saati ile 18:00’da Lübnanlı Piyanist Maan Hamadeh YTB’nin YouTube hesabı üzerinden vatandaşlarla buluşarak piyano resitali sunacak.

Dijital konserler etkinliği 17 Mart’ta Almanya’daki genç yeteneklerden Mozart ödüllü Ali İnsan’la başlamıştı. 19 Mart’ta dünyaca ünlü şarkıcı, piyanist, aranjör ve söz yazarı Karsu Hollanda’dan katıldı. Ardından ise dünyada ve Türkiye’de ‘Dombra’ müziğiyle ünlenen Arslanbek Sultanbekov beğeniyle dinlenen eserlerini geleneksel müzik aleti dombra ile seslendirdi. Dünyaca ünlü ilk Türk kadın neyzen Burcu Karadağ ve O Ses Türkiye Yarışmacısı Melisa Yıldırım da moral etkinliğine katılan sanatçılar arasında yer aldı.

Sosyal sorumluluk kapsamında düzenlenen projede sevilen şarkıları seslendiren sanatçılar tamamen gönüllü olarak yer alıyor.  Başta Avrupa olmak üzere dünya genelinde hızla yayılan koronavirüs le mücadele eden vatandaşlara moral niteliği taşıyan dijital konserler, YTB tarafından düzenlenmeye devam edecek. Konserler YTB’nin Youtube kanalı üzerinden canlı yayınlanacak: https://youtube.com/yurtdisiturkler

Zor zamanlar için yürekten yazılmış, yüreğe dokunacak kitap tavsiyeleri

Çok sıkıntılı, çok zor, her bireyin sorumluluk almak zorunda olduğu bir dönemden geçiyoruz. Her zamankinden çok daha fazla sağduyulu olmanın gerektiği bir dönemden…

Ve insanlık için, sağlığımız için, başkalarının sağlığı için yapabileceğimiz en büyük iyilik bu süreçte (normal şartlarda kulağa komik gelir) evde kalmak. Evet sıkıcı bir dönem. Ama bu krizi fırsata çevirebiliriz diye düşünüyorum. Bir çoğumuz için evimizde kalıp film izlemek, kitap okumak, yoga yapmak, sakin kafayla müzik dinlemek, enstrüman çalmak gibi faaliyetler büyük lüks değil mi? Pek fazla fırsat bulamadığımız bu lüksü bu günlerde mecburen yaşayacak olmamız bizim için oluşan trajikomik bir hediye.

Elimden geldiğince sizlere değerli bulduğum kitaplardan birkaçı hakkında beğeneceğinizi ümit ederek kısa tanıtımlar yapmak istiyorum. “En eski kitaplar bile onları okumamış kişiler için yenidir” sözünden yola çıkarak seçtiğim, hepsi birbirinden değerli, kimisi filme uyarlanmış bu kitapları belki bir çoğunuz okudunuz. Belki fırsat bulamadınız. Belki hiç merak etmediniz. Belki de bu anı beklediniz, ki ben böyle düşünmek istiyorum ve keyifle okumanızı diliyorum.

ÖLÜ OZANLAR DERNEĞİ –Nancy H. Kleinbaum
İlk kitabımız Ölü Ozanlar Derneği. Çok büyük bir keyifle okuduğum, 1989 yılında beyaz perdeye de aktarılan bu muhteşem kitap 1988 yılında Nancy Kleinbaum tarafından yazıldı.
Issız bir tepeye kurulmuş yatılı bir okulun, korkak, çekingen, özgüvensiz öğrencilerinin kendi dünyasında samimi arkadaşlıkları ve dostlukları… Sıcacık bir hikaye Ölü Ozanlar Derneği.
Her zaman özgür düşünen ve bu düşüncesini çevresindekilere de yaymak isteyen bir kahraman düşünün. Öğrencilerine, okulun kurallarıyla değil, kendi kurallarıyla ve bunu sıra dışı bir şekilde anlatmış, onlara özgüveni aşılamış ve bunun karşılığını da beklediği gibi almış iyi kalpli bir öğretmen Bay Keith. Her çağda, her okulda, hatta en yakınımızda böyle insanlar her zaman olmalı.. 

BİN MUHTEŞEM GÜNEŞ –Khaled Hoseini
Çok kitap okuyan kişinin çok arkadaşı olur diye düşünüyorum. Her kitabın kahramanından öğrenebileceğimiz bir şey muhakkak vardır. Okuduğumuz her kitap hayatınıza muhakkak farklı bir değer katar…
Yine okumaktan büyük keyif aldığım, zaman zaman üzüldüğüm bazen hüzünlendiğim ama çoğu zaman içinde bulunduğum yaşam şartlarına bin şükür ettiğim bir kitap Bin Muhteşem Güneş.
Aynı zamanda bir doktor olan ve güçlü bir yazma yeteneğine sahip Khaled Hosseini kaleme almış bu romanı. Kesinlikle okumaya değer ilk romanı Uçurtma Avcısı’ndan sonra yayınlanmış ikinci kitabı. Okuduktan sonra sarsılmamak mümkün değil. Okumaya başladığınız andan itibaren kendinizi Afganistan topraklarında hissedebilirsiniz. Ve maalesef anlattıkları hayal ürünü değil. Gerçeğin en çıplak hali.
İki kadının kesişen yaşamları ve dostlukları üzerinden anlatılan hikayesiyle, çocuğu olmayan,  çocukluk aşklarını dipsiz kuyulara gömmüş,  büyüyene kadar babasına aşık, evlendikten sonra kocasından zulüm gören Afgan kadınlarının yaşadığı sıkıntılara birebir şahit oluyorsunuz adeta…

ÇÖL ÇİÇEĞİ –Waris Dirie
Sıradaki kahramanım yine bir kadın. Ve yine gerçek bir yaşam öyküsü… Acının dili, rengi olmaz derler. Waris Dirie de Somali’de yaşam mücadelesi veren kadınlardan bir tanesi. Daha doğrusu mücadele etmesin diye susturulmaya çalışılan, ezilmeye mahkum kadınlardan birtanesi olabilirdi. Olmadı…
Tuhaf geleneklere sahip Afrika kadınlarının, bilinen en eski geleneklerinden olan kız çocuklarının sünnet edilmesi vahşetinden kurtulamadı Warris. Kan kaybından ölmek üzereyken doktorun sözü kazındı beynine “Senden alınan şeyi sana veremem.”
Çocuk yaşta evden kaçmayı denedi ve başardı.
Neyi mi? Hayatını daha yaşanılabilir kılmayı. Saygın bir model olmayı. Hakettiği gibi insanca yaşamayı. Kendi mücadelesiyle…
Kesinlikle okunmaya değer bir roman…

HUZURSUZLUK –Zülfü Livaneli
Aynı acıları yaşamamış olmama rağmen neden sürekli zulüm görmüş kadınların hikayelerini ilgiyle okuyorum bilmiyorum. Hiç görmediğim halde acılarını içimde bir yerlerde hissedebiliyorum. Dünya üzerinde kadına şiddetin en çok yaşandığı coğrafya sanırım Ortadoğu.
“Merhamet zulmün merhemi olamaz!”
Okurken, suçlu olmasanız da huzursuz olmanızı sağlayacak türden bir roman Huzursuzluk. Çok severek takip ettiğim değerli yazar Zülfü Livaneli’nin kaleminden.
Çok uzak değil IŞİD zulmünün yaşandığı dönemi vurguluyor. Ki Mardin ve çevresinde hala zulüm gören kadınlarımız mevcut.
Bu kez Mardinli Hüseyin ile IŞİD zulmünü fazlasıyla yaşamış Ezidi kızı Meleknaz’ın hikayesiyle karşımızda sevgili  Zülfü Livaneli.
Sevdanın ve acının iç içe geçtiği bir Ortadoğu gerçeğini bir kez daha kaleme almış…
“Harese nedir, bilir misin? Develerin çölde çok sevdiği bir diken var. Deve dikeni yedikçe ağzı kanar. Tuzlu kanın tadı dikeninkiyle karışınca bu devenin daha çok hoşuna gider. Kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına doyamaz… Ortadoğu’nun âdeti budur, tarih boyunca birbirini öldürür ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz. Kendi kanının tadından sarhoş olur.”

1933 BERBAT BİR YILDI –John Fante
Hadi biraz çıkalım bu buhrandan. Başka bir buhran var sırada çünkü.
Büyük Buhran. Diğer bir adıyla Kara Perşembe.
1929 yılında başlayan ve 1930’lu yıllar boyunca devam eden ekonomik buhran döneminde yazılmış, o dönemi aslında çok güzel özetleyen, kısa ama bir solukta okuyabileceğiniz bir roman. 1933 Berbat Bir Yıldı.
Bir kafenin kitaplığından alıp zaman doldurmak için okumaya başladığım kitabı bırakamadım elimden. Kısa ve akıcı bu romanı okumaya başlayınca tek merak ettiğim yazarı oldu. Daha bu kitabı bitirmeden heyecanla diğer kitaplarını merak ettim. Şimdi sanırım 7 tane kitabı var bende. Çok akıcı bir dili var. Sıkılmadan keyifle okuyacağınızı düşündüğüm bir yazar John Fante. Kendine has üslubu sevdiriyor öyküyü. Öyle ki usta yazarlarımızdan Charles Bukovski’nin bile beğenisini kazanmış bir isim. Umarım seversiniz.
Babası aylardır işsiz ünlü bir taş ustası. Kitabın kahramanı ise henüz 17 yaşında. Bir kolu sakat iyi bir beyzbol oyuncusunun leş gibi bir hayattan kurtulma çabaları takdire şayan. Daha güzel bir yaşam kurma hayali uğruna verdiği mücadelesini okuyacaksınız bu kitapta.
Bazen üzüleceksiniz bazen kahkahalara boğulacaksınız…
“Yüce tanrım bana yardım et! Ve açtım adımlarımı, düşüncelerim de peşimden geliyorlardı, koşmaya başladım, donmuş ayaklarım fareler gibi ciyaklıyorlardı; koşmanın da yararı olmadı, düşünceler bırakmıyordu peşimi. Ama koşarken Kol, o canım sol Kol duruma hakim oldu ve bana usulca seslendi; sakin ol evlat, yalnızlık bu, bir başınasın bu dünyada; ne baban, ne annen, ne inancın yardım edebilir sana; kimse kimseye yardım edemez, sadece sen yardım edebilirsin kendine, ben de bu yüzden buradayım, çünkü biz birbirimizden ayrılamayız, birlikte her şeyin üstesinden geliriz.”

İRADE TERBİYESİ –Jules Payot
Siz de eğitim dünyasında çok büyük eksikliklerin olduğunu düşünüyor musunuz?  Öğrencilerimizi emanet ettiğimiz eğitmenler ne kadar donanımlı sizce?
Sosyal ya da psikolojik her anlamda… Dünün çocuklarıydı onlar..
Yarının eğitimcileri, meslek sahibi, ayaklarının üstünde sapasağlam durabilen, özgüveni tam, karakter sahibi çocuklar yetiştirmek sizin çabanızla olacak… Bunun için sağlam kaynaklar, iyi eğitim almış, karakter sahibi insanlar bulmak lazım değil mi?
Tesadüfen elime geçen, yaklaşık 100 yıl önce pedagog Jules Payot tarafından yazılmış, bence ilkokul çağından itibaren çocuklara işlenmesi, okutulması gereken bir kitaptan çok kısa bahsedeceğim şimdi. İrade Terbiyesi.
Aynı zamanda kişisel gelişim sevenler için de müthiş bir eser. Tembellik, isteksizlik, üşengeçlik, düzensiz plansız çalışma gibi huylardan kurtulmak isteyenlerin başucu kitabı olabilir… Ebeveynler!  Bu kitaba bir göz atın derim.

Ne okursanız okuyun, size keyif verecek, sizi mutlu edecek, size bir şeyler katabilecek, içinde bulunduğumuz bu karmaşık dünyadan bir süreliğine de olsa uzaklaştırabilecek bir başucu kitabınız muhakkak olsun.

Sağlıkla kalın.
Meral Türkdoğan

Meral Türkdoğan

Almanya’da ev sahipleri, salgın nedeniyle kirasını ödeyemeyen kiracıya çıkış veremeyecek

Koronavirüs salgını nedeniyle Almanya hükümeti kirasını ödeyemeyen kiracıları koruyan bir yasa paketi hazırladı. Buna göre 1 Nisan ile 30 Eylül tarihleri arasında kirasını ödeyemeyen kiracıya, ev sahibi çıkış veremeyecek.

Münihli Avukat D. Uğur Kör, bu yasa paketini açıklayan ve böyle bir durumda doğru davranış şeklinin ne olacağını anlatan bir yazı yayınladı. Ödenmeyen kiraların affa uğramadığını ve en geç bir yıl sonra ödenmesi gerektiğini de belirten Avukat Kör’ün yazısı şöyle:

Corona salgını sebebiyle, ev ya da dükkan kira ödemelerini yerine getiremeyenlerin dikkatine:

01.04. – 30.06.2020 tarihleri arasında, Corona salgını sebebiyle maddi sorun yaşayan kiracıların, ev sahiplerine yazılı bir başvuruda bulunup kira ödeneğinin ertelenmesini ya da indirim uygulanmasını talep etmeleri tavsiye edilir.

Ev sahibi yine de kira ödeneğini eksiksiz ve vaktinde talep etmekte ısrar ediyorsa, ve Corona salgınından dolayı maddi sorun çeken kiracı bu ödemeleri yerine getiremezse, hükümetin yasa tasarısına göre kiracı süresiz çıkış ya da kontrat feshi riskini taşımayacaktır.

Corona salgınından dolayı maddi sorunlar yaşadığını ispat edebilen kiracılara, Nisan ila Haziran 2020 arasında biriken kira borçlarını en geç bir sene içerisinde ödeme imkânı sunularak, ev sahibinin yaptırım gücü kısıtlanacaktır.

Ödenmeyen kiralardan dolayı 08.03.2020 tarihinden evvel imzalanan konut kredisi ödeneklerinde zorlanan ev sahipleri ise, aynı yasa paketine dayalı bankasına karşı aidatların/taksitlerin dondurulmasına yönelik hak iddia edebilir. Bu durumda Nisan ila Haziran 2020 kredi aidatları/taksitleri ileriki bir tarihe ertelenmiş olacaktır.

Federal Hükümet, bu süreyi kanun hükmünde kararname ile 30 Eylül 2020ye kadar uzatma yetkisine sahip olacak.

Her iki başlıkta en önemli nokta ise, ne kira ödenekleri, ne de kredi ödenekleri iptal edilmiyor. Yasal mesuliyet olarak herkes kendi ödeme sorumluluklarını yerine getirmekle hükümlü. Corona salgınından dolayı maddi sorun yaşadığını iddia ve ispat edebilenler ise, yasa tarafından koruma altına alınıp, ödemede kolaylıklar ya da ertelemeler sağlanmaktadır.

Ödenmeyen kiralar affa uğramıyor, en geç bir sene sonra ev sahibine ödenmek zorundadır. Ev sahibi sadece bu süre içerisinde çıkış veremiyor, ve kiracının bir yıl içerisinde borcunu ödemesini beklemekle hükümlü olacak.

RA D. Uğur Kör        

Çavuşoğlu: “Yurt dışında 32 vatandaşımız koronavirüs nedeniyle vefat etti”

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu bugün yaptığı basın açıklamasında, “Maalesef yurt dışında 32 vatandaşımız da koronavirüs nedeniyle vefat etti.” dedi.

“Lütfen mecbur olmadıkça sokağa çıkmayın, bir ihtiyacınız olduğunda misyonlarımızı mutlaka arayın.” diyen Çavuşoğlu’nun bugünkü açıklamalarından yurt dışındaki vatandaşlarla ilgili bölümleri şöyle:  

“Yurtdışındaki vatandaşlarımıza en iyi şekilde hizmet etmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yurtdışından ülkemize uçuşların durdurulduğu ülkelerden gelmek isteyen vatandaşlarımız olmuştu…

17 Mart’ta 9 Avrupa ülkesinden 2 bin 807 vatandaşımızı getirdik. Bu vatandaşlarımız İstanbul ve Kocaeli’ndeki yurtlarda karantinaya alınmıştı.

Özellikle uçuşların durdurulması, okulların kapatılması ve yurtların da kapatılmasından sonra başta Erasmus öğrencileri olmak yurt dışına eğitim için giden kardeşlerimiz de ülkemize dönmek istediler…

Dün akşam itibariyle 11 seferle 8 ülkeden 2 bin 721 öğrencimizi ülkemize getirmiş olduk… Öğrencilerimiz 14 günlük karantinaya alınmış oldu. Sakarya, Samsun ve Sivas’taki yurtlara öğrencilerimiz yerleştirildi.

Türkiye’den uçuşların durdurulmasıyla Türkiye’de kalan farklı ülkelerin vatandaşları da var. O ülkelerin vatandaşlarını alabilmesi için gerekli koordinasyonu da sürdürdük.

Maalesef yurtdışında da 32 vatandaşımız da koronavirüs sebebiyle vefat etti. Çoğunluğu Avrupa ülkelerinden. Bazı vatandaşlarımızın cenazelerini Türkiye’ye getirmek istedi aileleri.

Biz o ailelere gereken yardımları yapıyoruz. Bildiğiniz gibi normal uçuşlar yok ama kargo uçuşları var. Gerekli tedbirleri alınarak vatandaşlarımızın cenazelerinin ülkemize getirilmesi konusunda gereken desteği veriyoruz.

Farklı ülkelerde kalan vatandaşlar ve vizesi geçmiş vatandaşlara karşı özellikle de ceza işlemlerin yapılmaması konusunda farklı ülkelerin dışişleri bakanlarıyla görüşüyoruz.

Son bir hafta içinde 16 Dışişleri Bakanıyla görüştüm.

Konsolosluk çağrı merkezimizin 7 gün 24 saat hizmet verdiğini hatırlatmak isterim. Bugüne kadar koronavirüsle ilgili 30 binden fazla çağrı aldık. Bu çağrılara tek tek cevap veriyoruz.

Son birkaç gün içinde sadece benim sosyal medya hesabıma 3 bin 200 mesaj geldi. Hepsine tek tek döndük. Burada önemli olan yurtdışındaki vatandaşlarımızı yalnız bırakmamak. Tabii ki tüm vatandaşlarımızı ülkemize getiririz dersek bu gerçekçi bir açıklama olmaz.

Yurtdışındaki misyonlarımız da görevlerini aksatmadan yapmaya çalışıyor. Nöbet düzenine geçtiğimizi daha önce açıklamıştık. E-konsolosluk hizmetinden vatandaşlarımızın özellikle faydalanmalarını, temasın azalması bakımından, tavsiye ediyoruz.

Özelikle yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın da bizlerin yurtdışındaki misyonlarımızın yani

büyükelçilik ve başkonsolosluklarımızın çağrılarını dikkate almalarını diliyoruz.

Sağlık Bakanlığımızın yurt dışındaki vatandaşlarımıza yönelik çağrıları, duyuruları yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız için de geçerli.

Onlara bir kere daha buradan çağrıda bulunmak istiyoruz; lütfen mecbur olmadıkça sokağa çıkmayın, bir ihtiyacınız olduğunda misyonlarımızı mutlaka arayın. Bizler sizlere hizmet etmek için bu ülkelerde misyonlar açıyoruz; başkonsolosluklar ve büyükelçilikler. Gereken uyarıları dikkate alarak bu süreci birlikte aşacağımıza inanıyorum.”

www.nCOV2019.live sayfasını programlayan öngörülü genç: Avi Schiffmann

www.nCOV2019.live 
Bu internet sitesi koronavirüs ile ilgili dünya genelinde sayılara ulaşmak için son haftaların en sık tıklananlarından. Oldukça anlaşılır ve güncel olması bir yana, diğer sayfalara kıyasla sadece ölenlerin değil iyileşenlerin de sayılarını gösteriyor. Özellikle bu bilgi çoğu insanın kaygı dolu geçirdiği şu günlerde önemli ve her yerde bulunmuyor.

Sayfayı tüm diğer sayfalardan ayıran en dikkat çekici özelliği ise 17 yaşındaki bir öğrenci tarafından tamamen ‘ev yapımı’ bir sayfa olması. Avi Schiffmann, 7 yaşından bu yana programlamayla ilgilenen bir genç. Programlamayla ilgili birçok şeyi Youtube videolarından öğrenmiş. Bu detayları Sueddeutsche Zeitung ve The NewYorker gibi birçok gazete ve dergide yayınlanan söyleşilerinden biliyoruz.

www.ncov2019.live sayfasından bugünün sayıları

Seattle kentinde ailesiyle birlikte yaşayan Avi Schiffmann, sayfayı Çin’de koronavirüs vaka sayılarının hızla arttığı aralık ayında hazırlamaya başlamış. Sayfadaki sayılar Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (C.D.C) veya Güney Kore haber ajansı Yonhap gibi güvenilir sayfalardan otomatik alınarak güncelleniyor.

‘Sayfayı hazırlarken bu boyuta ulaşacağını hiç düşünmediğini’ söyleyen genç öğrencinin hazırladığı sayfa açıldığı günden bu yana 100 milyon tık sayısını çoktan aşmış. Bu tık sayısıyla reklam geliri de elde edebilecekken Schiffmann, sayfanın sağ üst köşesine sadece bir ‘kahve ısmarla’ butonu eklemiş.

Avi Schiffmann, aralık ayında sayfayı hazırlarken bu kadar büyüyeceğini tahmin etmediğini söylese de, daha birkaç hafta önce bu konudaki cümleleriyle konuyu pek de ciddiye almadığını gösteren ABD Başkanı Donald Trump’tan daha öngörülü olduğu kesin. Zaten amacının da ‘dünyayı değiştirmek’ olduğunu söylüyor.

Avi Schiffmann’ın instagram hesabı

Münih’te toplam koronavirüs vaka sayısı 1.316’ya çıkarken bir kişi hayatını kaybetti, 2 kişi iyileşti

Münih’te an itibari ile ( 23.03.20 saat 13.30) 274 yeni koronavirüs vakası bildirildi. Böylelikle toplam 1.316’ya yükselen koronavirüs vakası arasında hafta sonu Klinikum Großhadern’de hayatını kaybeden bir kişi de bulunuyor.

Dün ve bugün kaydedilen test sonuçlarıyla birlikte Münih’te 1.316 koronavirüs vaka sayısı bulunuyor. Bu sayı geçtiğimiz pazartesi (16.03.20) toplam 260 idi.

Toplam Münih sayılarının arasında şimdiye kadar iyileştiği kaydedilen 2 kişinin yanında geçtiğimiz hafta sonu hayatını kaybeden bir kişi de dahil. Klinikum Großhadern’de koronavirüsten hayatını kaybeden 56 yaşındaki kişinin ön hastalıklarının da olduğu bildirildi.

Koronavirüs ile ilgili sorularınız için Münih kentinin koronavisüs hattı şöyle: 089 23 44740

Almanya Başbakanı Angela Merkel koronavirüs şüphesiyle ev karantinasına girdi

Almanya Başbakanı Angela Merkel’in bu akşamdan itibaren koronavirüs şüphesiyle kendisini evde karantinaya aldığı açıklandı.

Alman Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert, Merkel’in cuma günü kendisine pnömokok aşısı yapan doktorunun koronavirüs testinin pozitif çıktığını öğrenerek kendisini evde karantinaya aldığını duyurdu. Açıklamada ayrıca şu an için test sonuçlarının kesin olamayacağı göz önünde bulundurularak önümüzdeki günlerde düzenli test yapılacağı açıklandı.

Durumu bugünkü basın konferansından sonra öğrenen Şansölye Merkel, korona krizini evinden çalışarak yönetecek.

Münih’te son bir haftada 841 yeni koronavirüs vakası

Bugünden itibaren sokağa çıkmaya kısıtlamaların getirildiği Bavyera’da vaka sayısı yükselmeye devam ediyor. Münih özelinde ise toplam vaka sayısı gün itibari ile 1042’ye ulaştı.

Dün 870 olan toplam vaka sayısı bugün 164 olarak bildirilen vaka sayısının eklenmesiyle birlikte 1042’ye ulaştı. Geçtiğimiz cumartesi günü yeni vaka sayısı 52 ve toplam vaka sayısı ise 201 olarak kaydedilmişti. Böylelikle Münih’te son bir haftada toplam 841 yeni koronavirüs vakası bildirilmiş bulunuyor.

Münih’te ilk vakalar iki hafta önce (7 Mart) toplam 44 olarak bildirilmişti. İki haftada 1042’ye yükselen vaka sayısının sokağa çıkma kısıtlamalarıyla yavaşlatılması bekleniyor.

Koronavirüs ile ilgili sorularınız için Münih kentinin koronavisüs hattı şöyle: 089 23 44740