Cuma, Aralık 5, 2025
Startseite Blog Sayfa 31

Münih’te korona kısıtlamaları sıkılaşıyor!

Belediye Başkanı Dieter Reiter: “Şimdi hepimizin sorumluluk alma vakti. Hem kendimizi hem etrafımızdakileri koruyarak ikinci bir ‘lockdown’u engellemeliyiz.”

Robert Koch Enstitüsü bugün, Münih için 7 günlük insidans sayısını 50,6 olarak açıkladı. Bu sayının 50’nin üzerine çıkması ise beraberinde yeni kısıtlamalar getirdi. Münih’te yeni kısıtlamalar 14 Ekim’den itibaren geçerli olacak.

Şehir merkezinde maske zorunluluğu
14 Ekim’den itibaren şehir merkezinde saat 9.00 ile 23.00 arası  tekrar maske zorunluluğu olacak. Maske zorunluluğu Marienplatz, Karlplatz, Odeonsplatz, Schützenstrasse, Sendlinger Straße, Sendlinger-Tor-Platz, Viktualienmarkt ve Tal’i kapsıyor.

Sosyal kısıtlamlar
Yeni kısıtlamalar sosyal alanı da kapsıyor. Şimdiye kadar özel ve topluma açık alanlarda 10 kişilik gruplar oluşturulabilirken bu sayı artık 5’e indirildi. Her türlü ortamda aynı hanede ikamet edenler, eşler, kardeşler, hayat arkadaşları ve birinci dereceden akrabalar sadece bir diğer handen kişilerle veya en fazla beş kişilik gruplar bir arada olabilecek. Bu kısıtlama aynı zamanda gastronomi işletmelerinde aynı masada oturmayı da kapsıyor.

Düğün, doğum günü ve cenaze gibi özel toplantılarda katılım kapalı mekanlarda 25 ve açık mekanlarda 50 kişiyle sınırlı olacak (Daha önce 100’dü). Daha önce de olduğu gibi etkinliği düzenleyen sorumlunun hijyen ve virüsten korunma kurallarına uyulduğunu talep edildiğinde kanıtlaması gerekiyor.

Alkol yasağı
Geçen haftalarda da olduğu gibi hafta sonları açık alanda alkol satış ve tüketim yasağı geçerli olacak. Cuma akşamından pazar gününe kadar Münih’in açık hava hotspot noktaları olan Baldeplatz, Gärtnerplatz, Wedekindplatz meydanları ile Gerner Brücke ve Reichenbach ile Wittelsbacher köprüleri arasını kapsıyor. Buna ek olarak gastronomi lokallerinde saat 22.00’dan sonra alkol satma yasağı da getiriliyor.

Okullar için şimdilik bir değişiklik yok
Münih’teki yaklaşık 5 bin sınıftan 39’u ve 4 bin 500 ana okulu grubundan 30’u an itibari ile karantina altında. Bu, şimdilik okullardaki kısıtlamaları değiştirmese de bu sayılar gözetlenerek gerekirse burada da reaksiyon gösterilecek.

Reiter: “İkinci bir ‘lockdown’u engellemeliyiz”
Belediye Başkanı Dieter Reiter konuyla ilgili çağrısında, “Diğer büyük kentlerde olduğu gibi Münih’te de son günlerde koronavirüs vaka sayılarında büyük oranda yükselme var. Daha geçen hafta 32,5 olan insidans sayısı bugün 50,6’da. Bu nedenle korona tedbirlerini tekrar sıkılaştırdık. Bu kısıtlamaları yapmamamız virüsün kontrolsüz dağılımı ve bunun da daha katı kısıtlamlara yol açması demek olurdu. Şimdi hepimizin sorumluluk alma vakti. Hem kendimizi hem etrafımızdakileri koruyarak ikinci bir ‘lockdown’u engellemeliyiz.” dedi.

Reiter, ayrıca şu sıralar Münih hastanelerinde az sayıda Covid-19 hastası bulunduğuna işaret edenlere de “Şimdi gerektiği şekilde hareket etmezsek bu, çok hızlı değişebilir. Hastaneler dolduğunda da, Avrupalı komşu ülkelerimizin tecrübe edindiği gibi; çok geç olabilir.” şeklinde cevap verdi.

Münih için geçerli olan yeni kısıtlamalar 27 Ekim’e kadar devam edecek.

Main Image by 15734951/Pixabay

Meral’in Kitap Bahçesi: “İnsanın özleyebileceği nihai ve en yüksek hedef, sevgidir.”

Deprem, çığ, uçak kazaları, asker ölümleri, koronavirüs derken 2020 yılına çok kötü bir giriş yaptık ve hâlâ ciddi bir yaşam savaşı veriyoruz. Yılın son çeyreğini yaşamaya çalışırken, yazar, şair, sporcu, siyasetçi, müzisyen, doğa insanı, doktor, hemşire, sağlık çalışanı birçok güzel insan kaybettik.  

Bize düşen güçlü kalıp, sağlıklı ortamlar yaratabilmek. Dikkatli ve duyarlı olabilmek. Şu “bana bir şey olmaz”, “abartmayın bu kadar canım” sözlerinden çok sıkıldım. Abartın! Lütfen bu konuda biraz abartın. Size de bir şey olabilir.

Sanki her şey yoluna girmiş gibi, artık tamamen hastalıktan, virüsten arınmışız gibi rahat ve korkusuz davranışlar sergiliyoruz. Geçecek diye bekliyoruz. Mucize beklemeyin, bunu biz yapmalıyız. Biz gereken özeni göstermezsek daha çok doktor, hemşire daha çok sağlıkçı hayatını kaybedecek.

Umarım son bulur artık. Umarım daha güzel, daha temiz, daha sağlıklı günler bekliyordur bizleri.

Bu kadar sıkıntılı bir süreçten bahsettikten sonra, bedeni ve ruhu dinlendiren, psikolojik ya da fiziksel sağlığa iyi gelebilecek üç kitaptan bahsetmek istiyorum bu hafta.

İNSANIN 8 YETENEĞİ -Gurmukh

Meditasyonun ve yoganın önemine inanan, sağlıklı yaşamak isteyen insanlar için hazırlanmış güzel olduğuna inandığım bir çalışma İnsanın 8 Yeteneği. İçeriğinde dünyaca ünlü Kundalini ve Yoga ustası Gurmukh tarafından açıklanan, kaybetmeye yüz tutmuş beden, zihin ve ruh sağlığının yeniden kazanılması üzerine yazılmış önemli tavsiyeler ve yöntemler var. 

Kitaptan Alıntı;
“Güç istedim ve Tanrı, beni güçlü yapmak için karşıma zorluklar çıkardı. Bilgelik istedim ve Tanrı, bana çözmek için sorunlar verdi. Zenginlik istedim ve Tanrı, çalışmak için bana beyin ve güçlü kaslar verdi. Cesaret istedim ve Tanrı, üstesinden gelmem için bana tehlike verdi. Sevgi istedim ve Tanrı, yardım etmem için sorunlu insanlar verdi. İyilik istedim ve Tanrı, bana fırsatlar verdi. İstediğim hiçbir şeyi elde etmedim. İhtiyacım olan her şeyi elde ettim.” 

Eğer yaratıcılığınızı artırmak, sezgilerinizi güçlendirmek, daha sağlıklı ve sevecen olmak istiyorsanız, İnsanın Sekiz Yeteneği sizin içindir. Sizi kemiren korkulardan ve öfkeden kurtulmak istiyorsanız, bu kitap, yaşamınızı temelden değiştirecek araçlarla donanmanızı sağlayacaktır.

ALKALİ DİYETİ -Ayşegül Çoruhlu

Bilgi birikimiyle, alanında uzman bir isim Dr. Ayşegül Çoruhlu.  Sağlıklı beslenmenin önemine değindiği Alkali Diyeti kitabında son derece önemli tavsiyelere yer vermiş. Biyokimya mühendisliği konusunda master yapmış biri olarak diyetin mantığını biyokimyasal temellerden başlayarak anlatıyor bu çalışmasında. Vücuttaki aşırı asitlenmenin sebep olduğu hastalıklara, bunların önüne nasıl geçileceğine, asitli yiyecek ve içeceklerin zararlarına, vücuda etkilerine, Alzheimer, otizm gibi önemli hastalıkların tedavileri konusundaki uzman görüşlerine yer verdiği Alkali Diyeti mutlaka kitaplığınızda bulunması gereken bir kitap.

İNSANIN ANLAM ARAYIŞI -Viktor Emil Frankl

“İnsanı en çok yaralayan şey (ki bu hem yetişkinler hem de cezalandırılan çocuklar için geçerlidir) fiziksel acı değil, haksızlığın, mantıksızlığın verdiği ruhsal ıstıraptır.”

Dr. Frankl, II. Dünya savaşı döneminde, toplama kampında yaşadığı deneyimlerini anlattığı çalışması İnsanın Anlam Arayışı insana, hayatın anlamını bulabilmek için önce bir amacının olması gerektiğini vurgular.

“Yaşamda anlam bulmanın birinci yolu başarıya ulaşmaktır. İkinci yolu ise olanca eşsizliği ile insanı sevmektir. Son olarak üçüncü yolu ise, acı çekmektir.
Sevgi, sevilen insanın fiziksel varlığının çok çok ötesine geçer. Sevgi en derin anlamını kişinin tinsel varlığında, iç benliğinde bulur. Sevilen kişinin gerçekte orada olup olmaması, yaşayıp yaşamaması, bir anlamda önemli olmaktan çıkıyor…”

Bu kitabı yıllar önce okudum. Altını çizdiğim, aklımda kalan, beni etkileyen o kadar çok cümle var ki. Mesleği gereği mi yoksa birebir yaşadığından mıdır bilmiyorum ama yazarın insan ruhundan çok iyi anladığını söyleyebilirim. Çok seveceğinizden emin olduğum bir kitaptır İnsanın Anlam Arayışı…

“Yaşamak için bir ‘neden’i olan kişi, neredeyse tüm ‘nasıl’lara katlanabilir.” demiş ünlü filozof Nietzsche. Yaşamak için bir nedeniniz olsun. Bu şekilde daha katlanılabilir bir hal alıyor hayat.

Sağlıkla kalın…
Meral Türkdoğan

Main Image by BhikkuAmitha/Pixabay

Bis 25. Oktober: Keine Zuschauer in den Münchner Fußballstadien

In den vergangenen Tagen sind die Corona-Infektionszahlen auch in München wieder stark gestiegen. Aktuell meldet das Robert Koch-Institut (RKI) für München einen 7-Tage-Inzidenzwert von 42,4, nachdem noch am Dienstag der Wert bei 32,5 gelegen war.

Der Stab für außergewöhnliche Ereignisse (SAE) hat deshalb unter Leitung von Oberbürgermeister Dieter Reiter heute beschlossen, dass die Liga-Spiele Türkgücü – SV Wehen und TSV 1860 – Lübeck am morgigen Samstag ohne Zuschauer stattfinden müssen. Ursprünglich war den Vereinen am Mittwoch mitgeteilt worden, dass am Samstag Zuschauer in Höhe von maximal zehn Prozent der jeweiligen Stadionkapazität zugelassen werden können, da die Münchner 7-Tage-Inzidenz an diesem Tag mit 34,7 (RKI) knapp unter dem Signalwert von 35 lag.

Angesichts der auch bundesweiten Entwicklung der Corona-Fallzahlen wurde zudem entschieden, dass nicht nur an diesem Wochenende, sondern im gesamten Zeitraum bis einschließlich Sonntag, 25. Oktober, in München keine Fußballspiele mit Zuschauern in den Stadien stattfinden können. 

Denn das Referat für Gesundheit und Umwelt sieht die infektiologische Lage in München weiterhin als instabil an. Das Infektionsgeschehen ist flächig über die Stadt verteilt, ein bedeutsamer Anteil der Neuinfektionen ist auf Fälle im Zusammenhang mit Treffen von größeren Personengruppen zurückzuführen. Wie auch in den letzten Tagen zu beobachten war, sind Einzeltage mit geringeren Meldezahlen noch kein sicherer Hinweis auf eine insgesamt sinkende Inzidenz und eine sich nachhaltig positiv verändernde infektiologische Gesamtsituation. Dies gilt auch dann, wenn die Meldezahlen die 7-Tages-Inzidenz kurzfristig unter den festgelegten Signalwert sinken lassen.

Oberbürgermeister Dieter Reiter: „Wir hätten es den Fans gerne ermöglicht, ihre Mannschaft im Stadion wieder live erleben und unterstützen zu können. Die kurzfristige Absage für dieses Wochenende ist für Fans und Vereine besonders bitter, das ist uns sehr bewusst. Sie zeigt aber auch, dass es derzeit keinen Sinn macht, an einem fixen Stichtag festzulegen, was drei Tage später möglich sein kann. Dazu ist das gegenwärtige Infektionsgeschehen einfach zu dynamisch. Deshalb haben wir uns entschieden, in den nächsten gut zwei Wochen generell keine Spiele mit Zuschauern zuzulassen. Nur so können wir vermeiden, dass wieder für alle besonders ärgerliche, kurzfristige Absagen nötig werden könnten. Außerdem ist so auch eine Gleichbehandlung aller Vereine sichergestellt. Wir sind jetzt alle gefordert, damit wir das Infektionsgeschehen in unserer Stadt im Griff behalten können.“

Münih’te korona kısıtlamalarında son durum

Geçtiğimiz çarşamba günü Münih için bildirilen insidans* sayısının 35’in biraz altında olması nedeniyle korona kısıtlamlarında düzenlemeler yapıldı. Yeni kısıtlamalar cuma gününden itibaren şimdilik bir hafta boyunca geçerli olacak.

Kısıtlamalarda yapılan değişiklikler özellikle açık alanlarda düzenlenen özel etkinlikleri kapsıyor. Buna göre doğum günü, düğün, cenaze töreni gibi özel etkinliklere katılım açık havada 100 kişiye kadar mümkün olacak. Kapalı alanlarda katılımcı sayısında ise şimdilik bir değişiklik olmadı; 25 kişi ile sınırlı. Etkinliği düzenleyen sorumlunun talep edildiğinde hijyen ve virüsten korunma kurallarına uyulduğunu kanıtlaması gerekecek.

Bu hafta sonu  Türkgücü-SV Wehen ve TSV 1860-Lübeck maçları da stat kapasitesinin yüzde 10’u olmak şartıyla seyircili oynanacak.

Yeni vaka sayılarında belirgin bir düşüş olmadığından diğer kısıtlamalar bir hafta daha sürecek. Buna göre bir hafta boyunca özel ve topluma açık alanlarda ve gastronomi işletmelerinde aynı hanede ikamet edenler, eşler, kardeşler, hayat arkadaşları ve birinci derecen akrabalar sadece bir diğer haneden kişilerle veya en fazla 10 kişilik gruplar olarak bir arada olabilecek.

Bu hafta sonu yine Münih’in açık hava hotspot noktalarında alkol yasağı da devam edecek. Şimdilik bir hafta sürecek olan kısıtlamaların nasıl devam edeceği, yeni insidans sayısına göre belirlenecek.

*bölgede 100 bin kişide görülen vaka sayısının 7 günlük ortalaması

Reiter “Grip aşısı olun!” çağrısı yaptı

Münih Anakent Belediye Başkanı Dieter Reiter, Münih halkını grip sezonu başlamadan önce grip aşısı olmaya çağırdı.

“Grip aşısı hem kendinizi hem de diğerlerini hastalıktan korumanın en iyi yöntemi. Özellikle bağışıklık sistemi zayıf olanlarda ağır seyredip bazı durumlarda ölüme bile yol açabiliyor.” diyen Reiter, özellikle sağlık sektöründe ve okullarda çalışanları grip sezonu başlamadan önce aşı olmaya çağırdı. Belediye Başkanı yaptığı açıklamada yaşlılar, kronik rahatsızlıkları olanlar, hamileler ve yaşlı ve bakım yurtlarında kalanlara olduğu kadar çocuklara da grip aşısı yapılmasının önemli olduğunu belirtti.

Robert Koch Enstitüsü’nün verilerine göre 2019 yılında 14 yaşının altında 43 bin çocukta influenza virüsü belirlendiğine de yer verilen açıklamada, ‘Her ne kadar çocuklar koronavirüsü normal şartlar altında oldukça hafif belirtilerle atlatıyor olsalar da 5 yaş altındaki çocuklar için influenza virüsü oldukça zorlayıcı olabiliyor.”  denildi. Ayrıca çocukların virüsleri ailenin yaşlı bireylerine de bulaştırdıklarının altı çizildi.

Ekim ve kasım aylarını grip aşısı için en uygun zaman olduğu ve 60 yaşının üzerindekiler, hamileler, çocuklar, gençler ve kronik rahatsızlıkları olan yetişkinler için aşı ücretini sağlık sigortaları karşılıyor.

Yüksek ateş, baş, kas ve eklem ağrıları, kuru öksürük gibi belirtileri olan influenza virüsünün neden olduğu grip hastalığına karşı aşı olmak benzer belirtilere sahip olan korona virüsünden ayırt edilmesini de sağlıyor.

İnfluenza virüsünden korunmanın yolu ise yine korona virüsünden korunma tedbirleriyle aynı; sosyal mesafe ve hijyen kurallarına uymak gibi…

Kişisel aşı tavsiyesi için aile doktorunuzla görüşebilir, Münih Belediyesi Sağlık Dairesi’nin aşı danışma hattından hafta içi her gün saat 11.00 ile 12.00 arasında  detaylı bilgi edinebilirsiniz. Tel.: 089 233-66907

Ab Freitag: Neue Corona-Regeln in München

Der Stab für außergewöhnliche Ereignisse hat heute unter Leitung von Oberbürgermeister Dieter Reiter entschieden, die Maskenpflicht für die Fußgängerzone und den Viktualienmarkt ab Freitag, 2. Oktober, wieder aufzuheben, nachdem die Münchner Corona-Inzidenzzahl seit mehreren Tagen stabil unter 50 Infektionen pro 100.000 Einwohner liegt.

Auch die maximal zulässige Gruppengröße wird deshalb ab kommenden Freitag wieder auf 10 Personen angehoben – sei es in der Gastronomie, in Privaträumen oder im Freien.
Unverändert bleibt dagegen die Begrenzung der Teilnehmerzahl an privaten Feiern (Geburtstage, Hochzeiten u.ä.) auf indoor 25 und outdoor 50 Personen, da private Feiern derzeit die Hauptinfektionsquelle in München darstellen. Auch das nächtliche Alkoholverbot am Wochenende an den bekannten Hotspots bleibt unverändert in Kraft.

Das Spiel der FC Bayern Amateure am Samstag gegen die SG Dynamo Dresden wird ohne Zuschauer stattfinden. Über die Begegnung FC Bayern – Hertha BSC am Sonntag wird am morgigen Donnerstag entschieden.

Image by hurufa/Pixabay

Supercup in der Allianz Arena findet ohne Zuschauer statt

Das Supercup-Spiel des FC Bayern München gegen Borussia Dortmund am Mittwoch dieser Woche in der Allianz-Arena wird ohne Zuschauer stattfinden. Das hat der städtische Stab für außergewöhnliche Ereignisse (SAE) unter Leitung von Oberbürgermeister Dieter Reiter heute beschlossen und sich auf ein generelles Vorgehen verständigt, wann Sportveranstaltungen ohne Zuschauer beziehungsweise mit reduzierter Zuschauerzahl stattfinden.
Um das möglichst aktuelle Infektionsgeschehen zu berücksichtigen, wird dieser Entscheidung der zwei Tage vor der Sportveranstaltung festgestellte 7-Tage-Inzidenzwert des Robert Koch-Instituts für die Stadt München zugrunde gelegt. Liegt dieser unter 35, findet die Veranstaltung mit reduzierter Zuschauerzahl, nämlich bis zu 20 Prozent der Stadien- oder Hallenkapazität, statt. Liegt der Wert bei 35 oder darüber, sind keine Zuschauer erlaubt.

Image by Jpelenio/Pixabay

Mosaik Jugendpreis 2021: Bewerbung noch bis 26. Oktober möglich

Jedes Jahr am 21. März, dem internationalen Tag gegen Rassismus, verleihen die Stadt München und die Stadt Nürnberg gemeinsam den „Mosaik-Jugendpreis – mit Vielfalt gegen Rassismus“. Der Preis wurde 2015 im Gedenken an die bayerischen Opfer der rechtsextremen terroristischen Vereinigung „Nationalsozialistischer Untergrund“ ins Leben gerufen. Mit dem Preis wollen München und Nürnberg ein kraftvolles und glaubwürdiges Zeichen der gesellschaftlichen und politischen Ächtung von Rassismus setzen und einen Beitrag zur Prävention leisten.


Nun startet die neue Ausschreibung für die Preisverleihung 2021. Ausgezeichnet werden von Jugendlichen und jungen Erwachsenen initiierte Projekte, die sich gegen Alltags-Rassismus und für ein respektvolles Miteinander aller Menschen in der Stadt sowie für interkulturellen Dialog und Begegnung stark machen. Bewerben können sich noch bis zum 26. Oktober 2020 Jugendliche und junge Erwachsene bis 25 Jahre aus Nürnberg und München.


Auch wenn die gemeinsame Arbeit in Schulen, Vereinen oder im privaten Freundeskreis in Corona-Zeiten erschwert ist und viele begonnene Projekte unterbrochen werden mussten, sind sicher auch jetzt wieder viele neue und kreative Projekte entstanden, die sich nachhaltig gegen Rassismus einsetzen. Egal ob Musik-, Film-, Kunst-, Theater-, Sport-, Medien-, Online-, Begegnungs- oder Bildungsprojekt – der Kreativität sind dabei keine Grenzen gesetzt.


Den ersten Platz in diesem Jahr teilen sich die beiden Projekte „Eine Welt – viele Farben“ aus München und das Musikvideo gegen Diskriminierung „Gutmensch“ von Charles Junior aus Nürnberg. Die Jury entschied, das Preisgeld von insgesamt 9.000 Euro auf beide Projekte gleichermaßen aufzuteilen. Die für März geplante Preisverleihung 2020 konnte aufgrund der Corona-Pandemie leider nicht stattfinden. Die Preisträgerinnen und Preisträger werden deshalb zusammen mit den neuen Preisträgern 2021 im nächsten Jahr in Nürnberg geehrt.


Die Organisation des Jugendpreises erfolgt über die Stabsstelle Menschenrechtsbüro und Gleichstellungsstelle der Stadt Nürnberg sowie die Stelle für interkulturelle Arbeit und das Pädagogische Institut – Zentrum für kommunales Bildungsmanagement der Landeshauptstadt München. Das Preisgeld wird je zur Hälfte durch die Stadt Nürnberg und die Landeshauptstadt München finanziert.

Weitere Informationen, Flyer und das Bewerbungsformular sind abrufbar unter www.muenchen.de/mosaik-jugendpreis.

Meral’in Kitap Bahçesi: Hayatlar, kararlar, pişmanlıklar…

“Hayat hızlı akan bir nehirdir. Altın gibi parıltıları akıp gider, sonunda bize sadece kum kalır….”

Üç yazar, üç roman, üç dünya.
Öyle ya, her roman ayrı bir dünyaya sürükler bizi. Kimi heyecan yüklü, kimi hazin, kimi duygu yüklü, kimi korku dolu. Satırların arasında kendimizi kaybederken meraklı gözlerle izliyoruz adeta her birinin hikâyesini.
Bu hafta kahramanlarımızın hikâyeleri yine merak uyandıran türden.

KELEBEK ADASI -Sarah Jio

Bazen içinde olduğumuz bir sıkıntıdan sıyrılamadığımızı düşünüp daha bi’dert ederiz ya. Başımıza daha büyük felaketlerin de gelebileceği ihtimali hiç aklımıza gelmez oysa. Kelebek Adası sizi saracak, sürükleyici bir roman. Kendinizi aynı okyanusta hissedecek, kurtulmak için nefes nefese kalacaksınız.  

Kitaptan alıntı:
“Keşke uzun zaman önce öğrenseydim dediğim bir şey var. O kadar kalın kafalıyım ki anlamam yetmiş yılımı aldı.” Gülümsedi. Sonra bana baktı. “Olay şu,” dedi. “İstenildiği gibi olan ya da olmayan şeylere üzülmekle o kadar zaman harcıyoruz ki treni kaçırıyoruz. Hayat kendi yolunu bulur ve her şey olacağına varır. Sadece yaşa ve bırak olsun gitsin.”

SON VAGON -Angeles Donate

Dünyanın her yerinde bu böyle midir?  Birileri iyi bir şeyler yapmaya çalışırken hep başkalarına karşı mücadele mi verir? Neden?
Gösterişli bir fotoğraf için kirli görünen kareden çıkar. Her fakir kendi çöplüğünde yaşar. Başka hiçbir yere sığmaz, yakışmaz. Mücadele vermiş, eğitim almak istemiş, bir şeyler öğrenmek, insan gibi yaşamak istemiş kimin umurunda. Görüntü kirliliğidir…
Yetişkinlere gönüllü olarak okuma yazma öğreten gazeteci-yazar Angeles Donate aynı zamanda sivil toplum kuruluşlarında da yönetici olarak görev almış. Türkçe’ye çevrilen ilk romanı Son Vagon İspanya’da çok satan romanların en başında geliyor.
Angeles Donate aslında sadece Meksika’nın değil dünyanın her tarafındaki eğitim sorununu ele alan muhteşem bir eser çıkarmış ortaya. 

Arka Kapaktan:
“Meksika Hükûmeti tarafından demiryolu işçilerinin, göçebe ailelerin ve ücra bölgelerdeki çocukların gidebilmesi için kurulan vagon okullar; modernleşmeye bir köstek olarak görülür ve bir anda siyasi çıkarların odağı hâline gelir. Bakanlıktan müfettişin önüne gelen vagon okulların kapatılma dosyası, müfettişin dosyalarının arasından düşen siyah beyaz bir fotoğrafla; çocukluğun, eğitimin, fakirliğin, ilk aşkların ve düşlerin yeniden yaşandığı ve sorgulandığı bir davaya dönüşür. Hugo Valenzuela; tahta banklar ve kara bir tahtadan oluşan vagon okulu sınıfında, hiçliğin ortasında mücadelesini hiç yitirmeyen ihtiyar öğretmen Don Ernesto ve öğrencilerinin geleceği hakkında en kritik kararı almaya hazırlanırken, kendi geçmişinin muhasebesini de yapacaktır.”

MECBURİYET -Stefan Zweig

I. Dünya Savaşı başlarında gönüllü olarak orduya katılan Zweig, gazeteci ve yazar olarak ilk başlarda savaşı destekler. Fakat Galiçya’ya gidip orada cephede yaşadıklarından sonra savaşın anlamsızlığını kavrar. Hatta Babil Kulesi ve Zorlama bu dönemde savaş karşıtı yazılarındandır.
Mecburiyet isimli çalışması da yine savaş teması üzerine kurulmuş. Savaş karşıtı olan Ferdinand ve eşi savaşmak istemediği için ülkesini terk eder. Psikolojik baskılara dayanamayan Ferdinand İsviçre’de aradığı huzuru bulduğunu zanneder ama içten içe ülkesine duyduğu aidiyet duygusu onu huzursuz eder. Cepheye katılmasını istemeyen çok sevdiği karısını üzmek istemez ama ülkesi ve karısı arasında bir seçim yapması gerekir…
Stefan Zweig’dan, alıştığımız akıcı üslubu ile bir çırpıda okuyup bitireceğiniz güzel bir hikâye.

Zaman zaman kararsız kaldığımız ve seçim yapmak zorunda olduğumuz anlar yaşarız. Verilen karar gibi sonuçları da yaşam payımıza düşer. Pişmanlıklar yaşatmayan tercihler yapmanız dileğiyle.

Sağlıkla kalın…
Meral Türkdoğan

Main Image by Free-Photos/Pixabay

München: Streik an städtischen Kitas am Montag

Für Montag, 28. September, haben die Gewerkschaften verdi und GEW die Tarifbeschäftigten der Landeshauptstadt München zu einem ganztägigen Warnstreik an den städtischen Kitas aufgerufen. Es ist daher möglich, dass Kitas ganz geschlossen bleiben oder nur teilweise geöffnet haben. Weil spontan gestreikt werden kann, liegen dem Referat für Bildung und Sport vorab keine Erkenntnisse vor, in welchem Ausmaß die städtischen Kindertageseinrichtungen bestreikt werden.

Den Eltern wird deshalb dringend empfohlen, direkt bei der jeweiligen Kita-Leitung nachzufragen, ob die Einrichtung voraussichtlich normal geöffnet sein wird, ein Teilbetrieb möglich ist oder ob die Einrichtung komplett geschlossen wird.

Die Besuchsgebühren und das Verpflegungsgeld für ausgefallene Betreuungstage werden den Eltern automatisch erstattet.

Am Montag, 28. September, entfallen aufgrund des Streiks auch alle Vorkurse Deutsch 240 sowie alle weiteren Kursangebote in den Kindertageseinrichtungen.

In den Schulen und Kitas der Landeshauptstadt München gilt aktuell die sog. „gelbe Phase“, obwohl der Inzidenzwert zwischenzeitlich über 50 Infizierte je 100.000 Einwohner gestiegen war. Die Landeshauptstadt München hat jedoch den vom Freistaat zugestandenen Handlungsspielraum genutzt und festgelegt, dass an allen Münchner Schulen und Kindertageseinrichtungen zunächst weiterhin die Stufe 2 („gelbe Phase“) gemäß aktuellem Rahmenhygieneplan gilt und die weitere Entwicklung abgewartet wird. Mittlerweile liegt die 7-Tages-Indizenz wieder deutlich unterhalb von 50.

Stadtschulrätin Beatrix Zurek: „Es gibt keinen Automatismus, bei einem Inzidenzwert von 50 die Stufe 3 – Phase rot auszurufen. Diesen Handlungsspielraum hat der Freistaat den Kommunen explizit eingeräumt. Die Stadt München bemüht sich sehr, die Interessen von Eltern, Kindern und Beschäftigten abzuwägen und mit dem Infektionsschutz in Einklang zu bringen. Was die Kolleginnen und Kollegen in den Münchner Kitas in den vergangenen, sehr schwierigen Monaten geleistet haben, war hervorragend. Dafür bedanke ich mich herzlich. Aber auch die Eltern waren in einer außergewöhnlichen Weise belastet.“

Die Stadt betreibt 48 städtische Kinderkrippen, 164 Kindergärten, 116 Horte, 123 Häuser für Kinder, 42 Tagesheime und 2 Heilpädagogische Tagesstätten mit insgesamt rund 36.500 Plätzen.